Polisler, kalkanlarıyla yüzlerindeki maskeleriyle, öfkeli gözleriyle dökülüp saçılan karanfillerin başındaydı. Duruyorlardı.

 

Polisler, kalkanlarıyla yüzlerindeki maskeleriyle, öfkeli gözleriyle dökülüp saçılan karanfillerin başındaydı. Duruyorlardı. Kırıp dağıtmışlardı 1 Mayıs çelengini, dağıtıp ezmişlerdi kırmızı karanfilleri… Görevlerini başarıyla tamamladıklarını düşünüyor olmalılar, duruşları onu gösteriyor.

Saray’dan verilmiş kararlarla, bakanların, valilerin emriyle yasaklanıyordu 1 Mayıs işçi bayramı…

O karanfillerin dağıtılıp ezildiği fotoğrafa bakınca 1977 1 Mayıs Taksim Katliamı geliyor akla… İçi burkuluyor, yüreği sızlıyor, öfke doluyor insan. Dökülüp saçılan kırmızı ve beyaz karanfiller işçileri anımsatıyor. Kırmızı önlüklü birer işçi gibi duruyor yerdeki kırmızı karanfiller, beyaz önlüklü sağlık emekçilerine, tezgah başındaki kadın erkek işçilere benziyor beyaz karanfiller. Şu korona günlerinde hayatları pahasına çalışan işçilere, emekçilere, halkımıza şifa olmaya çalışan sağlık emekçilerine; doktorlara, hemşirelere, çalışanlara…

Zihnimdeki görüntü dolaşıyor, kırmızı önlüklü işçiler ezilmiş, kurşunlanmış, yara bere dolu, kan içinde sere serpe yatıyor Taksim Meydanı’nda… Panzerler dolaşıyor cesetlerin üzerinden, polis copu görünüyor, inip kalkıyor, bayraklar, pankartlar…

Dün 1 Mayıs’tı…

43 yıl önce Taksim Meydanı kana bulanmıştı.

Dün, yani 43 yıl sonra bir kez daha işçilere, sendikacılara, sendika başkanlarına saldırıldı. Taksim’e çıkmak isteyenlere karşı panzerler, kalkanlar, coplarla durdular. Yasak kararlarını çıkardılar.

Zihniyet aynı zihniyet; işçi sınıfı ve emekçiler söz konusu olunca, sınıfın kapitalizme karşı tavır alışı, sömürü ve yağma düzenine karşı duruşu, gelecekten, demokrasiden, özgürlüklerden, sosyalizmden, yani sömürüsüz ve baskısız bir dünyadan bahsedilen her yerde, her tarihte aynıydı düzen ve onun hükümetleri...



Parçalanmış DİSK çelenginin kırmızı karanfilleri saçılmış duruyordu kasklı kalkanlı, silahlı polislerin önünde; kırmızı karanfillerin içine serpiştirilmiş “1 Mayıs”ı ışıldayan beyaz karanfiller kırılmış dökülmüştü. Çelenk parçalanmıştı.

Bir tarafta sürüyorken hengame, itilip kakılıyor, zorla yaka paça gözaltına alınıyor, polis arabasına dolduruluyordu işçiler sendikacılar. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK’e bağlı farklı iş kollarından sendikaların başkanları, yöneticileri, işçiler, devrimciler, demokratlar, siyasi parti temsilcileri vardı, önlerine kurulan polis barikatıyla karşı karşıya kaldılar. Taksim’e çıkmak isteyen temsili heyeti durdurmaya kilitlenmişlerdi. O çelenk Taksim’e çıkarılmayacaktı, belli ki Saray’dan böyle buyurulmuş.

Sınıfı, emekçileri, ezilen ve sömürülen halklarımızı bölüp parçalayarak iktidarını muhafaza etme çabasındaki hükümet 1 Mayıs’ta da bu kötü rolünü oynadı. İşçi Sınıfının Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü, bu ta 1886 yılından bu yana dünya işçilerinin enternasyonal gününde DİSK’e, sömürü ve soyguna karşı duran işçilerin temsilcilerinin önüne polis panzerlerini dayayanlar, aynı saatlerde yandaş sendika saydıkları Hak-İş’in temsili heyetindeki yöneticilerin Taksim’e çıkışına yolları açmışlardı. Türk-İş çelengi de oradaydı.

Elbette olmalıdır sendika çelenkleri, dahası sorun çelenk bırakmak değil, fiziki mesafe korunarak kutlanmalı 1 Mayıs, tüm işçi ve kamu emekçileri konfederasyonlarının eylem birliğinde yapılmalıydı bu. Hükümetin inayetine sığınarak değil, işçi ve emekçilerin gücüne dayanarak kutlanmalıdır 1 Mayıs…

Hak-İş ve Türk-İş yönetici kademesi bilmiyor olamaz; 1 Mayıs günü sokağa çıkma yasağı ilan eden iktidar, sömürü çarklarını döndürmek için işçilerin aynı gün fabrikalara, işletmelere korona karşısında güvensiz ortamlarda çalışmasını dayatıyordu. Fabrikalar açıksa, üretim çarkları işçilerin elleriyle döndürülüyorsa, hizmetleri sürdürüyorsa işçiler, elbette o üretim ve hizmet alanlarında 1 Mayıs’ı kutlanacaktı, kutlandı da…

Dün her yerde işçiler polis engeliyle karşı karşıya kaldı. Baskı uygulandı, gözaltılar oldu. Ancak Türkiye’nin birçok yerinde birçok dilden pankartlar açıldı, dilden dile sloganlar haykırıldı, Türkiye işçi sınıfı, emekçileri, gençler ve kadınlar tek bir bayrak dalgalandırdı… Ulusuna, diline inancına bakmadan 1 Mayıs bayrağı dalgalandı her yerde, 1 Mayıs kutlandı.

Ve bir kez daha görüldü ki, kapitalizm çürüyendir, korona günlerinde çok çarpıcı olarak görüldü ki kapitalizm sömürü çarkları durmasın diye işçileri ölüme sürüyor. Ve bir kez daha görüldü ki sömürü ve baskı düzenini yıkma, işçi ve emekçilerin iktidarını kurma mücadelesi engellenemeyecek. Ve bu hedefte zafere ulaşıncaya kadar dur durak yok...

1 Mayıs kutlu olsun!