“Yaşam savunucuları yalnız değildir” diyen dayanışma üyeleri ve yaşam savunucuları, “Kirazlı Nöbet Alanı’na kolluk kuvvetleri tarafından yapılan müdahaleyi kınıyoruz” dedi.
https://youtu.be/qQDjSp3lqNY?t=9
Binlerce ağacın katledildiği ve yaşam alanlarının yok edildiğinin vurgulandığı basın açıklamasını okuyan ekoloji aktivisti Nuray Erçağan, şöyle denildi:
Erçağan; "Kazdağlarında orman katliamına karşı 425 gündür sürdürülen direniş nöbetine dün sabah 6.30 da 100’ün üzerinde jandarma tarafından müdahalede bulunuldu. Alanda bulunan yaşam savunucusu arkadaşlarımız gözaltına alınarak Jandarma Komutanlığı’na götürüldü.
Müdahale sırasında arkadaşlarımızın aileleri ve avukatları ile görüşmelerine, hatta tuvalete gitme isteklerine ve görüntü almalarına izin verilmedi. Jammer’larla internet erişimini de kestiler.
Tam 10 aydır Kazdağları Kirazlı mevkiinde, yüzbinlerce ağacı katlettikleri yerde işgale devam eden Alamos Gold şirketini tahliye etmek için kılını bile kıpırdatmayan Çanakkale Valiliği, nöbeti sürdüren direnişçilere müdahale etti.
Kazdağlarının yüzde 76’sı maden şirketlerine tahsis ettiler. Bildiğiniz gibi geçen hafta kirli sicili artık herkesçe bilinen Cengiz Holdingin maden projesinin çevre etki değerlendirme toplantısı halkın tepkisi üzerine iptal edilmişti. Bugün de direnişin odağı olan nöbet yerine operasyon geldi. Evet zamanlama manidar değil mi!
Biz birkaç yıl önce Artvin Cerattepe’de gerçekleştirilen saldırıyı unutmadık. Ordu Fatsa’da, Bursa Kirazlıyayla’da, Aydın’da, Sakarya’da yaşam alanını, merasını, ormanını savunan halkın karşısına barikat kurdurlar. Biz ormanı koru, dereyi koru, merayı koru dedikçe iktidar şirketleri korumak için bütün güçlerini seferber ediyor.
Ormanlara hücum var! Yaşam alanlarımıza hücum var!
Anayasa'nın 169. Maddesinde "...ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez...” deniliyor. Ama son iki ayda 68 ilde 766 maden ruhsatı verildi. Ormanlarımız maden şirketleri tarafından tarumar ediliyor. Ormanlar, ağaçlandırma sahaları, özel koruma bölgeleri, milli parklar, meralar, sit alanları, su havzaları, kıyı alanları, turizm bölgeleri, askeri yasak bölgeler ve şahsa ait özel alanlar, yani her yer madencilik faaliyetine açılmaya devam ediyor.
İktidar, maden şirketlerine bir sürü teşvik ve muafiyet sağlıyor. KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, kurumlar ve gelir vergilerinde indirimler, hazine arsalarının yatırım yeri olarak tahsisi, ayrıca düşük faizli kredi desteği… İktidar şirketlere bütün kolaylıkları sağlarken zenginliğine zenginlik katan şirketler olurken, halk da suyundan, merasından, köyünden oluyor.
Alamos Gold ve tüm madenciler ormanlık alanda bulunmaya ve çalışmaya devam ederken, ülkenin her yanında ormanlık alanlarda ağaç kesimleri yapılırken Çanakkale Valiliği’nin nöbet alanını pandemi bahanesi ile boşaltması kabul edilemez.
Biz yaşam alanlarımızı ve Kazdağlarını savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Ormanlarımızı, şirketlere terk etmeyeceğiz. Hiçbir yerde geri adım atmayacağız. Kazdağlarında, Cerattepe’de, Murat Dağında, Munzur’da, Fatsa’da… Her yerde karşınıza çıkacağız.
Yaşam savunucularından önce 13 Ekim 2019’dan bu yana ruhsatsız bir şekilde Kirazlı’da bulunan Alamos Gold tahliye edilmelidir. Arkadaşlarımız şimdilik bırakıldı ancak nöbet alanı kepçelerle yerle bir edildi, Kirazlı Nöbet Alanı’na yapılan ve yaşam savunucularına karşı yapılan bu müdahaleyi kınıyoruz.
Bizler bu kararın neden verildiğini biliyoruz. Bu kararın pandemiyle alakası yoktur. Kazdağları'nı elini kolunu sallayarak delik deşik etmesine izin vermediğimiz Alamos içindir, Halilağa'da halkın katılımı toplantısını keyiflerince yaptırmadığımız Cengiz içindir bu karar. Bu tahliye siz rahat olun biz sizin yanınızdayız demek içindir. Belki Valilik sizin yanınızda olabilir ama Halilağa'da da görüldü ki halk Kazdağları'nın yanında, yaşamın yanında… Onlar talancılardan, millete küfür edenlerden, memleketin her bir karış toprağını satanlardan yanadır, bizlerse ormandan, sincaplardan, topraktan ve sudan yanayız.
Tahliye edilmesi gereken yaşam savunucuları değil Alamos Gold'dur! Onlar ormandan gidene kadar doğa ve yaşam savunucuları olarak direnmeye devam edeceğiz.
Bugün Kazdağları'na sahip çıkmak memlekete sahip çıkmaktır, dünyaya sahip çıkmaktır, tüm kamuoyunu, kitle örgütlerini, muhalefet partilerini, çevre ve ekoloji örgütlerini, tüm bu dünyada yaşamak isteyen insanları Kazdağlarına sahip çıkmaya cağırıyoruz. Çünkü Kazdağlarını savunmak Suları HES lerle, Dağları, Ormanları, Meraları Madenlerle, Tarım alanları zehirlerle yok edilmeye çalışılan Antalya yı savunmaktır, Yurdu savunmaktır. Suları, Dağları, Ormanları, Meraları, Tarım alanlarını kısaca tüm yaşam alanlarını savunmaya devam edeceğiz" dedi.
Editör: Haber Merkezi
