"SANATÇILARIMIZ VE YAZARLARIMIZLA 20 SORU"                                            

-Varlık sözcüğü sizde neyi çağrıştırır?

Var olmayı, iz bırakmayı, yaşatmayı tabi güzellikler adına ne varsa.                                                       

-Geçmiş, şimdi ve gelecek dersek?

Geçmiş; hiçbir şeyi bilmeden merak içinde yaşamaya ve öğrenmeye başladığımız çocukluğumuz. Şimdi; oradan bu günlere yaşamın gereği olan ne varsa daha bilinçli, daha bilgili, daha bir özveriyle öğrenmek çaba sarfederek, emek vererek, üreterek bu günlere taşıdıklarımız. Gelecek  ise; onların bizde bıraktığı tecrübe, birikim, gözlemlerin toplamını güvenli bir şekilde bilinmeyene yol alarak taşımak.                                               

 - En çok etkilendiğiniz roman, film, tiyatro.

  Maksim Gorki’nin “Ana”romanı, Rosa Luxemburg’un “Mapushane Mektupları.”  Film; Yılmaz Güney’in “Duvar ve Sürü” Victor Hugo’nun “Sefiller” Emir Kusturica’nın “Çingeneler Zamanı.” Tiyatro; Dostoyevski’nin “Gogol’un Paltosu.” Genco Erkal’ın “Sivas’93”.                                             

- İlk gençliğinizde kime öykündünüz, kahramanınız kimdi?

Cesareti barındıran bütün insanlar. İçinde olanlar ise Rosa Luxemburg, Mireball kardeşler. Özgürlüklerine sahip çıkma adına verdikleri çaba ve mücadelelerine hayran kalmışımdır. 

   - Nerede yaşamak isterdiniz, coğrafya kader midir?

Doğayla iç içe, insanların samimi olduğu her yerde yaşamak isterdim. Coğrafya kişilere göre değişebilir, tabi ki yaşama şartlarının etkisi büyük ama benim için kader değil, bilinçli bir insan kader denilen birçok engeli azmi ve çabasıyla aşabiliyor.             

    - Yeniden doğsaydınız hangi mesleği seçmek isterdiniz?

Öğretmenlik ya da sanat alanında bir dalı.                                                   

 - En sevdiğiniz ve en sevmediğiniz yanınız.

En küçük şeyden tat almasını, mutlu olmasını yani çocuk ruhumun beni terk etmeyişini seviyorum. Sevmediğim yanım ise fazla çekingen ve içine kapanık oluşum.                                                       

- Aşka inanırmısınız? Aşk mı? Özgürlük mü? 

Aşk; dokununca tılsımı bozulandır. Özgürlük ise yaşamın ta kendisi. Onun için tabi ki özgürlük diyorum. Özgür olmayan insan hiçbir şeyden ne tat alır, ne de mutlu olur.                                             

  - İnsan sözcüğü sizde neyi çağrıştırır?

Benim için insan; vicdanlı olan, doğayla, tüm canlıyla empati kurabilendir.                           

    - Dayanamadığınız insan tipi?

Kibirli, hırslı, kıskanç, cahil, fesat, yobaz, en kötüsü de şehvet düşkünü olandır, onlara hiç dayanamıyorum.                                     

  - Koku dersek; kentlerin kokusu nedir?

Betonlaştırılmış kentlerde koku denen şeyi zaten alamayız, bulamayız. Ama doğayla, sanatla bütünleşen yaşam alanlarının hepsinde güzel koku vardır, özellikle de çiçeklerle bezenen sümbül, lale, gül, nergis, çam, iğde gibi aklımıza gelen bütün çiçek ve ağaçların kokusuyla iç içe yaşamak aklıma gelir.                                                             

- Şimdinin Kokusu?

Şimdinin kokusu beton yığını, hava kirliliği, hastalıklar, yalnızlık, acı, açlık, sefalet yani koku dediğimiz bizi ferahlatan, içimizi açan şeylerin çoğu yok.                                                   

-En çok dinlediğiniz müzik? 

Müzik evrenseldir şu müziği dinliyorum diye sınırlandıramam o an ki ruh halimle ilgilidir. Bazen dilini hiç bilmediğim, anlamadığım ama sesi, ezgisi beni çok derinlere götürür, ya da sözler çok anlamlı gelir o zaman daha bir severek dinlerim.                                                 

   -Şu an neler okuyorsunuz?

Uzun süredir göz problemi yaşadığım için  kitap okuyamadığım gibi istediğim şekilde yazamıyorum da, ama sesli kitap dinliyorum, klasikleri falan.                         

- Pişmanlıklarınızdan üçü? 

Bazı konularda cesaretli olmadığım için yapmak istediğim şeyleri yapamamanın pişmanlığı. Fazla duygusal olmamdan kaynaklı istemediğim şeyleri geri çevirememenin pişmanlığı. İnsanlık adına güzel şeyleri düşündüğüm halde içine kapanık bir kişiliğimden kaynaklı yaşama geçirememenin pişmanlığı.                                             

-Ölümden ve yaşlılıktan korkarmısınız?

Kendi ihtiyaçlarımı giderebilecek sağlıkta ve hala sosyal olabiliyorsam yaşlılıktan korkmam, ama bunlar olmayacaksa da, ölümden korkmam.                                           

 -Yalnızlık?

Yaknızlık, kendimle arkadaş, dost, yoldaş olmaktır.                         

 - En büyük hayaliniz?

Sevdiklerim ya da sevdiğim biriyle karavana ile dünya turuna çıkmak.                             

 - Hayatınızda olmazsa olmaz dediğiniz üç şey?

Özgürlüğüm, sağlığım, çocuklarım ve sevgi.               

20-Evrene neyi fısıldamak isterdiniz?

Dünyayı Corona’nın sardığı gibi Barış’ın sarmasını, insanların vicdanlı olmasını, cinsiyet ayrımı yapılmadan eşit şekilde yaşanılmasını ve herkesin her şeyle empati kurabilmelerini fısıldamak isterdim.

Gülser HanUmut Yüklü Mektuplar ve Özgürlüğe Uçan Kelebekler romanının yazarıyım. Ötekilerin Gündemi ekibi olarak, “sanatçılarımız ve yazarlarımızla 20 soru” projesine benide eklediği için teşekkür ederim. Güvenilir adımlarla çıktığı bu yolda umarım herkese umut olsun. 

Tekrar Ötekilerin Gündemi’ne teşekkür ederim.

"20 SORU KÖŞEMİZE DAİR"

Bir ülkenin gerçek gelişmişliğini o ülkenin yazarları, sanatçıları ve filozofları belirler. Savaşlar biter,  devri devran değişir, geriye yazı kalır ve yazılan romanlar, şiirler ve öyküler ve resimler toplumların gerçek tarihini oluşturur. 

Hep klasikleşen  “20 soru” gibi bir köşede ısrarcı olmamızın nedeni, yazarlarımıza ve sanatçılarımıza, dünyayı güzelleştirmek için emek harcayanlara ve direnenlere selam ederek, onların soluğunu duyurmak, kısacık kelimelerle onların dünyasını anlayabilmek ve anlatabilmek. Birbirinden değerli sanatçılarımızla, gazeteci, politikacı ve aktivistlerimizle yüreklerinize ve bilinçlerinize dokunmak istiyoruz. Bu köşeyi seveceğinizi umuyoruz. Hepinize sevgi ve saygılarımızla

Bundan sonraki konuğumuz sürpriz...

Editör: Haber Merkezi