ADANA- “Başka Bir Türkiye Mümkündür" konulu panelde konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu “Zamanında sadece solcuyuz demekle solcu olunmayacağını anlamış olsaydık, bugün üzerimizde bu kadar baskı olmazdı.” dedi. CHP İstanbul Milletvekilli Gürsel Tekin de “Ne yazık ki yan yana durmasını bilemedik.” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Adana İl Örgütü tarafından Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde “Başka Bir Türkiye Mümkündür" konulu panel düzenlendi. Moderatörlüğünü avukat Erdal Yıldırım yaptığı ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP İzmir milletvekilli Selin Sayek Böke, CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, tarihçi yazar Erdoğan Aydın konuşmacı olarak katıldı.

İzmir Milletvekilli Selin Sayek Böke, bu salonda bulunan herkesin bütün baskılara rağmen hala Türkiye’nin gücünü bilen ve bu güce ortak olan herkes aslında o başka geleceğin mümkün olduğunu gösterdiğini kaydetti. ‘Ne yapacağız’ diyerek endişelenmek yerine bundan sonra ne yapılması gerektiği üzerinde kafa yorulması gerektiğini dile getiren Böke, başka bir Türkiye yaratmak için tarihte görülen devrim mücadele ruhu ile mümkün olduğunu ifade etti. “Demokrasi mücadelesinden bir geri adım atmayacağız” diyen Böke, mücadele ruhunun yeşermesi için halkı bileştiren bir siyasetin izlenmesi gerektiğini kaydetti.

‘RANTCI ZENGİNLERDEN VERGİ ALINMALI’

Karanlık bir süreçten geçtiklerini ifade eden Böke, “Bu karanlık dönemin her birimizin hayatına yansıdığı da açık bir şekilde ortadadır. Kimse bu karanlıktan muaf değil. Kimimiz ihraç edildik, kimimiz düşüncelerimizden tutuklandık. Hepimizin hakları ellerinden alınmış durumda. Bu karanlık dönemin en belirginliği işsizlik verilerinde kendini ortaya koymaktadır. 6 milyon insan Türkiye’de bugün iş bulamıyor. Bu kadar işsizlik olmasına rağmen ihraçlarla işsizliği daha da artırıyor. Asgari ücret açlık sınırında. Bu sonucu ortaya çıkaran düzenin ne olduğunu ortaya koyduğumuz da o zaman o başka geleceği ne ile inşa edeceğimiz ise çok somut olarak ortaya çıkar” dedi. Karanlık sürecin iki sınıfsal siyaset üzerinde inşa edildiğini kaydeden Böke, “Bunlardan bir tanesi kurulmuş olan neoliberal ekonomik düzendir. Bu düzene karşı emeği koruyan ve emekle birlikte emek için mücadele eden bir halkçı ekonomik düzen kurmak gerekir. Bizim bugün yeni bir vergi politikasına ihtiyacımız var. Halkçı bir bütçeye ihtiyacımız var. Askeri ücretli birisinden vergi almak yerine bugün hiç vergi alınmayan ama rant vergisi ile bugün rantçı düzenin zenginlerinden vergi toplamayan bir yapıyı kurabiliriz” diye konuştu.

‘AKP HALKI SÖMÜRÜYOR’

Böke, saray rejiminin başka bir dayatmasının da ‘siyasal İslam’ olduğunu ifade etti. Dini siyasete alet eden bir yaklaşımın karşısına laikliği koyan yeni bir siyaset yaratarak Türkiye’de inanç özgürlüğünün yaşandığı bir geleceği kurmanın mümkün olduğunu kaydeden Böke, “AKP iktidarın sosyal hizmetler yoluyla vatandaşının inançlarını sömüren bir anlayış ile hareket etmektedir. Bu anlayışa karşı halkçı bir devlet anlayış geliştirdiğinde başka bir Türkiye’nin mümkün olduğunu göreceğiz. Bize düşen görev hangi değerler etrafında bir yarın yaşamak istediğimizi tartışmaktan geçiyor. Bize düşen bunun olağanüstü olduğunu kabul ederek onu değiştirebilecek gücün bizde olduğunu ve yeni bir siyaset inşa etmekten geçiyor” dedi

‘SADECE SOLCUYUZ DEMEKLE SOLCU OLUNMAYACAĞINI ANLAMIŞ OLSAYDIK’

