Ben “solcu" olduğumda; on bir on iki yaşlarında, bir kız çocuğuydum. Solcu olmanın, ne demek olduğunu, o zamanlar pek bilmesem de, “Farklı olmak", diğer çocuklardan ayrılmak, akıllı, bilgili gibi durmak, oynanan oyunlarda hiç ebe olmamaktı.

Ben “solcu" olduğumda; on bir on iki yaşlarında, bir kız çocuğuydum.

Solcu olmanın, ne demek olduğunu, o zamanlar pek bilmesem de, “Farklı olmak", diğer çocuklardan ayrılmak, akıllı, bilgili gibi durmak, oynanan oyunlarda hiç ebe olmamaktı..

Diğer çocuklar “Solcu” olmanın nasıl bir şey olduğu kavrayamasalarda, “Ben solcuyum ebe olmam” dediğimde, beni anlayışla karşılarlar, biraz çekinirler, belki de korkarlardı..

Ben bu durumu, diğer çocukların “Solcu olmak" ne demek öğrendikleri zamanlara kadar sürdürdüm..Sonrası hüsran tabii :)

Ben “Solcu” olduğumda; çok kitap okumak, güzel ve etkileyici konuşmak, olmazsa olmaz kurallardı..
Birde Maksim Gorki’nin “ Ana”sı ve “Karl Marx’ın Komünist Manifesto ile Daskapital”i, ille de okunacak ilk kitaplar arasındaydı.
Daskapitali hiç bir zaman bitiremedim..
Bu güne kadar da kimseye söylemedim.. Solcuların yüz karası olmamak için :)

Ben “Solcu” olduğumda, koltuğunun altında bir sürü kitapla mahalleye girip, kahvenin önünde bekleyen ağabeylere, amcalara “Merhaba” demekti selamlaşmak..

Komşu teyzelere, feminizmden bahsedip, sonrasında anneden, eşek sudan gelene kadar, dayak yemekti, bildiğini anlatmak.

Mahallenin diğer solcu ağabey ve ablalarının yanından geçerken, kasım kasım kasılıp, başka kızlar gibi makyaj yapmamak, kısa etekler giymemek, janjanlı kol çantaları takıp, topuklu ayakkabıları es geçmek, Yakası tüylü parkalar giymek, mümkünse bir çift postal edinmekti solcu olmak!
Bilmekti..
Biliyormuş gibi davranmanın “ayıp” olduğu dönemlerdi.Hemen yakalanırdı cahilliğin.

Ben “solcu” olduğumda, türkü dinlemek imtiyazdı..
Ruhi Su'yu, Nazım'ı, Ahmet Arif'i bilmekti. Tanımaktı.
Denizi seyrederken, mavinin güzelliğini görmekle birlikte, başka “Deniz” i anımsamaktı.

Martılar uçarken simit atmaktı. “Salkım salkım tan yelleri estiğinde, Mavi patiskaları yırtan gemileriyle” bizi bekleyen İstanbul’dan
Vedat Türkali’ ye selam etmekti.

Solcu olmak, umutlu olmaktı. Hayal kurmaktı. Gelecekti. Eşitlikti, Bilimdi, Yeşili sevmek, doğayı korumaktı.. Adaletti, haktı, boyun eğmemekti. Vefaydı, fedakarlıktı.

(Aşk değil) sevdaydı.

İnsanı sevmek, sanata değer vermek, barış istemekti. Ezilenden, sömürülenden yana, yan olmak, paylaşmak, dayanışmak, derlenip toplanmak, ahlaklı olmaktı “Solcu” olmak..

Kısaca “güzel” olmaktı “SOLCU” olmak..
Ayrıkotu gibi, ayrılmaktı SÜRÜDEN..