"SANATÇILARIMIZ VE YAZARLARIMIZLA 20 SORU"

-Varlık sözcüğü sizde neyi çağrıştırır?

Bir çok şeyi ! Bu dünyadaki karmaşık varlık durumumzun çağrıştırdığı tüm sorunlar bir yana, ilk aklıma gelen kirli tarihimizin içinden fırlayan o korkunç çıban: Varlık vergisi.

- Geçmiş, şimdi ve gelecek dersek…

Üçünü de şimdi ellerimde tutmaya çalışıyorum. Minik yelkendeki dümen gibi. Rüzgar geçmişten esiyor, geleceğe gidiyor ve ben elimde dümen, rüzgarla dans ediyorum.

- En çok etkilendiğiniz roman, film ve tiyatro.

Seçmek imkansız. Yok bir tane. Sait Faik’in, Tezer Özlü’nün, Steinbeck’in, Saint Exupery’nin, Prevert’in her satırı. Guediguian’ın bütün filmleri. İonesco’nun Gergedan’ı.

- İlk gençliğinizde kime öykündünüz, kahramanınız kimdi?

Kimseye öykünmedim desem inanır mısınız ? Ama kahramanım çoktu. Emma Goldman, Camille Claudel, Pir Sultan, Van Gogh, Simone Weill, Durruti, Şahmaran.. Hala da çok. Ama şimdikiler ünlü değiller hiç.

- Nerede yaşamak isterdiniz? Coğrafya kader midir?

Dilini bildiğim herhangi bir yerde. İnsanlarıyla iletişim kurabildiğim, şarkılarını anlayabildiğim yerde.

- Yeniden doğsaydınız hangi mesleği seçmek isterdiniz?

Denizci.

- En sevmediğiniz ve en sevdiğiniz yanınız?

Acelecilik. İnadına romantizm..

- Aşka inanır mısınız? Aşk mı özgürlük mü?

Evet! Yine evet! Özellikle türkçede ikisi çok içerden birleşiyor. Aşk, kendinden geçmeyi, kendini aşmayı, özgürleşmeyi çağırıştırıyor..

- İnsan sözcüğü sizde neyi çağrıştırır?

Yer kürenin en zararlı varlığı. Kendini herşeyin merkezine koyan, diğer canlıları “çevre” diye tarif eden, onlara iç rahatlığıyla tahakküm eden... İnsacıl diyoruz ya...içine doldurduğumuz anlam koca bir yalan.

- Dayanamadığınız insan tipi?

Tembel, sinsi, faşist..

- Koku dersek; kentlerin kokusu nedir sizin için?

Beton, naylon, plastik, egzoz..

 - Şimdinin kokusu?

Ateş yakıyorum sık sık, son günlerde. Ateşin kokusu.

- En çok dinlediğiniz müzik?

Hep değişiyor. Şimdilerde Jazz ve Balkan müziği eşlik ediyor bana. Bir de nedense Bach dinliyorum sık sık..

- Şu an neler okuyorsunuz?

Simone Weill’in biyogafisini tekrar okuyorum.

- Pişmanlıklarınızdan üçü..

Annemle daha çok zaman geçirmek isterdim. Türkiye’den ayrılmadan önce, kucaklamak isteğim insanlar vardı. Daha da çok şey..

- Ölümden ve yaşlılıktan korkar mısınız?

Malesef evet. İkisi de gelecek, biliyorum ama şimdi onları düşünmesem, daha iyi.

- Yalnızlık?

Yalnızlık var yalnızlık var. Biri inandığın doğrular için, yalnız kalmayı göze alabilmek: cesaret işi. Diğeri egoizmin yarattığı kimsesizlik, paylaşımsızlık..

- En büyük hayaliniz?

Anarşist, feminist, anti militarist, ekolojist bir mücadele vermek zorunda kalmayacağımız bir dünya.

- Hayatınızda olmazsa olmaz dediğiniz üç şey!

Sevdiklerim, deniz ve şiir.

- Evrene neyi fısıldamak istersiniz?

Yıldızlar çok uzak, sen çok büyüksün, içinden gelip geçiyorum, habersiz habersiz..

"20 SORU KÖŞEMİZE DAİR"

Bir ülkenin gerçek gelişmişliğini o ülkenin yazarları, sanatçıları ve filozofları belirler. Savaşlar biter,  devri devran değişir, geriye yazı kalır ve yazılan romanlar, şiirler ve öyküler ve resimler toplumların gerçek tarihini oluşturur. 

Hep klasikleşen  “20 soru” gibi bir köşede ısrarcı olmamızın nedeni, yazarlarımıza ve sanatçılarımıza, dünyayı güzelleştirmek için emek harcayanlara ve direnenlere selam ederek, onların soluğunu duyurmak, kısacık kelimelerle onların dünyasını anlayabilmek ve anlatabilmek. Birbirinden değerli sanatçılarımızla, gazeteci, politikacı ve aktivistlerimizle yüreklerinize ve bilinçlerinize dokunmak istiyoruz. Bu köşeyi seveceğinizi umuyoruz. Hepinize sevgi ve saygılarımızla

Bundan sonraki konuğumuz sürpriz...

Editör: Haber Merkezi