“Gelin canlar bir olalım” diyen Aleviler yarın yapacakları kurultaya hazırlanıyor. Kurultay için milyonları temsil eden 700-800 kadar Alevi derneği bir araya gelmiş; onları temsilen 7 Federasyon ve Vakıf, Büyük Alevi Kurultayı düzenliyor.

Alevi ve Bektaşi federasyon ve vakıfları, bir Cumhurbaşkanlığı kararı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı” kurulmasına tepkili.

Din ve mezhepler üzerinden siyaset yapılmasından, ayrımcılığın daha da derinleştiriliyor olmasından duydukları rahatsızlığı ifade eden Alevi kurum temsilcileri, devletin inançlar üzerinden elini çekmesini istiyor.

Aleviler ve kurumları; zorunlu din dersinin kaldırılmasını, cemevlerinin ibadethaneleri olarak kabul edilmesini ve ayrımcılığa son verilerek eşit yurttaşlık hakkının tanınmasını ısrarla dile getiriyor.

Antidemokratik uygulamaların ayyuka çıktığı, haksızlığın, hukuksuzluğun bir yönetme tarzı halini aldığı, baskı ve şiddetin her yanı sardığı böylesi bir dönemde “laik, demokratik bir Türkiye” için bir kez daha seslerini duyurma, sorunlarını dile getirme çabasındaki Aleviler; “Bizim sorunlarımız sadece elektrik, su, kira değil. Biz laik ve demokratik bir Türkiye istiyoruz” diyor.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken hâlâ çözümlenmemiş sorunlarını dile getiriyor olmaktan duydukları rahatsızlığı ifade ediyorlar. Giderek artan ve yaygınlaşan laiklik karşıtı girişim ve uygulamaların toplum için yarattığı tehlikelere dikkat çekiyorlar. Demokratik bir anayasanın eşit yurttaşlık hakkının bir zorunluluk olduğunu vurguluyorlar. “Demokratik, laik bir Türkiye” talebinin tüm Türkiye halklarının talebi olduğunu vurguluyorlar.

Alevi kurum ve temsilcilerinin en çok rahatsız oldukları konulardan biri, “Diyanet temsilciliği” atanması dedikleri, yeni karar. Yıllardır laikliği savunan, din ile devlet işlerinin ayrılması, devletin din ve inançlar üzerinden elini çekmesi gerektiğini isteyen Alevi kurumlarını muhatap almayan, sorunları çözmek için adım atmayan iktidarın “kendi Alevi’sini yaratma” girişimiyle yeni dernekler kurma ve federasyon oluşturma yoluna gittiğini belirtiyorlar. Bir KHK ile Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı olarak kurulan “Alevi-Bektaşi Daire Başkanlığı”nı inançlarına ve felsefelerine vurulmak istenen bir darbe olarak değerlendiriyorlar ve “İktidarın Alevileri olmayacaklarını, inançları üzerindeki hesapları bozacaklarını ve bu kurumu tanımadıklarını ve tanımayacaklarını” dile getiriyorlar.

"Maraş Katliamı’nın 44. yılında hükümetin o dönemin zihniyetini mahkum etmek ve bir toplumsal yüzleşme yoluna gitmek yerine ortaklarından biri olan MHP ile el ele vererek Alevileri bölmek ve parçalamak istiyor” değerlendirmesi yaygın. Bu son kurulan “daire”nin buna hizmet ettiğini belirtiyorlar.

İnançlarının, bir “daire başkanlığı” düzeyinde temsiliyete indirgemesini kabul etmeyen Aleviler, devletin Alevilere müdahalesi anlamına gelen bu uygulamayı tanımayacaklarını yarın kurultayda bir kez daha yüksek sesle haykıracaklar. Devletin, iktidarların, hükümetlerin ve siyasi partilerin dini ve inançları kendi ikballeri için kullanmalarını asla kabul etmediklerini dile getirirken, ısrarla, inanç ve ibadetlerini bildiklerini, cemevlerinin ibadet evleri olduğunu vurguluyorlar. Temsiliyetleri konusunda da iradelerini yansıtan kurumlarının bulunduğunu; bir çözüm bulunmak isteniyorsa bunun Alevi kurum ve temsilcileri ile görüşülerek bir yol bulunmasını istiyorlar. İktidarın, her zaman güdümlerinde hareket edecek kurumlar yaratma yoluna gittiğini, ancak bu tür girişimlerinin sonuçlarının hep hüsranla sonuçlandığını örnekleriyle aktarıyorlar.

İktidarın, Alevilere ayar çekme hesaplarını bugüne kadar bozdukları gibi bundan sonra da bozacaklarını yüksek sesle dile getiriyorlar. Son, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevleri Başkanlığı kurulmasındaki amaçlara öfkelerini dile getiren kurum temsilcileri, inancı, bir kültür olarak formüle etme; ibadetlerinin folklorik bir imge düzeyinde değerlendirilmesini kabul etmiyorlar.

İbadethaneleri olan cemevlerinin, bir kültür evi düzeyinde değerlendirilmesini kabul etmediklerini dile getiren Aleviler ve kurum temsilcileri yarınki kurultayda bunları binlerin ağzından; milyonların iradesi olarak bir kez daha deklare edecekler.

2009 yılında hükümete, Alevilerin talepleri ve düşüncelerini kapsayan bir rapor sunduklarını, çözüm yollarını dile getirdiklerini, ancak bunların hiçbir biçimde değerlendirilmediğini ve çözüm yoluna gidilmediğini belirten Alevi kurumları; tek adam yönetiminin, Alevileri, Alevi dernekleri ve kurumlarını muhatap almak yerine, kendisine uygun muhataplar yaratma, Alevileri asimile etme yoluna gitmesinden duydukları rahatsızlıkları bir kez daha dile getirip, eşit yurttaşlık talebindeki ısrarlarını vurgulayacaklar. İradelerine ve inançlarına saygı gösterilmesini isteyen Alevilere, yüzyıllardır dize gelmediklerini, zulme boyun eğmediklerini gösterecek ve “laik demokratik Türkiye” talebindeki ısrarlarını gösterecekler.