SANATÇILARIMIZ VE YAZARLARIMIZLA 20 SORU

-Varlık sözcüğü sizde neyi çağrıştırır?

Ol ve öl arası bir şeyi, doğmakta olan bireyden ölmekte olan gezegene.

-Geçmiş, şimdi ve gelecek dersek…

Ân, geçmişten beslenip geleceği kurar. Ânı hakkıyla yaşayabilen, geçmişi yeniden yoğurup geleceğe yeni kapılar açar.

-En çok etkilendiğiniz roman, film ve tiyatro.

Kafka’nın Şato’su, Dostoyevski’nin Budala’sı, Godard’ın Çılgın Pierrot’su, Murnau’nun Şafak’ı, Ionescu’nun tiyatrosu, Beckett’in Godot’yu Beklerken’i…

-ilk gençliğinizde kime öykündünüz, kahramanınız kimdi?

İşini çok güzel yaptığı için, babama; çok asil duruşundan dolayı Xalê Bek’e; yılanı kuyruğundan tutup fırlattığı için Avdê Musli’ya.

-Nerde yaşamak isterdiniz? Coğrafya kader midir?

İnsanın olabildiği her yerde. Nerede olursam olayım, sırtımı bir ağaca yasladığımda, toprakla, varlıkla olan o bağımı bulur, kendimi Harun’da, köyümde zannederim. Başımızı kaldırıp bakabilsek, coğrafyanın, Dünyanın bize kader olamayacak kadar küçük olduğunu görürüz. Yoksa da, çıkamayacağımız bir tuzak.

-Yeniden doğsaydınız hangi mesleği seçmek isterdiniz?

Her güle bir kelime bulup, diyar diyar gezerdim belki. Ha, öykünebileceğim insanlardan biri de Höskê çerçi idi.

-En sevmediğiniz ve en sevdiğiniz yanınız?

Sevebileceğim bir yanımın olduğunu hiç düşünmedim. Bu tembel işi. Ama her yanımı düzeltebilir, geliştirebilirim. Zaten de şair hep başkasına bakandır; kendisini fazla görmemeli. Ve gördüklerinde kendisine çeki düzen vermeli.

-Aşka inanır mısınız? Aşk mı özgürlük mü?

Aşk imiş her ne var ise alemde, der şairler, doğrudur. Alemi, olanı var eden aşktır. Ama ismine ve de cismine sahip olamayandan da âşık çıkmaz. Aşk ve özgürlük, birbirini besler, biri diğerini dışlamaz.

-İnsan sözcüğü sizde neyi çağrıştırır?

İdealde, ufku ve sonsuzluğu. Çünkü insan biraz çaba gösterse, bütün varlığı kucaklayabilecek gücü kendisinde bulabilir.

-Dayanamadığınız insan tipi!

Teke indirgendiğinde, her insan bir noktadan sonra dayanılmaz olabilir ve herkeste de onu kurtarabilecek bir güzellik bulunabilir.

-Kokunuz dersek, kentlerin kokusu nedir sizin için?

“Şehirlerin büyüdüğü yerde bahar kalmamıştır.” Şehir, nihayette, yapayın hüküm sürdüğü, yapayın belli bir zaman sonra kokuyu, sesi, görüntüyü öldürdüğü yerdir.

- Şimdinin kokusu?

Sokakta mazot, kafamda rengarenk bir orman. Bütün mesele, mazotun ormanı yakmaması. Etrafımız yangın olsa bile.

-En çok dinlediğiniz müzik?

Dönüp dolaşarak dinleyebildiğim müzik senfoniler, özellikle de Beethoven’ın senfonileridir. Biraz ney (Kudsi Ergüner taksimleri), biraz Pink Floyd, Patti Smith, Nirvana, biraz Cemil Horo ve Fateh Nusrat Ali Khan da dinlerim.

-Şu an neler okuyorsunuz?

Hint kültürünün efsane kitabı Mahabharata’yı. Bir de eşimle beraber Kayıp Zamanın İzinde’yi yeniden okuyoruz.

-Pişmanlıklarınızdan üçü…

Âna layık olmayı bıraktığın zaman, hayatın kocaman bir pişmanlık oluverir. Önemli olan, ânı elden bırakmamak. O zaman pişmanlıklarını, kendine ve yakınlarına yük olmaktan çıkartıp, geleceğine yakıt yapabilirsin.

-Ölümden ve yaşlılıktan korkar mısınız?

Ânı bütün dolgunluğuyla yaşamak, insanı yaşlılıktan ve ölümden alıkor, bunlara zaman bırakmaz.

-Yalnızlık?

‘Öğütecek bir şey bulamazsa, kendini öğütür değirmen taşı’

Yalnızlık, olur da dünyayı bitirirsem, kendi kendimi öğütmeye başlayacağım zamandır.

-En büyük hayaliniz?

Hükmedenin ve hükmedilenin olmadığı, herkesin tek başına bir millet, tek başına bir evren olabileceği bir dünya.

-Hayatınızda olmazsa olmaz dediğiniz üç şey!

Eskiler olsa, çakmağım, bıçağım, mendilim der ve bundan dünyasını kurardı. Hayatın kendisinden başka olmazsa olmazı yoktur.

-Evrene neyi fısıldamak istersiniz?

Bugün var, yarın yoksun; kendini o kadar da ciddiye alma

20 SORU KÖŞEMİZE DAİR

Bir ülkenin gerçek gelişmişliğini o ülkenin yazarları, sanatçıları ve filozofları belirler. Savaşlar biter,  devri devran değişir, geriye yazı kalır ve yazılan romanlar, şiirler ve öyküler ve resimler toplumların gerçek tarihini oluşturur. 

Hep klasikleşen  “20 soru” gibi bir köşede ısrarcı olmamızın nedeni, yazarlarımıza ve sanatçılarımıza, dünyayı güzelleştirmek için emek harcayanlara ve direnenlere selam ederek, onların soluğunu duyurmak, kısacık kelimelerle onların dünyasını anlayabilmek ve anlatabilmek. Birbirinden değerli sanatçılarımızla, gazeteci, politikacı ve aktivistlerimizle yüreklerinize ve bilinçlerinize dokunmak istiyoruz. Bu köşeyi seveceğinizi umuyoruz. Hepinize sevgi ve saygılarımızla

Bundan sonraki konuğumuz sürpriz...

Editör: Haber Merkezi