HABER MERKEZİ- Harp okulundan mezun olup diploma almanın coşkusuyla kılıç çekip “Atatürk’ün askerleriyiz” diyen teğmenler ordudan ihraç istemiyle disiplin kuruluna gönderildiler.

Oysa o teğmenlerin hiçbir kötü kasıtları, hiçbir örgütlü girişimleri, hiçbir planları ve art niyetleri yoktu. Sadece harp okulundan mezun olmanın heyecanıyla bir hareket yapıyorlardı.

Nasıl liseden, üniversiteden mezun olan gençler “ritüel” bir gösteri olarak şapkalarını, keplerini havaya fırlatıyorlarsa onlar da bir “ritüel” olarak kılıçlarını çekip geleneksel yeminlerini yapmışlardı.

Bu yazının köşesindeki iki fotoğraf her şeyi açık bir biçimde anlatıyor.

Fotoğrafta amiral, cüppesini giymiş takkesini takmış tarikat toplantısına katılıyor. Bu gerici davranış disiplinsizlik sayılmıyor, eylemi yapan amiral ceza almadan kurtarılıyor.

Genç teğmen, sınıf birincisi olarak harp okulundan mezun olmanın coşkusuyla kılıç çekip “Atatürk’ün askerleriyiz” diyor ama ona ceza verilmesi için harekete geçiliyor.

Bu fotoğraf AKP iktidarının ikiyüzlülüğünü ve tarikatlara olan bağlılığını gösteren bir belge olarak tarihe geçecektir.

Yandaş basın teğmenler konusunu genişleterek “İki teğmenle cunta bitmez” sloganı ile konuyu büyütmek istiyor. Yandaş basına göre, “30 Ağustos’ta korsan tören düzenleyen iki teğmenin ordudan ihracı yetmez, kripto cunta yapılanması daha derin”. 

TSK’yi tamamen tasfiye etseler çok sevinecekler.

TARİKATLAR BAKANLIĞI

Bir başka olay Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in kararları ve uygulamalarıdır. Laikliğe karşı çıkıyor, milli eğitim faaliyetlerinde tarikatlara olağandışı olanaklar tanıyor. Ensar, TÜGVA, TÜRGEV gibi vakıflar imzalanan protokollerle eğitimde söz sahibi kılınıyor. ÇEDES adı verilen bir proje ile okullara “manevi danışman” atamaları yapılıyor. Okullarda ders saatlerinin cuma namazına göre ayarlanması, 4-6 yaş grubundaki çocuklara din dersi dayatması gelirken Diyanet’in okulöncesi Kuran kurslarına sadece 1 yılda 200 bin öğrenci kaydediliyor. 2010 yılında 493 olan imam hatip lisesi sayısı 2024’te 1205 adet artırılarak 1698’e çıkarken, aynı dönemde fen lisesi sayısı yalnızca 250 artarak sadece 365’e çıkıyor. Dinsel okul 1205, fen lisesi sadece 365. 

Tekin tarihi altüst ederek “Sizin anladığınız laiklik şudur: 1940’lı yılları hatırlayın, camileri ahıra çevirmek, vatandaşın Kuranıkerim öğrenmesini yasaklamak. Ben evrensel laiklikten yanayım, sen Türkiye’ye özgü kendi icat ettiğin laiklik kavramını bana dayatıyorsun” ifadelerini kullanıyor.

Tekin, anayasada yer alan laikliği hedef alıyor. Siyasal İslamın bir temsilcisi olan Tekin’in uygulamaları ve açıklamaları kabul edilemez.

FETÖ’nün sınav uygulamalarını model alarak milyonlarca gencin yaşamıyla oynayanlar, “FETÖ şifresi” ve “mülakat” oyunlarını bugün de sürdürüyor.

Kürt yayıncılardan polis baskısına tepki Kürt yayıncılardan polis baskısına tepki

Tekin, “Laiklik Kuran öğrenmenin yasaklanmasıdır” diye yalanlarla laikliği yok ederek okulları tarikatlara teslim etmenin propagandasını yapıyor.

İster otoriter ister demokratik rejimlerde olsun siyasal iktidarlar bir gün yerlerini terk ederler. Değişim olur, bu siyasal yaşamın altın kuralıdır. Atatürk yaşama veda etti, İnönü 12 yıl cumhurbaşkanlığı yaptıktan sonra kendi isteği ve kararıyla çok partili rejime geçti ve 1950’de iktidarı barış içinde DP’ye devretti. Bu dönemler tarihe geçti.

Değişim sonrası 10 yıl, 20 yıl ya da 50 yıl sonra siyasal iktidarlar hakkında tarihi bir değerlendirme yapılır.

Bu değerlendirme kesinlikle AKP siyasal iktidarı için de yapılacaktır. Hiçbir kastı olmadığı halde yaşamlarının daha başlangıcındaki o genç teğmenleri hedeflerinden ve mesleklerinden koparanlar tarihin ağır yargısına uğrayacaklardır.

Aslında teğmenlerin ihraç edilmeleri siyasal bir karardır. Bu siyasal karara boyun eğip uygulayan bugünkü Kara Kuvvetleri komutanı, Genelkurmay başkanı ve milli savunma bakanı da bu konuda tarihin ağır hükmünden kendilerini kurtaramayacaktır.

Tarikat ve cemaatleri “sivil toplum kuruluşu” olarak niteleyen, onlara laik Cumhuriyetin bütçesinden “ulufe” dağıtan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de laik Cumhuriyeti yok etmeye çalışan bir siyasi kişi olarak siyasal tarihe geçecektir.

Tarih, gerçekleri not eder ve gelecek nesillere iletir.

Kaynak: https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylarin-ardindaki-gercek/ataturkcu-tegmenler-tarikatci-baka