Can Atalay: Gezi Yıldönümü nedeniyle etkinlikler sokakta olacak

6 yıl aradan sonra aralarında iş insanı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar, oyuncu Mehmet Ali Alabora, mimar Mücella Yapıcı, akademisyen Yiğit Aksakoğlu ve avukat Can Atalay'ın da bulunduğu 16 kişi hakkında soruşturma açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, 4 Mart 2019’da İstanbul 30'uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. 657 sayfalık iddianamede sanık olarak yer alan 16 ismin "Türkiye Cumhuriyet hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini engellemeye teşebbüs" ve "Gezi olaylarını finanse etmek" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi.

Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu’nun tutuklu olarak yargılandığı davanın ilk duruşması 24 Haziran 2019’da görüldü. Aksakoğlu’nu tahliye eden mahkeme, Kavala’nın tutuklunun halinin devamına karar verdi. 18 Şubat 2020’da görülün davanın karar duruşmasında ise tüm sanıklar beraat etti. Ancak Osman Kavala hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı jet hızı ile yeni bir soruşturma açarak tahliye edilmesinin önünü kapattı.

Yargılandığı Gezi davasından beraat eden Avukat Can Atalay, hem yargılandıkları davaya ilişkin hem de Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta sarf ettiği “Gezi’de polise kurşun sıkıldı” sözleriyle Gezi direnişini tekrardan hedef almasını değerlendirdi.

Gezi davasının Türkiye’de adaletsizliğin geldiği boyutları gözler önüne serdiğini söyleyen Atalay, “Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüne sebep olan son tekmeyi atan katilin, o tekmeyi atarken ayağını incitmesi nedeniyle davaya katılmasının kabul edilmesi, yeteri kadar izahtır. Ya da bir finansörü olmadığı çok açık olan Gezi direnişinin finansörü diye Kavala’nın cezaevinde tutulmaya devam edilmesi bunun başka işaretidir. Yine politik gerekçelerle tutuklu olan, cezaevinde bulunan siyasetçiler, avukatlar, bunun diğer somut örnekleridir. Dolayısıyla bizim yaşadıklarımızın ötesinde Türkiye’de kapsamlı bir demokratikleşmeye ihtiyacı olduğunu işaret etmek, bu demokratikleşmenin gerçekleşmesi içinde Türkiye’de adaletin yeniden tesisinin zorunlu olduğunu ifade etmek isterim” dedi.

Gezi’nin bu toprakların eşitlik, özgürlük ve adalet umudu olduğunu vurgulayan Atalay, “Gezi, bu toprakların batısında da insanların kendi kaderlerine sahip çıkma iradelerinin bulunduğunun somut bir kanıtı olmuştur. Aradan geçen 7 yılın içerisinde de bir dip dalga olarak devam etmektedir” diye belirtti.

Av. Atalay, Cumhurbaşkanı Erdoğan “Polise kurşun sıkıldı” sözlerini ilişkin ise şunları dile getirdi: “Ben Gezi direnişiyle ilgili bütün davaların iddianamelerini okudum. Yanılmıyorsam, hepsinin gerekçeli kararını da okudum. Böyle bir şey yok. Denilen türden bir olayın yaşandığına ilişkin en ufak bir ifade yok. Bırakın ifadeyi emare de yok. Dolayısıyla bu gerçekdışı bir beyandır. Neden bu ve benzeri gerçek dışı ifadeler döndüre döndüre söyleniyor diye soruluyorsa, ben baştaki cümlemi tekrar ederim; Gezi direnişi bu toprakların, eşitlik, özgürlük, adalet umududur. Eşitlikten, özgürlükten, adaletten korkanlar Gezi’nin üzerinden 7 yıl geçtikten sonra da korkmaya devam ediyor.”

Yıldönümü nedeniyle yapılacak olan etkinliklere işaret eden Atalay, sağlık açısından gerekli tedbirler alınarak, fiziki mesafe korunarak sokakta da elektronik ortamda da sözlerini söyleyeceklerini ifade etti. Atalay, “Kimse enseyi karartmasın biz karanlıktan çıkarız. Karanlık gider Gezi ve bu toprakların eşitlik, özgürlük, adalet umudu kalır. Karanlık gider esas olarak yarına direnenler kalır” dedi.