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da cinsel saldırıya maruz kalan kadın oranların her geçen arttığına dikkat çekti. Türkiye’de basın özgürlüğünün olmadığını belirten Kaftancıoğlu, sadece gazetecilik yaptığı için onlarca gazetecinin cezaevlerinde rehin tutulduğunu belirtti. Kaftancıoğlu, böyle bir ülkede basın özgürlüğü kelimesini kullanmanın çok gülünç olduğunu kaydetti. Eğitim alanında sadece bir kişinin keyfi olarak değiştirip kendi eğitim sistemini getirdiği bir süreçte olduklarını ifade eden Kaftancıoğlu, “Kendini solun herhangi bir yelpazesinde bulunan herkesin bir özeleştiri vermesi gerekir. Çünkü üzümün sapı armuttun çöpü derken arada ‘siyasal İslam’ın taşlarını döşediğinin farkına varmadık. Eğer zamanında sadece solcuyuz demekle solcu olunmayacağını anlamış olsaydık, sadece Atatürkçüyüz diyerek Atatürkçü olunamayacağını anlaşmış olsaydık, bugün üzerimizde bu kadar baskı olmazdı. Önce özeleştirimizi vereceğiz sonra karanlıktan nasıl çıkacağımıza dair somut adımlar atmak için çalışmalar yürüteceğiz” dedi.

‘YAN YANA DURMAYI BECEREMEDİK’

Acılı bir coğrafyanın insanları olduklarını hatırlatan CHP İstanbul Milletvekilli Gürsel Tekin, 50 yıl içerisinde 5 bin failli meçhul cinayetin olduğunu ve yüzlerce insanın yerinden yurdundan edildiğini ifade etti. 60, 70, 80 ve 90 darbelerinin Türkiye coğrafyasında yaşayan insanların üzerinden geçmesine rağmen insanların umutlarını kaybetmeyerek yaşadığını dile getiren Tekin, “Özeleştirilerden bir tanesi ne yazık ki yan yana durmasını bilemedik. Farklı düşünebiliriz ama yan yana durma konusunda bir beceri gösteremedik” diye konuştu. Tekin, özgürlük ve güvenlik sağlandığı takdirde Türkiye’nin geleceğinin aydınlık olacağını belirtti. “Cumhurbaşkanının çocukları bile paralarını farklı ülkelere götürüyorsa ülke güvenli değildir.” Tekin, CHP’nin ilk görevinin başka bir geleceği mümkün kılmak için güvenliği ve özgürlüğü sağlayacak adımlar atması gerektiğini ifade etti.

‘ÜLKE KARANLIĞA DOĞRU SÜRÜKLENİYOR’

Son olarak söz alan tarihçi yazar Erdoğan Aydın, AKP tarafından dayatılmak istenen rejimin Abdulhamit ve birçok Alevi’yi kılıcından geçiren Yavuz Selim rejiminin dayatması olduğunu belirtti. ‘Milli ve yerli’ olarak anlatılan rejimin demokrasiyi yok eden bir rejim olduğunu ifade eden Aydın, “Son dönemlerde bir kısmı İslamcı bile olamayan ama alabildiğine feodal bir erkekçi ideolojinin yaratması sonucunda kadın cinayetlerinin artmasına neden oldu. Feodal erkek profili aslında ‘ya benimsin ya kara toprağın’ diyen arabesk sözün önümüzdeki günlerde Türkiye siyasetine de damgasını vurmaya çalıştığı bir sürecin içindeyiz. Bu anlayışla Türkiye’nin geleceği inşa edilmeye çalışılıyor” dedi. Bugün yaşanan felaketlerin iktidarın yorganın metrekaresini unutup bölge egemenliğini ABD’ye sırtını dayayarak, egemenlik savaşlarına yönelerek yeni Osmanlıcılık politikasının başlatılması olduğunu ifade eden Aydın, “İktidar ülkeyi tüm avantajlarını kaybetmiş, daha çok yasaklar koyarak kesinlikle yarına dair ufkunu kaybetmiş bir sürecin içine sürüklemektedir” dedi.
Suriye’deki olası bir çözüm masasında bir sandalyeye sahip olabilmek için ısrarla yürütülen politikaların hem Suriye sorununun çözülmesini hem de Türkiye’nin istikrarlı bir hale gelmesinden uzaklaştırdığını belirten Aydın, iktidarın tek adam rejimini hayata geçirmek için her türlü yolun denendiğini ve ülkeyi çıkmaz bir karanlığa sürüklediğini ifade etti.

Bu karanlığın engellenmediği ve başka bir Türkiye mümkün olduğunu gösterebilir bir seçenek olduğunu göstermeyi başarmadıklarında yarın bugünü arayan bir sürecin içinde olacaklarına dikkat çeken Aydın, “Söz söylemek yerine artık somut adımların atılması gerektiği günlerden geçiyoruz” dedi.

Yapılan konuşmaların ardından panel soru cevap bölümüyle son buldu.
Editör: Haber Merkezi