Dün Hüda Kaya'nın kızı, başörtüsü direnişçisi Zehra Nurulhak'ın ölüm yıldönümü
Mücadelemizle yolundayız NURULHAK!
Nurulhak'ın kısa hayat hikayesi ve ölümü ardından Hüda Kaya'nın dilinden dökülen mısraları paylaşıyoruz:
Nurulhak'ın Mücadelesi
28 Şubat darbe sürecinde, Türkiye’nin her yanında artarak devam eden başörtüsü yasakları en son 1999 yılında Malatya İnönü Üniversitesinde de uygulanmaya başladığında Nurulhak da ailesi ile birlikte halkın özgürlük direnişine hem öncülük ederek destek veriyor hem de bir basın temsilcisi olarak eylemleri takip ediyordu. Aralıksız devam eden eylemlere katılan Nurulhak, annesi ve kız kardeşleri hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkartıldı.
18 Mayıs'ta lisede derstelerken okula gelen terörle mücadele ekiplerince kelepçelenerek 3 kız kardeş sorgulanmaya götürüldüler.
Ertesi gün 19 Mayıs'ta (birileri gençlik bayramı yaparken) özgürce yaşamak için direnen 3 kız kardeş ve anneleri Hüda Kaya polislerin arasında emniyet ve adliye koridorlarında dolandırılıyor, işkenceli sorgulardan geçiriliyor, bildik 'vatan haini' muamelesi görüyorlardı. Çıkarıldıkları mahkemede Nurulhak, annesi Hüda Kaya ve iki kız kardeşi tutuklanarak Malatya Cezaevi'ne gönderildi.
1999 Kasım’ında başlayan mahkemelerde idam cezası ile yargılanan Nurulhak ve ailesi önce hep beraber aynı cezaevinde kalırlarken daha sonraki yıllarda ayrı ayrı Malatya, Ağrı, Konya, Bandırma ve Bayrampaşa cezaevlerine sürgün eedildi. Nurulhak ve ailesi mücadele hayatlarında ilk defa zindanlarda birbirlerinden ayrı düştüler.
Cezaevi yılları ardından annesi ve kızkardeşleriyle ilk defa bir araya gelen Nurulhak, Bandırma cezaevindeyken kendisiyle ilgilenen, dayanışma gösteren o güzel insanların davetleri üzerine birkaç günlüğüne ziyarete gittikleri Bandırma'da 6 Ağustos Cumartesi günü bir aracın çarpması sonucu Hakk'a yürüdü.
Onun için söylenen sözler hala bitmedi. Onun söyleyecekleri de....
Hüda Kaya:
Bekle Sessiz Kızım
Senin için yanacakmış nice yürekler.
Senin için "SESSİZ KIZ" dediler hep, sessiz ama derin.
Sen sessizliğin ile de meğer neler ifade ediyormuşsun.
Senden sonra geçirdiğimiz her anımızda yokluğun daha bir büyüyor, büyüyor.
Sessiz kızım. Mahzun kızım
Sessiz ama idamlık bir kız oldun.
Yaşıtların daha oyun ve eğlencelerde iken sen ölümün provalarını yapıyordun.
Hiç gocunmadan, dert yapmadan. Sen hala çiçekler çiziyordun sustuğun dünyayı paylaştığın kağıtlara
Mahzun ama gözyaşını göstermeye, sabreden ama direnen
Yaşanamayan hayatları, hasretleri taşıdın hep yüreğinde.
Bütün hayatının özetiydi sanki hüzün ve mahzunluk.
En ağır hüzünlerinde bile ne kadar asilce durabildiğini şimdi daha iyi anlıyorum.
En dayanılmazlarda nasıl dayandığını.
En yaşanılamazları nasıl yaşayabildiğini
Biz sıkıntılarla, hasretlerle
Biz zulümlerle, işkencelerle
Biz acıların dayanılmazları, bu ihanetler dünyasında, dayanabilmeye, yaşayabilmeye çalışıyoruz, dualar ederek.
İyi ki katlanılmaz zulümlere karşı sen varsın.
İyi ki bütün yalan ve iftiralara karşı sen varsın.
İyi ki en dayanılmaz ihanetlere, hasretlere karşı sen varsın.
İyi ki bütün acizliğimize, günahlarımıza, zayıflığımıza karşı sen varsın.
Sana kurbanlar olarak adadığım evlatlarımdan ilkini sana gönderdim.
Kabul et Ya Rabb! Onu sana , sadece sana emanet ediyorum.
Bekle kızım,
Kalan her bir nefesimizle, zulme karşı mücadelemize devam ederek, bu mahzun, bu garip diyarlardan biz de geleceğiz.
Hüda Kaya - 2005