İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun telefonla arayarak ‘Size artık yaşama hakkı yok’ diye tehdit ettiği HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, suç duyurusunda bulundu. Buldan’ın eşi Çiller döneminde öldürülmüştü.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ı telefonla arayarak tehdit etmesinin yankıları sürüyor. Ağrı’da Mevlüt Bengi isimli bir kişinin kimliği belirsiz kişilerce başından vurulmuş şekilde ölü bulunması ve yine devlet hastanesinde temizlik personeli olarak çalışan Feyzi Ertik’in evinin bahçesindeki mutfakta iple asılı bulunması olaylarının ardından Buldan’ı telefonla arayan Soylu’nun, “Size haddinizi bildireceğiz, size artık yaşama hakkı yok. Sizler sorumlusunuz, nereye gidiyorsanız gidin” dediği açıklandı.

Soylu kabul etti

Tehdidin odağındaki İçişleri Bakanı Soylu, Esenler AKP İlçe Başkanlığı ziyareti sırasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlanırken bu konuya değindi. Söz konusu görüşmeyi doğrulayan Soylu, “Evet, bu haberi alınca ilk önce Pervin Buldan’ı aradım. Kendisinin dün yaptığı açıklamada eksik yoktur fazlası vardır. Çok net bir şey söyleyeyim. Bu topraklarda kimse PKK’yı yeşertemez. İster CHP ile birlikte olsunlar, ister şunlarla birlikte olsunlar” dedi.

Ağrı Valiliği yalanladı

Ağrı Valiliği ise medyada PKK tarafından öldürüldüğü iddia edilen Feyzi Ertik’in durumuna ilişkin yazılı açıklama yaptı. Valilik, haberlerin gerçeği yansıtmadığını, Ertik’in evinde kendini asmak suretiyle intihar ettiğini duyurdu.

Suç duyurusu yapıldı

Önceki gün HDP MYK toplantısı sonrası eş genel başkanların katılımıyla düzenlenen basın toplantısında görüşmeyi aktaran Pervin Buldan, partilerini hedef gösteren Soylu’nun telefon tehdidine tepki göstererek, “Soylu’nun bir partinin Eş Genel Başkanı’nı arayıp tehdit etmesi kabul edilemez. Herkes haddini bilecek, Soylu da haddini bilecek” demiş ve gerekenleri yapacaklarını duyurmuştu. Bu doğrultuda HDP’nin hukukçuları, Soylu’nun tehdit içerikli konuşması nedeniyle savcılık nezdinden suç duyurusunda bulundu.

Buldan neden hedef seçildi?

Süleyman Soylu’nun Pervin Buldan’ı özellikle mi seçip aradığı hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamadı. Ancak Buldan’ın eşi Savaş Buldan yine milliyetçi söylemin yükseltildiği 1994 yılında ‘faili meçhul’ cinayetle öldürülmüştü. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in “Türkiye, milis hareketi niteliğine dönüşmüş ve yaygınlaşmış bir terör hareketiyle karşı karşıyadır. PKK’nın haraç aldığı işadamları ve sanatçılarının isimlerini biliyoruz, hesap soracağız” açıklamasının ardından başlayan ‘faili meçhul’ cinayetlerin bir mağduru oldu. İstanbul’da 4 Haziran 1994’te silahlı kişilerce kaçırılan Savaş Buldan, Hacı Karay ve Adnan Yıldırım; Bolu’nun Yığılca ilçesi Melen çayı kenarında cansız halde bulundu. Ağır işkence gördükten sonra kurşun sıkılarak öldürülen 3 Kürt iş insanının cinayeti Susurluk davasına konu oldu. Daha sonraki yıllarda bu cinayetlerle ilgili Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken ve Ayhan Çarkın’ın da aralarında bulunduğu 19 kişi hakkında dava açıldı, ancak bir sonuç çıkmadı. Eşinin öldürülmesi sonrası adalet mücadelesi başlatan Pervin Buldan, uzun yıllar Cumartesi Anneleri eylemlerine katıldı. Ayrıca kuruluşunda yer aldığı Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (YAKAY-DER) bünyesinde uzun süre hak mücadelesi verdi.



