İSTANBUL-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Kadın gazetecilerin maruz kaldığı saldırılar üzerine çalışmalar yürüten Gazetecilikte Kadın Koalisyonu kurucusu Kiran Nazish, “Kadın gazetecilerin birlikte sınırlar olmaksızın büyüyebilecekleri, birbirlerine destek olabilecekleri güvenli bir kadın gazetecilik destek ağı oluşturmayı hedefliyoruz” dedi.


JIN NEWS'ten Gülistan Azak'ın haberine göre; Türkiye basın tarihine “Dokuz patron olayı” olarak geçen ve gazetecilerin haklarının ilk kez yasal güvence altına alındığı gün 10 Ocak 1961’dir. O günden 1971 yılına kadar 10 Ocak “Çalışan gazeteciler bayramı adıyla kutlandı. Sonrasında ise bugünün adı 10 Ocak Çalışan gazeteciler günü” olarak değiştirildi.  Sonraki süreçlerde ise gazeteciler, açtıkları dernek, vakıf ve benzeri kurumlarda örgütlenerek hakları için mücadelelerini sürdürdü. Bunlardan biri de 2017 yılının Mart ayında kurulan Gazetecilikte Kadın Koalisyonu (The Coalition For Women in Journalism-CFWIJ).  Birçok farklı ülkede, farklı ekipler ve bölümler ile kurulan koalisyonun amacı ise dünyadaki kadın gazeteciler için bir destek ağı oluşturmak.


Kadın gazetecilerden ve bağlı oldukları sendika ve platformlarla maruz bırakılan saldırılara ilişkin görüşen koalisyon, gözlem ile başvurular sonrası aylık ve yıllık raporlar açıklıyor. Koalisyon son olarak Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ile birlikte 16 Aralık 2019’da İstanbul TGS Akademi Merkezi’nde düzenlenen “Kadın gazetecilerin güvenliği” konulu panelde hak ihlallerine dikkat çekerek, mesleki deneyim ve tecrübelerini paylaşmıştı.


CFWIJ ayrıca siyasetçi kadınlarla da görüşmeleri sürdürüyor.


CFWIJ’nin kurucularından Kiran Nazish ile platformun faaliyetlerini, hedeflerini ve kadın gazetecilerin karşı karşıya kaldığı temel sorunları konuştuk.


*CFWIJ’yi kurmaya nasıl karar verdiniz? O sürece biraz değinebilir misiniz?


Gazeteciliğe 1999 yılında başladım. Pakistan’da editör olarak çalıştım. Yıllar boyunca çok şeye tanıklık ettim. 2018 yıllarında bir gazeteci arkadaşım Pakistan’da öldürüldü. Ona ne olduğunu, kimlerin bunu yaptığını araştırmaya başladım. Ardından ise çalıştığım ajans tarafından işime son verildi. Afganistan’da, Latin Amerika’da ve bir dönem de Amerika’da çalıştım. Çalıştığım her yerde kadınların yaşadıkları sorunların benzerliğine tanıklık ettim. Kadınlar önce mobbinge maruz kalıyor, ardından ise tecavüz ile tehdit ediliyor daha sonra ise katlediliyorlar. Bunu gittiğim birçok yerde gördüm ve buna ilişkin sorunları dinledim. Benden daha tecrübeli kadın gazetecilerle görüşmelerimden anladım ki, söz konusu saldırıların çok eski bir geçmişi var. Irak ve Suriye’de savaş yıllarında çalıştım. Orada çok büyük strese maruz kaldım. Bu denli büyük bir savaş sonrası gazeteciliğim konusunda neler aktarabilirim diye düşündüm. Ardından New York’a gittim. Orada gazetecilerle çalıştım. Kadın gazetecilerle ilgili bir dayanışma ortamı geliştirmem gerektiğini düşündüm. Aslında ne yapabileceğime tam olarak orada karar verdim diyebilirim.


*CFWIJ’nin amacı nedir?


