RİZE-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ:  İçişleri Bakanlığı tarafından hakkında açılan soruşturmaya tepki gösteren Fındıklı Belediyesi Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, Lazca dayanışma anlamına gelen "Meci" Manifestosu ile yürüttükleri çalışmadan rahatsız olanların böyle bir soruşturma başlattığını söyledi.


İçişleri Bakanlığı, Rize'nin Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Fındıklı Belediyesi Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu hakkında soruşturma başlattı. Bakanlık tarafından görevlendirilen 2 müfettişin “Millet bahçeleri, millet kıraathaneleri, 100. Yıl Atatürk Parkını Kazım Koyuncu Parkına dönüştürmek, yeni yılda esnafın verdiği hediyeler ve Noel Baba ile dini değerleri rencide ettiği” gerekçeleriyle soruşturma yürüttükleri belirtildi.


Seçildiği ilk gün odasının kapısını söktüren Çervatoğlu, makam masası ve koltuğunu da odadan çıkardı. Odasındaki standart bir sandalye masa ile ilçe sakinlerini ağırlayan Çervatoğlu, belediye bünyesinde kadın, gençlik, engelliler, esnaf, ticari araç esnaf, muhtarlar ve çocuk meclisleri kurarak halkın sorunlarına çözüm bulmaya çalıştı.


Çervatoğlu, Rize’nin en doğusunda Laz ve Hemşin halklarının beraber yaşadığı ilçede yaptıkları çalışmaları ve belediyeye yönelik açılan soruşturmayı değerlendirdi.


BELEDİYE ‘MECİ’ KÜLTÜRÜYLE YÖNETİLİYOR


“Halka rağmen” değil, “halkla birlikte” anlayışını önemseyen bir belediye olduklarını belirten Çervatoğlu, 1979 yılında Ordu’nun Fatsa ilçesinde sözün, yetkinin, kararın halkta olduğu bir belediye anlayışını kendilerine örnek aldıklarını söyledi. Fındıklı’nın kültüründe olan Lazca “Meci (Dayanışma)” denilen dayanışma kültürünü esas alarak Meci Manifestosu oluşturduklarını ifade eden Çervatoğlu, “Bu manifestoda ötekileştirme yok. Kimse diline, dinine, ırkına göre ayırılmaz. Bütün farklılıklar zenginlik olarak kabul edilir. Komşusu yardıma ihtiyacı olduğu zaman bu yardıma karşılık beklemeden koşabilmeyi esas alır bu manifesto” dedi.


‘PRAMİDİ TERSİNE ÇEVİRDİK’


Belediye anlayışlarını üçgen bir piramide benzeten Çervatoğlu, “Bizim en önemli vaadimiz piramidi tersine çevirmektir. Yani halk en üstte olacak biz en dipte olacağız. Bütün toplantılarımızı halka açık yapıyoruz ve canlı olarak yayınlıyoruz. Biz seçildik her şeyi bilen biz değiliz. Bunun pratiği olarak da kapıyı söktürdük. Halkımız gelip derdini anlatıyor. Burada özel hiçbir şey olmaz, biz kamusal bir hizmet veriyorsak, burada özel görüşme yasak. Halkçı ve toplumcu bir belediyecilik anlayışıyla yönetmek istiyoruz” diye belirtti.


DİL ATÖLYELERİ AÇILDI


Belediye bünyesine kurulan meclislerin dışında kooperatiflerle birlikte çalıştıklarını aktaran Çervatoğlu, eğitim konusunda da çok sayıda çalışma yaptıklarını söyledi. Öte yandan dil atölyeleri de kurduklarını dile getiren Çervatoğlu, yabancı dillerin yanı sıra bölgede konuşulan Lazca ve Hemşincenin de bu atölyelerde öğretildiğini dile getirdi. Dilin zenginlik olduğunu ve kaybolmaması gerektiğinin altını çizen Çervatoğlu, dilin yanı sıra, müziğin, giyim biçiminin, yaşam biçiminin de yarınlara aktarılması gerektiğini belirtti.


TARIM KÖPRÜSÜ PROJESİ


Meci tarım kooperatifi ile halka zehirsiz bahçelerden zehirsiz gıdalar ulaştırmak istediklerini de aktaran Çervatoğlu, şunları söyledi: “Hanak ve Borçka belediyeleri ile görüşüyoruz. Yapabilirsek bir tarım köprüsü kurmak istiyoruz. Bir takas sistemi ile ürünlerimizi paylaşmayı hedefliyoruz. Bunun yanında tarımsal ürünlerimizi kooperatif aracılığıyla metropollerde satışını amaçlıyoruz. Burada hiçbir çıkarımız olmayacak, toplumsal bir yarar olacak. Eğer kooperatif kar elde ederse kar payını da dağıtmayı hedefliyoruz. Küçük adımlarla büyük hayaller peşindeyiz. Bu aynı zamanda yaşam kalitemizi arttıracaktır.”


‘ANLAYIŞIMIZDAN RAHATSIZLAR’


Kayyım söylentilerine ve hakkında açılan soruşturmaya da değinen Çervatoğlu, yaşananları demokrasinin ayıbı olarak değerlendirdi. Bunların yönetim anlayışlarından rahatsız olanlar tarafından yapıldığını vurgulayan Çervatoğlu, “İki türlü belediye yönetimi vardır. Bir rantçı belediyeler iki halkçı ve toplumcu belediyeler. Bizim tercihimiz halkçı ve toplumcu belediyecilik. Bu durum kimilerinin rahtına dokunuyor. Yanlış bir şey yapıyorsak zaten halk bizi değiştirecek. Bunların konuşulması bile bana zül geliyor” ifadelerini kullandı.


Yılbaşı etkinliğinde noel giysiyi giyildiği için dini değerleri aşağıladığının iddia edildiğini aktaran Çervatoğlu, “Yılbaşı gecesi varsılı ile yoksulu beraber horon çekti. İnsanların mutluluğunu değil de orada iki kişinin giydiği giysiyi sorun ediyorlar” diye konuştu.


MA / Tolga Güney
Editör: Haber Merkezi