‘Yönelim olursa sorumlu belli’

Partisinin Eş Genel Başkanı’nın hedef seçilmesine ilişkin görüşünü aldığımız insan hakları savunucusu, yeni dönem HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, yaşananları çok vahim olarak nitelendirdi. Soylu’yu kınayan Gergerlioğlu, “Hukuk devletinin ortadan kalktığını söylüyorduk hep, bunun en uç örneklerinden birisi yaşanmış durumda. Gayet aleni bir şekilde bir bakan kendi konumunu kullanarak tehditler savurmakta. Devlet görevlilerinin bir genel başkana bu denli bir hitabı mevzu bahisse vatandaşa ne yapmayacağı ortadadır. Onun memurlarının bir partiye nasıl davranacağı ortadadır. Yakın tarihimizde bu tür hedef göstermeleri çok gördük. Herhangi bir saldırı veya yönelim olursa sorumlusunun kim olacağı da bellidir” dedi.



AKP’de Çiller ve Ağar etkisi

AKP kadrolarında son birkaç yıldır yapılan değişikliklerle sert söylemlerde bulunan isimlerin ön plana çıkarılması dikkat çekiyor. Mehmet Ağar’dan devraldığı Demokrat Parti Genel Başkanlığı görevini bırakıp AKP’ye geçen Süleyman Soylu, İçişleri Bakanlığı’na başladığı günden bu yana muhalefeti ve sivil toplum örgütlerini hedef alan açıklamalarla gündemden düşmüyor. Soylu 90’lı yıllarda DYP’nin gençlik kollarında da görev yapan bir isim olarak da biliniyor. Yine eski başbakan Tansu Çiller, seçimler öncesinde AKP’ye tam destek verdi ve mitinglerinde boy gösterdi. Faili meçhul cinayetlerde parmağı bulunan Mehmet Ağar’ın oğlu Zülfü Tolga Ağar da 24 Haziran’da Elazığ’da AKP milletvekili seçilmişti.

‘Kaosa götürür’

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Atik Ağdağ ise konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Öncelikle belirtmek gerekir Buldan’ı araması hadisesiyle ilgili açıklama yapan Ağrı Valiliği asılı bulunan kişinin farklı bir gerekçe ile intihar ettiğini ifade etti. Meseleye gelirsek, Sayın Soylu herhalde İçişleri Bakanı olduğunu unutuyor. Ülkemizdeki her türlü şiddet olayının birinci derece mesulü kendisidir. Bunların engellenmesi yönünde gerekli tedbirin alınmasından sorumlu olan yine İçişleri Bakanının kendisidir. Kendi yaptığı bir işle alakalı olarak bir yeri hedef alarak konuşması beceriksizliğin ifadesidir. Yine siyasi ahlaka uygun olmayan ülkeyi germe, kavga ve kaosa sürükleme durumuna götürür.”



‘İstifa etsin’

İçişleri Bakanı’nın aynı açıklamasında hedef aldığı CHP’den de sert tepki geldi. CHP Sözcüsü Bülent Tezcan düzenlediği basın toplantısında, partileri hakkında, “CHP İl Başkanlarının şehit cenazelerinde protokole alınmamasıyla ilgili valilere müsteşarım üzerinden talimat gönderdim” sözlerine karşı istifa çağrısı yaptı. Tezcan, “Dehşet verici, terbiyesizce bir açıklama. Vicdansız hadsiz ve sorumsuz bir açıklama. Bölücü bir İçişleri Bakanı var. İç güvenlikle sorumlu olan bir bakan, iç güvenlik tehdidi haline gelmiştir. Toplumu çatışmaya sürükleyen bir İçişleri Bakanı vardır. Derhal istifa etmelidir” dedi. Tezcan’ın toplantıda Soylu’nun Buldan’ı tehdit etmesi konusuna girmemesi dikkat çekti.



Kaynak yeni yaşam Ferhat Çelik/İstanbul







Editör: Haber Merkezi