AMED ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ DOSYA ( 2) Ötekilerin Gündemi olarak, "Yeniden Çözüm Tartışması" adlı dosya çalışmamız kapsamında, siyasi partilerden STK’lara), meslek odalarından barolara kadar farklı kesimlerin görüşlerini sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz. Bugünkü değerlendirmemizi Amed İnsan Hakları Derneği (İHD) Başkanı Ercan Yılmaz’dan aldık. Yılmaz, Kürt meselesinin çözümü ve barış sürecine dair önemli mesajlar verdi.
Amed İHD Başkanı Yılmaz: Sürecin hem destekçisiyiz hem izleyicisiyiz
Bugün Sürece İlişkin #ÖtekilerinGündemi "#YenidenÇözümTartışması'na" Dosyasına #AmedİHD Başkanı #ErcanYılmaz Değerlendirme Yaptı.@amedihd @yilmazercanihd https://t.co/FtEu3Ouqly
✍️ pic.twitter.com/oR1DsVqePf— Ötekilerin Gündemi (@OtekilerinG) January 21, 2025
Tarihi Süreç
Ercan Yılmaz, Kürt meselesinin çözümüne yönelik tartışmaların Türkiye'de uzun bir geçmişe sahip olduğunu belirtti. Bu süreçlerin sancılı geçtiğini vurgulayan Yılmaz, şu ifadelerde bulundu:
“1993 yılında Turgut Özal döneminden bugüne kadar, 40 yıllık savaşın 32 yılı boyunca diyalog ve müzakere görüşmeleri yapıldı. En somut örnek, 2013-2015 yılları arasındaki 'çözüm süreci' idi. Ancak 24 Temmuz 2015'te yeniden başlayan çatışmalı süreçle yaklaşık 10 yıldır çözümsüzlük hâkim. Bu sürecin, hem insan kaybı hem de ekonomik ve toplumsal maliyeti çok büyük oldu.”
Son 10 Yıldaki Sorunlar
Yılmaz, 2015’ten bu yana çatışmalı sürecin toplumsal etkilerine değinerek şunları söyledi:
“Son 10 yılda binlerce insan yaşamını yitirdi, milyonlarca insan yerinden edildi. 2016 yılındaki darbe girişimi sonrası kayyım atamaları, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik engeller ve siyasetçilerin tutuklanması gibi ciddi hak ihlalleri yaşandı. Bugün hâlâ yoğun bir şekilde bu ihlallerin devam ettiğini görüyoruz.”
Kayyım uygulamalarına da dikkat çeken Yılmaz, 1 Ekim’den bu yana yapılan tartışmalara rağmen 4 Kasım itibarıyla 9 belediyeye kayyım atandığını ve bu durumun Kürt meselesindeki çözümsüzlüğün bir sonucu olduğunu belirtti.
Güncel Durum ve Talepler
Yılmaz, Kürt meselesinin çözümü için çatışma dışı yöntemlerin önemine vurgu yaptı:
“Kürt meselesi, er ya da geç diyalog ve müzakere zemininde çözülecektir. Barış talebimizden vazgeçmedik ve bu sürecin destekçisiyiz. İmralı’dan yapılan görüşmeler umut verici olsa da önceki süreçlerden ders çıkarılması gerekiyor. Sivil toplumun bu sürece dahil edilmemesi, önceki çözüm girişimlerinin başarısızlık nedenlerinden biriydi.”
Türkiye’nin demokrasiye geçişi ve insan hakları standartlarını yükseltmesi için Kürt meselesinin çözümünün şart olduğunu belirten Yılmaz, şu çağrıda bulundu:
“Hasta mahpusların serbest bırakılması, kayyım uygulamalarına cevaz veren yasaların değiştirilmesi ve hapishanelerdeki siyasetçilerin serbest bırakılması, çözüm sürecine dair kamuoyunda umut yaratacak adımlar olacaktır.”
Sonuç ve Öneriler
Yılmaz, çözüm sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için kullanılan dilin önemine dikkat çekti:
“Devlet temsilcilerinin ve diğer tarafların kullandığı üstenci dili terk etmeleri gerekiyor. Diyalog, taraflar arasında eşit bir şekilde yürütülmelidir. Kürt meselesi artık bölgesel bir sorun değil, küresel bir boyut kazanmıştır. Suriye’deki Kürt toplumunun haklarının tanınması ve Türkiye’nin bu süreçte yapıcı bir rol oynaması gereklidir.”
Son olarak barış talebinin toplumsal bir talepe dönüşmesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, şu sözlerle açıklamalarını sonlandırdı:
“Barış talebimizi her zaman dile getireceğiz. Sivil toplum olarak bu sürecin destekçisi ve takipçisiyiz. Bu kez kalıcı bir çözümün sağlanması için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor.” Bu kapsamlı değerlendirme, Kürt meselesinin çözüm sürecine dair toplumsal bir umut ışığı olarak kamuoyuna önemli mesajlar veriyor. Ötekilerin Gündemi olarak, dosya çalışmalarımız kapsamında bu tür değerlendirmeleri sizlere sunmaya devam edeceğiz.
Söyleşinin tamamını https://youtu.be/6ZQGkekL6O4 YouTube kanalımızdan izleyebilirsiniz.