O, çayı önce tozu gitsin diye soğuk suyla yıkar, demliği çaydanlıkla birlikte ocağa koyarken demliğe de soğuk su eklerdi. Böylece çaydanlıktaki su yavaş yavaş ısınırken, demlikteki çay da soğuk suyla birlikte demlenmeye başlardı. Bu tarifin sonucunda elde edilen çayın lezzetli ve çok da hafif olduğunu söylerdi...
Rahşan hanım ise servis ederken Ecevit' in çay tutkusunu soranlara ufak bir itirafta bulunur “Ben aslında çay sevmem. Ama tanıştığımız günlerde gördüm ki 20–25 bardak içiyor, o kendisine çay koyduğunda ben de koyar üzerinden bir kaç yudum alırım.” derdi.
Ne sıcacık, ne aşk dolu bir itiraftı bu...
Eşlik etmek, eş olmak...
İşte sevgi bu küçücük uyumlar, an'ı paylaşmalarda yatıyor belki de.
“Çayı severim; içenden ötürü” der gibi...
Ecevit’e de şakayla karışık Rahşan hanımın çay sevmediği yönündeki itirafları aktarıldığında “Sever aslında. Ama az içer.” derdi.

( Kaynak: https://www.karadenizekspres.com/eslik-etmek-es-olmak/26145/ )

Editör: Haber Merkezi