BİLİR MİSİN?

BİLİR MİSİN?



Bilir misin; ayazda donan parmak acısını,

Ya tarlada batan dikenli yere orak'tan yana duyulan acıyı?

Boynunda su ceremesi, karnında bebenin teprenşiyle acı çeken kadınlarımızı?

Olmayan etin sıyrılarak kaynatılan kemikle tencerenin halini...

Bilir misin; geceleri gardiyanın demirlerle rittim tuttuğu copun sinir bozan namelerini?

Havalandırmada uçurtmayla güneşin dansını? Ya parmaklıklar ardında hiç koşmak istedin mi?

Gök kuşağına dokunayım derken baka kaldığını...

Bilir misin; yarim dediğine rüyanda bile kavuşamama acısını?

Kalemin yazsa da dilinin aniden lal oluşunu?

Kesilen hükme boynunu büküp hücrende gün sayışını?

Kaderinin sebebi olan sisteme, yasaklarda gözyaşının isyanını...

Bilir misin; hiç özledin mi sümbülle lalenin aşk namelerini?

Baharda yolunu bulmaya çabalayan suyun dereye akışını?

At üstündeki geline, ardından söylenen türküyle, çekilen halayını? Kulaklarında yankılandı mı?

Hiç ölenin arkasında yakılan matem ağıtları..

Ahhh bir bilsen; özgürlüğe hasretimi,

Bir bilsen barışa kardeşliğe olan özlemi mi, Yok kimseye artık isyanım, kırgınlığım, dargınlığım, Öğrendim ben; kardeşliği affetmeyi sevip sarmalamayı

Birde sen; sen bilsen işte Güneşin doğuşunun da ayın gölgesinin de aldığımız nefesin bile nasıl değişeceğini..