VAN-Kadınların çalışma yaşamındaki erkek egemen zihniyete karşı var olma mücadelesi verdiğini söyleyen Ahtamara Kadın Platformu’ndan Ayşe Minaz, ‘Biz sadece mutfakta değil, toplumun her alanındayız’ dedi



Yeni Yaşam Gazetenin haberine göre, Kadınlar, sosyal ve kültürel alanlarda olduğu gibi ekonomi alanında da var olabilmek için mücadele ediyor. Van Ahtamara Kadın Platformu üyesi Ayşe Minaz, kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları zorluklara rağmen, “buradayız” diyerek verdiği verilen mücadeleyi değerlendirdi. Kadınların çalışma yaşamında en fazla karşılaştığı sorunların başında erkek egemen zihniyet olduğuna dikkat çeken Minaz, bunun olduğu her yerde, kadınların ilerlemesinin zorlaştırıldığına işaret etti. Çalışma yaşamına katılma konusunda kadınların ancak erkeklerin kontrolündeki yönetim kademelerine dahil olabildiğini dile getiren Minaz, “Bağlı olduğumuz odaların başkanları kadınları tabir ederken, yalnızca anne sıfatını kullanıyor. ‘Kadınlar annelerimizdir’ ifadesini kullanıyorlar. Biz kadınlar bunu kabul etmiyoruz. Evet, ben bir kadınım, anneyim, eşim, işverenim, aynı zamanda bir sivil toplum kurumu yöneticisiyim. Bu kadar çok rolümüz varken, onlar sadece bizi tek bir sıfatla anıyorlarsa bu bizim niteliğimizi, becerimizi ortadan kaldırıyor” dedi.



‘Kadınlar pasifize ediliyor’

Bu zihniyetin oda seçimleri yapılırken hiçbir zaman kadınların dahil olmasını istemediğini kaydeden Ayşe Minaz, “Dışarıdan lobi çalışmaları yürütüyorlar. Seçim zamanı geldiğinde toplamda herkes aynı kişiyi öneriyor. Böyle olunca da erkekler seçilmiş oluyor. Biz kadınlar, katılım alanlarına giremedikçe, karar alma mekanizmalarında yer almadığımız sürece maalesef bu sorunlar devam edecek” diye konuştu. Kadınların çalışma yaşamında karşılaştığı sorunlardan birinin de, en yakın çevresinde ortaya çıktığını ifade eden Ayşe Minaz, bu sorunları şu şekilde özetledi: “Sizi engelleyen eşiniz oluyor, aileniz oluyor, kimi zaman çalışma arkadaşlarınız oluyor. Kadınlar iş hayatında bu engellemeler yüzünden maalesef çok aktif rol alamıyorlar. Bunu, kadınların iş yaşamına ilişkin üniversitede kadın sorunları araştırma biriminin ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) raporlarında da gördük. Üniversite bitirmiş olan herkes işe girmeye ve çalışmaya hazırdır. Oysa, kadını iş hayatına dahil etmemek için her türlü şey yapılıyor. Örneğin bir kadın sabah kalktığında o evin bütün işleyişinden, çocuklarla ilgili bütün düzenden sorumlu tutuluyor. Kadın bunları yaptığında iş hayatına katılmakta zorlanıyor. Diğer yandan da erkek zihniyetinin engellemeleriyle karşılaşıyor. ‘Zaten çok az para alacaksın çalışmana gerek yok’ anlayışı kadını pasifize etmek için kullanılıyor.”

‘Değiştirmek elimizde’

Çalışma yaşamındaki bu zihniyetin değişip dönüşmesinin kadınların elinde olduğunu belirten Minaz, “Biz kadınlar, toplumun her alanının mutfağında yer alıyoruz. Biz bu mutfağa girerken sadece yemek yapmıyoruz, toplumun bütün alanlarındayız. İşin, ekonominin, ithalatın, ticaretin mutfağındayız. Bizi görebilmeleri için çok fazla bağırmamız gerekiyor. Bu noktada örgütlülüğümüz çok önemli. Biz kadınlar olarak örgütlülüğümüzü büyütmeye devam edeceğiz” dedi.

 
Editör: Haber Merkezi