CFWIJ 2016’da fikri açığa çıkan ve 2017’de resmi olarak kurulan New York merkezli bir ağ. Platform Nisan 2019’da ilk toplantısını yaparak Türkiye’de de faaliyete geçti. Meksika, Kosova, Hindistan, Pakistan, Nijerya, Afganistan ve Türkiye’de çalışmalar yürüten platform dünyada kadın gazeteciler için bir destek ağı örmeyi hedefliyor. Kadın gazetecilerin birlikte ayrımcılık ve sınırlar olmaksızın gelişip büyüyebilecekleri, birbirlerini destekleyebilecekleri güvenli bir gazetecilik alanı yaratmayı hedefliyoruz. Kadın gazetecileri birbirleriyle yardımlaşmaları için cesaretlendiriyoruz ve bu endüstrideki diğer gruplar ile paydaşların herhangi bir zarara neden olmamasını sağlıyoruz. Mentörlük programımız ile güvenli ve gelişen ortamların savunuculuğu sayesinde, kadın gazetecilerin beslenmesi, güvenliği ve büyümesi için alanlar yaratıyoruz. Ulusal ya da etnik sınırlar olmadan çalışıyor ve her kökenden kadına destek sunuyoruz.


*Bugüne kadar ne tür çalışmalarda bulundunuz?


Platformumuz Güney Asya, Latin Amerika, Ortadoğu ve Kuzey Amerika’nın bazı kısımlarını kapsıyor. Buradaki mentörler; sağlık, savaş muhabirliği, fotoğrafçılık ve yayın gibi konularda uzmanlığa sahip. Platformumuz kadın gazetecilerin tacize ya da saldırıya maruz kalması durumunda davaları izliyor ve belgeliyor. Haber merkezlerinde sık sık anketler yapıyoruz ve kadın gazetecilerin farklı ülkelerde karşılaştıkları sorunları araştırıyoruz.  Bu sürecin ardından söz konusu sorunların çözülmesi için gazeteci kadınların nasıl desteklenebileceği belirlenip harekete geçiliyor.


*Türkiye’de kadın gazetecilerin durumuna ilişkin neler düşünüyorsunuz?


Özellikle Türkiye gazetecilere dönük saldırılarda öne çıkan bir ülke olarak karşımızda. Son dönemlerde darbe girişiminden sonra çok fazla kadın gazetecinin gözaltına alındığını ve tutuklandığını gördük. Bu saldırılara ilişkin gündem oluşturmaya çalıştık. Gözaltına alınan veya tutuklanan kadın gazeteciler ile ilgili basın bildirileri düzenliyoruz, raporlar hazırlıyoruz. Bunları yayınlıyoruz. Bütün bunların medyada yayınlanmasını ve halka iletilmesini amaçlıyoruz. Bununla ilgili çalışıyoruz. Şunu söylemeliyim ki burada bulunan kadın gazeteciler aslında çok farklı perspektiflerle yaşananları bir araya getirdikleri için aslında bu işi çok daha büyük titizlikle başarabiliyorlar. Bu kesinlikle değinmemiz gereken en önemli konulardan biri.


*Kadın gazeteciler arasında oluşturulacak olan dayanışma ne önem arz ediyor?


Genel olarak şu andaki çalışmalarımız üç şeye odaklanmaktadır: Rehberlik, savunma ile kadın ve LGBTİQ gazeteciler için büyüme. Güvencesiz ve büyük ölçüde kadın düşmanı bir çevrede kadın gazeteciler stres altında, sıkışmış ve sıklıkla yorgun hissediyorlar. ‘Eğer biz kadın gazetecilerin zorlukların üstesinden gelmesine yardım edersek, cinsiyet farkını kapatmaya yardımcı olabileceğiz’ varsayımı üzerine çalışmaları başlattık. Daha iyi bir şeyler olabileceğini biliyoruz. Kadın gazetecileri desteklemek onları daha esnek ve yaratıcı yapar. Tutarlı olarak bire bir destek sağlamak gerekir ve şimdi her zamankinden daha fazlasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Editör: Haber Merkezi