SON YÜZYILIN KIYIMI Tarih belki bir daha tekerrürü olmayacak Sosyo-Politik bir savaş ortamında ve insanın kendiyle yüzleşmesi bu son günlerde yaşananlar. Ben siyasetle hiç ilgisi olmayan biri olarak bir şeyler karalamak istedim son günlerde yaşadıklarımıza dair.

 

 

SON YÜZYILIN KIYIMI

Tarih belki bir daha tekerrürü olmayacak Sosyo-Politik bir savaş ortamında ve insanın kendiyle yüzleşmesi bu son günlerde yaşananlar. Ben siyasetle hiç ilgisi olmayan biri olarak bir şeyler karalamak istedim son günlerde yaşadıklarımıza dair.

Derler Ki;

"SULAR YÜKSELİNCE BALIKLAR KARINCALARI YERMÌŞ. GELIN GÖRÜNTÜ SULAR ÇEKÌLÌNCE BU DEFA DA KARINCALAR BALIKLARI YERMÌŞ" Bu yazdığım doğanın bir kanunu yaşam için ancak bu doğa kanununu insanoğlu zalimliğiyle yaptığı çıkar içerikli SOSYO-POLÌTÌK bir savaşla illaki ortada bir yem olacak. Eskiden kanlı olan savaşlar şimdi siyasi ayaklarla kimyasal içerikli yapılıyor. Yıllar önce VÌETNAM, HALEPÇE, ÇERNOBÌL vs. Kimyasal kıyımlar yapıldı. Son yıllarda ise "Maşayı tuttuğu halde yanmayan el" misali vakalar musallat oldu bu yüzyılın içinde yaşayan biz insanlara. AIDS, Kuş gribi, Domuz gribi, ve şimdiki gündemin kara şövalyesi olan CORONA VÌRÜSÜ ortaya çıktı. Ancak ne oldu biliyor musunuz? Evdeki hesap çarşıdakine uymadı maalesef. Evet 'Kaş yapayım derken göz çoktan çıkmış". Dediğimiz gibi bi zaman sonra az ya da çok kayıpla bitecek bu gizli toplumsal savaş sonrası büyük bir tekerrür savaşı olacak RANTÇI DEVLETLER VE PARA PATRONLARININ emekçileri sömürge savaşı. Kısacası bana kızabilirsin yazdıklarımdan ya da sus be kadın git hamurunu yoğurt diyebilirsiniz ama son diyeceğim yazıp susuyorum.

Böyle gidersen "Gelen-gideni aratır" misali

bu günleri mumla arayacak olanlar olarak çocuklarımıza yükü ağır yarını muamma olan bir gelecek bırakacağız. Okuduğumuz bazı roman ya da masallarda hikâye şöyle geçer yada biter; Çoban sürünün başında olduğu sürece sürü güdülmekten ve uykudan vazgeçmezmiş. Bu durum yağmur veya kar yağsa da sürü için fark etmezmiş. Sürüde ki uykunun uyanışı da ki çobanın harekete geçmesiyle son bulur. Çoban-sürü örneği son yılların içinde yaşayan herkes için geçerli. Devlet ya da milletin kim olduğu sorulmasına gerek yok . Dünyada ki insan toplulukları olarak önce bazı şeyleri öğrenmeliyiz. Din, dil, cinsiyet ve ırk farkı gözeterek bu bulunacağım tavsiyem kendi düşüncem ancak saydıklarımın hepsi için geçerli.

Tek tavsiyem, ilk hareket; Zihniyet değişimi, hayır demeyi öğrenmek ve ben değil de biz olmayı bilen toplumlar olmalıyız. Biz olmayı beceremeyen zihniyetler; Corona Virüsünden daha tehlikeli, kendisini hayvan denilen varlıktan ayıran "DÜŞÜNME ÖZELLİĞİ" taşıyan ama kendi ırkının düşmanı olan insan denilen zalimden çok daha etkili olur.Bu dediği zalim yine kendine ÌNSAN denilen ÌNSANOĞLU'nun ta kendisidir. Bunca çıkarları düşünen güçlü devletler nasıl oluyorda sağlık kadar hassas olan bir konuyu bu kadar göz ardı etmiş. Ya da sormak istiyorum kimyasal düşkünü rant devletler acaba ilaç savaşı gibi bir muharebenin de çıkacağını nasıl düşünmüş olabilirler. Tek merakım kim kimi çıkarı için kandırıyor ve daha ne kadar sürecek bu akıl oyunu. Virüs görünmeyen bir HÌTLER gibi geliyor bana, tek farkı; Her milleti ayrıştırmadan kendisine hedef görmesi.

Ancak karamsar olmadan güzel şeylerinde olmayacağı neden mümkün olmasın ki. Öyle ki raydan çıkan treni yüküne rağmen ustalığıyla yine treni rayına oturtup yolunu bulun makinistler illaki vardır. Şayet bu makinistleri her millet kendî içinde bulup sınıf farkı gözetmeden dünya yönetiminin gidişatında saĝlık dahil her konuda güvenip işbirliği yapacak olsalar emin olun rantçıların, patronların ve zalimlerin sonu gelir. Buna CORONA'da dahil olacak..

Yazıyı okuyarak bana katlandığınız için Saygılar.