Birakujî* *xwe Xekujî’ye* Osmanlı ve İran’ın Kürt coğrafyasındaki egemenlik savaşında, Osmanlının, İran’ın işgalindeki Bağdat’ı kendi topraklarına katmasıyla ile dengeler değişmiş, değişen bu dengeler taraflar arasında kasr-i şirin de on üç gün süren barış görüşmeleri 1639’da anlaşmayla sonuçlanmıştır. Bu anlaşma sonucu Kürdistan coğrafyası iki güçlü ordu tarafından paylaşılmış.

Birakujî* *xwe Xekujî’ye*

Osmanlı ve İran’ın Kürt coğrafyasındaki egemenlik savaşında, Osmanlının, İran’ın işgalindeki Bağdat’ı kendi topraklarına katmasıyla ile dengeler değişmiş, değişen bu dengeler taraflar arasında kasr-i şirin de on üç gün süren barış görüşmeleri 1639’da anlaşmayla sonuçlanmıştır. Bu anlaşma sonucu Kürdistan coğrafyası iki güçlü ordu tarafından paylaşılmış. O gün çizilen sınırlar zamanın ihtiyacına göre güncellenerek günümüze kadar gelmiştir. Bu iki güçlü imparatorluk Kürtler arsasına fiziki olarak sınır çizmekle kalmamış, Kürtlerdeki ruhi biçimlenmeyi de dinamitlemiştir. Kürtlerdeki ulusal aidiyetin giderek zaafa uğraması ve Emperyalistlerin birinci dünya savaşından sonra, Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmeye ihtiyaç duyması ile Kasr-ı şirinde ikiye bölünen Kürt coğrafyası Lozan’da 1639’da kasr-ı şirin de çizilen sınırlar esas alınarak Kürdistan dört parçaya bölünmüş, Suriye, İran, Irak ve Türkiye arasında paylaşılmıştır.

İran ve Osmanlı’nın Kürtler arasına attığı nifak tohumları üzerinden 380 yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen, Kürtler arsında o günden bu güne bir bütün olarak uzun soluklu birlikte hareket etme, ülkelerini tek parça görme, çizilen suni sınırları tanımayacak bir ruhi şekillenme içersinde olamamışlardır.

Dört sömürgeci güç tarafından işgal edilmiş Kürt coğrafyasın da ulusal şekillenmeden yoksun bırakılan Kürtler kendi aralarında çatıştıkları da acı bir gerçektir

Kürt coğrafyasının dörde bölünmüş olmasının yanı sıra dost bir komşu devlete açılan sınırlarının olmayışı, Kürtleri kendi işgalcisiyle çatışırken bir değer işgalcisiyle ittifaklar geliştirme zorunda bırakmıştır. Kendi işgalcisine karşı siyasi ve askeri mücadeleyi geliştiren Kürtlerin, diğer işgal altındaki kardeşlerine karşı tahammülsüz, hoşgörüsüz olmaları ruhi şekillenmenin eksikliğinden başka nasıl izah edilebilir.

Coğrafyası parçalanmış beyni dağıtılmış Kürt, kendi içinde ihanetçileri çıkardığı gibi yapay ayrılıklardan uluslararası ideolojik kamplaşmalardan taraf olarak kendi aralarında iç çatışmalara gerekçe yapmış kardeşkanını dökmüştür.

Söylemde her ne kadar Kürtler, dört parça Kürdistan’ın birliğinden söz etseler bile her parçadaki Kürt örgütleri önceliği yaşadıkları coğrafyadaki Kürtler olmuştur.

Birkaç örnek verecek olursak;

Yakın tarihimizde Saitler olayı olarak bilinen Dr.Sait Kırmızıtoprak (Şivan) ve Sait Elçi, dönemin konjonktürü gereği fikir ayrılığına düşünce bu fikir ayrılığını fırsat bilen sömürgeci güçlerin tezgâhladığı komplo sonucu Şivan, Sait Elçi’yi ve beraberindeki arkadaşı Mehmedi Begi’yi 01 Haziran 1971de infaz eder. Daha sonra Sait Elçi ve arkadaşının öldürülmesinden sorumlu tutulan Şivan ve arkadaşları Hikmet Buluttekin (Çeko), Hasan Yıkılmış (Brusk) Mele Mustafa Barzani’nin kurduğu mahkemede kısa bir yargılamadan sonra 26 Kasım 1971 de infaz edilirler. İki Sait olayı Kürt tarihindeki önemli trajedilerdendir. Bu bakışla Sait’lerin ortadan kaldırılmasını görüş ayrılığı ile ifade etmek meseleyi hafife almak olur…

Celal Talabani KYB (Kürdistan Yurtseverler Birliği) ve Mele Mustafa Barzani’nin Önderliğindeki IKDP (Irak Kürdistan Demokrat Partisi.) arasındaki kardeş kavgasının Kürt bilinçlenmesinden ve örgütlenmesinden daha çok KYB nin uluslararası kapmalaşmalarda taraf olması, Barzani’nin daha çok Milli saiklerle hareket etmesi, devamında Celal Talabani’nin Irak BAAS Partisi ile yakın ilişkilerinden kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. Celal Talabani’in liderliğindeki KYB (Kürdistan Yurtseverler Birliği.) ile Mesut Barzani liderliğindeki IKDP arasında körfez savaşı başlangıcına kadar birçok kez kardeşkanı dökülmüştür.

PKK (Partiya Karkerin Kurdistan) ile IKDP 90’lı yılların başında girdikleri silahlı çatışmada onlarca Kürt peşmergesi ve gerillası şehit edilmiş, yakın tarihimizde İKDP( İran Kürdistan Demokrat Partisi) ve PKK arasındaki kardeş kavgasında yine İki peşmerge şehit düşmüş onlarca PKK gerillası yaralanmıştır.

Kürtler; kendi aralarında savaş yaptıkları gibi ihanetçilerde çıkarmıştır. Bu ihanetçiler bazen ulusal Saiklerle ihanetlerine kılıf bulurken, bazen de sömürgeci güçlerin mevki ve vaatlerine kanarak komplolar içinde olmuşlardır.

Örneğin;

Bedirhan beyin yiyeni Yazdenşêr’ın Osmanlı’nın vaatlerine kanarak amcasına ihaneti, Cibranlı Halit beyin damadı Şeyh Said’in bacanağı Binbaşı Kasım’ın ihaneti, Seyit Rıza’nın yiyeni Rehber’in General Alpdoğan’ın vaatlerine kanarak. Koçgiri hareketinin önemli askeri ve diplomatı olan Alişêr ve eşi Zarife hanıma düzenlediği suikast gibi birçok örnek vermek mümkündür.

Yukarıda yazdıklarım ve yazmadıklarım Kürtlerin uluslaşma sürecinin ne kadar sancılı geçtiğinin ve daha ne kadar sancılı geçeceğinin ipuçlarını vermektedir.

*Birakujî: Kardeş kavgası
*Xekujî: İntihar
*Xwe: Kendi
Azad SAĞNIÇ