DİYARBAKIR-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Şükriye Tekin (33) uzun süre evli olduğu erkek tarafından her türlü şiddete maruz kaldığını toplumun ve ailenin üzerinde söz sahibi olmadığını dile getiriyor. [caption id="attachment_60347" align="alignnone" width="1600"]

 

DİYARBAKIR-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Şükriye Tekin (33) uzun süre evli olduğu erkek tarafından her türlü şiddete maruz kaldığını toplumun ve ailenin üzerinde söz sahibi olmadığını dile getiriyor.

[caption id="attachment_60347" align="alignnone" width="1600"] Tiyatrocu Şükriye Tekin[/caption]

Tekin sözlerine şöyle devam etti  “5 aylık hamileyken eşinden şiddet gördüğünü ve boşanma sebebinin aldatma ve şiddet olduğunu söyleyen Tekin, boşanma aşamasında kültürel gereksinimlerden dolayı ailem boşanmama çok sıcak bakmıyordu biraz dayan olmazsa bakarız diyorlardı. Zamanla onlar da farkına vardı. Şiddet insanı gitgide yok eden bir etmen. Evliliğim süresince 40 kiloya kadar düştüm. Aynaya baktığımda karşımda huzursuz, keyifsiz tam olarak mutsuz birini görüyordum. Sadece kurtulma düşüncesi içerisindeydim. Ailem tüm bunları gördükten sonra beni desteklemeye başladılar ve yanlarına aldılar. Aldatılma ve şiddeti bir tarafa bırakıyorsunuz, çocuğunuzu düşünmek zorunda kalıyorsunuz. Şiddetin içinde bir çocuğu büyütmek faciadan başka bir şey değildir. Çünkü geleceğe bir vahşi, yeni bir kadın katili yetiştirmekten başka bir şey görmüyorum ben. Çocuk gördüğünü uygular. Bu nedenle ayrılmayı ve çocuğumu yanıma almayı tercih ettim. “dedi.

[caption id="attachment_60348" align="alignnone" width="900"] Tiyatrocu Şükriye Tekin[/caption]

Tekin yaşadıklarının üstesinden geldikten sonra üniversite ye devam etti. Üniversiteyi bitirdikten sonra kendi alanında iş bulamayınca, çocuğuna bakmak için temizlikçilik ve çocuk bakıcılığı yaptı.   

Oğluyla beraber ailesinin yanına yerleşen Tekin bu süreçte açıktan üniversite okuyup bitirmeyi başardığını dile getiriyor. Okuduğum bölümle (veteriner teknikerliği) ilgili bir işe girmek istediğimde başvurduğum yerler tecrübem olmadığı için beni almak istemediler. Onların yanında durup işi öğrenmek ve bu süreçte deneyim kazanmak istedim ama bu şartlarda ise çok düşük ücretlerde kabul edebileceklerini söylediler ve bu yetersizdi. Çocuğum o zamanlar 3,5 yaşındaydı ona bakmam gerekiyordu ve geçimimizi bir şekilde sağlamam lazımdı. Bu nedenle gündelik işlere başladım. Evlere temizliğe gidiyordum. Ondan sonra, çocuk bakıcılığı gibi birçok işte de çalıştığını söyledi.

Çocukluğunda bu yana tiyatro hayali olan Tekin boşandıktan sonra bu hayalini de gerçekleştirdi.

Çocukken gelecekle ilgili birçok hayalim vardı. Pilot olmayı, doktor olmayı isterdim. Hep değişirdi hayallerim. Birçok yeteneğim vardı; güzel şarkı söyleyebilir, enstrüman çalabilir, dikiş dikebilir, tasarım yapabilir üstelik ev içerisinde yemek ve tamirata kadar tüm işleri yapabilirdim. Aslında tüm bunlardan yola çıkarak tiyatronun hayatın kendisi olduğunu anladım. İçinde kendinizden bir parça buluyorsunuz.  Kendi hayatımı kendim idare ediyorum diyen Tekin çok fazla geçici işte çalıştım. Bunların yanında tiyatro ile ilgilendim. Tiyatroyu, sanatçı olmayı seviyorum. Bu konuda bir yıllık özel bir eğitim de aldım. Kadınlar gününe özel bir oyun çıkarıp sergiledik. Bunun dışında film sektöründe de birkaç oyunculuk deneyimim oldu. Birkaç ajans başvurum sonucunda sadece gönüllü oyuncu olarak kendime yer bulabildim. Ancak bu şekilde geçimimi sağlayamadığımı anladım. Oyunculuk öyle bir şey ki iş imkânı olmayınca kendinizi uzak tutuyorsunuz. Çünkü çocuk sahibisiniz işe ve paraya ihtiyacınız oluyor. Bu nedenle bu bir meslekten ziyade hobi olmaktan öteye geçemiyordu benim için.

Kısa süreli bile olsa, Tiyatronun bana kattığı birçok unsur var. Düşünce yapımı, kendimi tanımayı, hayatın tüm zorluklarına rağmen ne kadar güzel olduğu bilincini fark ettirdi bana. Ayrıca bana geçmişime dönebilmemde de yardımcı olabiliyor. Girdiğim karakterde çocukken yaptıklarımı hatırlıyor ve tekrar değerlendirebilmeme yardımcı oluyor. Buna ek olarak, her işi yapabilecek kapasiteye sahip olunabildiğini de gösterdi.

[caption id="attachment_60353" align="alignnone" width="1200"] Tiyatrocu Şükriye Tekin[/caption]

Tiyatro hayallerini bırakıp, oğluna daha iyi bir gelecek sağlamak için tekstil atölyesinde işe başladı. Dikiş işini küçüklüğünden beri sevip, uğraştığını söyleyen Tekin.    

“ Şimdilerde ise çocuğum için severek dikiş yaparım fakat şu an çalışmakta olduğum tekstil işi bambaşka. Çünkü tekdüze bir sistem üzerinde çalışıyorsunuz ve karşınızdaki size ne verdiyse onu yapmak zorundasınız. Bu bana resmen kölelik gibi geliyor. Küçüklükten beri uğraştığım bir meslek olduğu için kısmen de olsa zevk alıyorum çalışırken ama bu işi mecburiyetten yapıyorum. İnsanların karakterlerini kolay bir şekilde ve hızla çözüp arkadaşlık ilişkilerimi de geliştirdim ve ilk günlerime nazaran aramız çok daha iyi. Tiyatro insana insan olmayı öğretiyor, keşfetmek bambaşka bir şey   “ diyor.

Kadınlara mücadele etme çağrısında buluna Tekin, benim ardımda bıraktığım süreci yaşayan kadınlara seslenmek istiyorum. ‘Her gecenin ardından gün doğmaya mahkumdur ama siz ısrarla kara perdeleri çekmezseniz o güneş içeri girmez. O perdeyi aralayın hayatın ne kadar güzel olduğunu görün ve size ne kadar güzel şeyler getirecek. Mücadele etmek başlı başına bir onur bir gururdur’. Bence her insan kötü bir olay yaşadıktan sonra yeniden doğmuş gibi hayata başlamak için mücadele etmelerini dile getiriyor.

Haber Arzella Bektaş