"Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp tenekesine gider" diyen Öcalan'ın bugün hâlâ PKK'nın silah bırakmasını sağlayacak yegane güç olduğu kanısındayım Günlüğümün sayfaları arasında dolaşıyorum. İstanbul, 3 Mart 2021 Kürt sorunu notları'nı artık kesiyorum. Çünkü sevgili günlük beni bir yandan dipsiz bir kuyu gibi içine çekiyor, diğer yandan "tehlikeli sular"a doğru sürüklüyor. Günlükte Kandil sayfaları da, PKK'nın dağdaki liderleriyle röportajlar da epeyce yer tutuyor. Ancak, yıllar önce düştüğüm bu notlar bu sefer dava konusu olabilir, mahkûmiyetle, hapisle sonuçlanabilir, uyarıları da geliyor. Desen: Selçuk Demirel Bir nokta daha var. Günlüğümün sayfaları arasına gömüldükçe, düştüğüm notların ne kadar birbirinin benzeri olduğunu da içim acıyarak fark ettim. Hep aynı şeyleri yazıp hiçbir şeyin değişmediğini görmenin, geleceği hayli kısalmış bir insan için ne kadar hazin bir duygu olduğunu da fena halde hissediyorum. Aynı filmi defalarca seyretmenin dayanılmaz ağırlığı altında ezilir gibi oluyorum. Çünkü bu memleket değişmiyor. Bazen değişir gibi oluyor, sonra tekrar başa dönüyoruz. Acılar devam ediyor. Kan ve gözyaşı devam ediyor. Silah, şiddet ve terörden hâlâ medet umuluyor. Barışçıl siyasetin alanı hâlâ daraltılmak, 6 milyon oy almış bir partinin, HDP'nin kapısına kilit vurulmak isteniyor. İfade özgürlüğü kelepçeleniyor. Hukuk ayaklar altında çiğneniyor. Selahattin Demirtaş hala hapis... Osman Kavala hâlâ hapis... Ahmet Altan hâlâ hapis... Hapishane kapıları 9 HDP milletvekiline daha açılmak üzere... Bunların barışa değil savaşa yatırım olduğuna dair ne çok acıklı örnek var günlüğümün sayfaları arasında. Edirne'den, hapishane hücresinden, "Silahı ve şiddeti çözüm yöntemi olarak görmek yerine demokratik siyaseti esas almamız gerekir" diye seslenen Selahattin Demirtaş ne kadar haklı. Silah, şiddet, terör çare değildir. Tek çare, barışçı siyasettir, demokratik siyasettir. Ve silahlara veda zamanı çoktan gelmiştir. Silahlara veda edildiği, PKK'nın silah bıraktığı, dağdan indiği bir ortamda, Kürt siyasal hareketi çok daha etkili olur. Biliyorum, kolay değil. Ama başka çare yok: Kürt siyasal hareketinin gerçekten etkili olması, barış ve demokrasi yolunun açılması artık öncelikle PKK'nın silah bırakmasından geçiyor. Kaç yıldır böyle düşünüyorum. Bu düşüncenin PKK saflarındaki, özellikle HDP içindeki varlığının da çoktan beri farkında olduğumu söyleyebilirim. PKK'nın silahları gömmesi ve dağdan inmesi deyince de... Bu konuda hâlâ en etkili olabilecek tek adresin İmralı olduğunu düşünüyorum. 21 Mart 2013 Newroz'unda "Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp tenekesine giderler, suyun akışına direnenler uçuruma sürüklenirler" diye İmralı'dan seslenen Öcalan'ın bugün hâlâ PKK'nın silah bırakmasını sağlayacak, PKK'yı dağdan indirecek yegane güç olduğu kanısındayım. Ve Kürt sorunu notları'nı noktalıyorum. Kürt sorunu notları 1 | Gare katliamı... PKK'yı suçluyorum, kınıyorum, iktidarı da sorumlu tutuyorum ve silahlar artık susmalı diyorum Kürt sorunu notları 2 | Gönül ister ki kardeşçe yaşansın! Kürt sorunu notları 3 | İŞKENCE... "Genç olsam dağa çıkardım!" Kürt sorunu notları 4 | Yaşamak için ille de acı mı çekmek gerekiyor? Kürt sorunu notları 5 | 1993 Nisan ayı, Bekaa'da Apo'yla sohbet: "Silahlı mücadeleyle her iki taraf da kesin bir üstünlük sağlayamaz" Kürt sorunu notları 6 | 1930'lar Türkiye'sinden: "Kürtçe konuşma, jandarma gelir!" Kürt sorunu notları 7 | Gece yarısı telefon: "Olay doğru, jandarma hem dövmüş köylüleri hem de bok yedirmiş..." Kürt sorunu notları 8 | Ölmediler ama köklerinden sökülüp atıldılar! Kürt sorunu notları 9 | "PKK tek başına silah bıraksa, Kürt halkının mücadelesine hizmet eder; çünkü karşı tarafın elindeki silahı düşürür" ( Kaynak: https://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/barisin-yolu-once-pkk-nin-silah-birakmasindan-geciyor,30092 )