ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ;Sincan’da bir marketin önünde çöp dökme saatini bekleyenlerin sayısı gün geçtikçe çoğalıyor.

Evrensel Gazetesinden Ayfer Kaplan'ın haberine göre; Kriz acı yüzünü çöp konteynerlerinin önünde gösteriyor. Sincan’da bir marketin önünde çöp dökme saatini bekleyenlerin sayısı gün geçtikçe çoğalıyor. Eşi bir yıldır iş bulamadığı için bir buçuk aydır çöpten yemek toplamak zorunda kalan Sevim, “Orada çöpe atılan meyve, sebze, bazen ekmek... Ne bulursak alıp, evde ayıklıyoruz. Sadece biz değil, bir sürü insan geliyor abla. Bazen kavgalar çıkıyor saç saça baş başa” diyor. Figen ise AKP’ye oy vermeyeceğini söyleyince temizliğe gittiği evin sahibi tarafından kovulduğunu anlatarak, “Tayyip Erdoğan saray kurmuş kendine, bizim halimizden ne anlar” diyor.

Ekonomik kriz, işsizlik, zamlara karşı iktidar geçici süreyle açtığı tanzim marketleri adres gösterse de birçok kişinin cebi tanzim markete bile yetmiyor. Ankara’nın Sincan ilçesinde bulunan Yüzüçler Mahallesi’nde yaşayanlar bu nedenle her akşam saat dokuzda bir market önündeki çöpün yolunu tutuyor. Marketin çöpleri dökme vakti geldiğinde, bir koşturma başlıyor. Çürüyen bozulan sebze, meyve ve ekmekler için bazen kavga bile çıkıyor...

BELEDİYEDEN GELEN YETMİYOR


Çöpteki yemeklere mahkum kalan kadınlardan biri Figen. Oturup konuşmak istediğimizde sıcakkanlı biri olmasına rağmen önce çekiniyor. Evine gittiğimizde ise tüpü bittiği için evine davet edemediğini söyleyerek bizi yan komşusu Sevim’in evine davet ediyor. 4 çocuk annesi kocasının 1 yıldır işsiz olduğunu komşularından, belediyeden gelen gıda yardımlarıyla ayakta durmaya çalıştıklarını belirterek, “Keşke iş olsa da yardım almak zorunda kalmasak” diyor. Bir yıldır üzerine bir giysi alamamış, sağdan soldan, komşularından bulduklarıyla idare etmeye çalışmış. Belediyeden gelen yardımların yetersiz olduğunu ve hatta pirincin içinden kurt çıktığını, makarnaların pişmediğini söylüyor. Çamaşır makinesi bozulmuş ama yaptıramıyor. Bu yüzden giysileri elinde yıkıyor.

ÇÜRÜK KISIM KESİP ATILIYOR


Sevim anlatırken ara sıra soba tütüyor, kapı pencereyi açıp evi havalandırıyor. Elde avuçta olmayınca çöpten yemek toplamak zorunda kaldıklarını söyleyen Sevim, “Her akşam büyük bir marketin çöplüğüne gidiyoruz. Orada çöpe atılan meyve, sebze bazen ekmek... Ne bulursak alıp geliyoruz, evde ayıklıyoruz. Sadece biz değil, bir sürü insan geliyor abla. Bazen kavgalar çıkıyor saç saça baş başa... Kadınlar neyse de erkekler gelince gücümüz yetmiyor. Hemen oradan kaçıyoruz. Bazen elimizdekilerini kapıyorlar. Kavga çıkmasın diye bir şey yapamıyoruz. Bizi çöpe mahkum ettiler, çöpten karnımızı doyuruyoruz. Biberin, patatesin bozuk tarafını kesip atıyoruz. Çöpte kavga çıkıyor bazen. 10-15 kişi oluyor. Çocuklar da gidiyor. Yoksulluk belimizi büktü, çocuklara ne yedireceğimi bilmiyorum” diye anlatıyor.

Fakat Sevim, tüm yaşadıklarına rağmen neşesini yitirmemeye çalışıyor; “Başka nasıl yaşanır abla. Bizim çocuklar arada sipariş veriyor. Bugün dediler ki ‘Anne muz da getirsene.’ ‘He olur’ dedim. Çöpe giderken çocuktan sipariş alıyoruz!”

‘EVDEN İKİ BOĞAZ EKSİLSİN’


Bir yıldır iş bulamayan kocası bunalınca memlekete gitmeye karar vermiş. Hal öyle olunca yanına küçük çocuğu da verip göndermiş Sevim, “İki boğaz eksilsin en azından” diyerek. “Sen neden gitmedin” diye sorduğumuzda ise memlekette sürekli şiddete maruz kaldığını, hayatta gitmeyeceğini söylüyor. Eşi geçenlerde arayıp “Ben gelmiyorum, gelirsen sen gel” demiş.

‘AKP’YE OY VERMEYECEĞİM DEYİNCE EV SAHİBİ KOVDU’


Figen ise 16-17 yaşlarında evlenmiş, onun da 4 çocuğu var. ‘Kuma gelmesin’ diye 3 kızdan sonra dördüncüyü yapmak zorunda kaldığını söylüyor. Belediyeden 6 ayda bir yardım aldığını söyleyen Figen, ara sıra iş çıkarsa ev temizliğine gidiyor. Her zaman iş bulamadığını söyleyen Figen, “Yazın ev temizliğine çağıran oluyor ama kışın yok. Anlamıyorum kışın pis evde mi oturuyorlar” diyor. Bir gün gittiği evde sabah sekizden akşam sekize kadar çalıştığın anlatan Figen, ev sahibi kadına artık gitmesi gerektiğini söylemiş. Çünkü evde çocukları aç bir şekilde annelerini bekliyor. Sonra ev sahibi kendisine “Sana ne versek ki acaba bir iş de yapmadın zaten. 50 lira yeter” deyince belalar okuyup evden çıkmış. Çalışırken bir damla çay vermediklerini söyleyen Figen, “Mecburdum çalışmaya, elektriğim kapalıydı” diyor. Başka bir evde ise seçim konusu açılınca “Bu sefer AKP’ye oy vermeyeceğim” dediği için ev sahibi tarafından kovulmuş. Figen, “Şimdiye kadar hep oy verdim ama artık oy vermek istemiyorum, vermeyeceğim. Bunlar bizi mahvettiler. Yöneticiler halktan biri olsa bizi daha iyi anlar. Tayyip Erdoğan saray kurmuş kendine, bizim halimizden ne anlar” diyor.
Editör: Haber Merkezi