İSTANBUL- Cumartesi Anneleri, 33 yıl önce Amed’te kaçırılarak gözaltında kaybettirilen Ali Tekdağ için adalet istendi. 

  

TJA: Jin, jiyan, azadî sesimizi Taksim’den duyacaksınız TJA: Jin, jiyan, azadî sesimizi Taksim’den duyacaksınız

Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1025’inci kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Eylemde, karanfiller ve kaybettirilen kişilerin fotoğrafları taşındı. Cumartesi Anneleri, 33 yıl önce Amed’de kaçırılarak katledilen Ali Tekdağ’ın faillerini sordu. Eyleme, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan ve İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ın yanı sıra çok sayıda hak savunucusu katılım sağladı.Açıklamayı okuyan İnsan Hakları Derneği (İHD) Elîh Şube Başkanı Sibel Çapraz, hakikat ve adalet taleplerinin 30 yıldır karşılık bulmadığını söyleyerek sözlerine başladı.

ALİ TEKDAĞ’IN KAÇIRILMASI

Ali Tekdağ’ın yedi çocuk babası olduğunu ve Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde pastane işlettiğini belirten Çapraz, Tekdağ’ın o dönem Halkın Emek Partisi’nde (HEP) faaliyet yürüttüğünü ve katledilmesinden önce de onlarca kez gözaltına alınarak işkence gördüğünü belirtti. Çapraz’ın katledilmesine giden süreci aktaran Çapraz, “3 Kasım 1991 tarihinde, Ali Tekdağ evden eşi ile birlikte çıktı. Alışveriş yapmak  üzere Dağkapı Şekerbank civarına geldiklerinde, sivil giyimli, uzun namlulu silahlı ve telsizli kişiler Tekdağ'ı zorla beyaz bir minibüse bindirerek götürdüler” dedi.

‘İŞKENCEDEN SONRA TARANARAK KATLEDİLDİ’ İTİRAFI

Tekdağ’ın kaçırılması sonrası ailesi ve İHD’nin bu konudaki tüm girişimlerinin sonuçsuz bırakıldığını vurgulayan Çapraz, Tekdağ'ın o dönem gözaltına alındığının inkar edildiğini söyledi. Çapraz sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak, S.D isimli bir kişi, Ali Tekdağ'ı gözaltına alınmasından 45 gün sonra Diyarbakır Çevik Kuvvet Merkezi'nde gördüğünü açıkladı ve onun, "Aileme söyleyin beni katledecekler" diye bağırdığını aktardı. 21 Ocak 1996 tarihli Evrensel Gazetesi’nde yayınlanan ‘Bir JİTEM Subay'ının İtirafları’ başlıklı haberde, Ali Tekdağ'ın 120 gün süren ağır işkence sonrası silahla taranarak öldürüldüğü ve öldükten sonra, tanınmaması için üzerine benzin dökülerek yakılıp Silvan-Diyarbakır karayolunda bir dere yatağına gömüldüğü bilgisi yer aldı.”

AİHM TÜRKİYE’Yİ MAHKUM ETTİ

Bu gelişmelerin ardından Tekdağ ailesinin başvuruları sonucunda açılan 7 soruşturmanın da sonuçsuz kaldığına dikkat çeken Çapraz, “Bunun üzerine Hatice Tekdağ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. AİHM, Ali Tekdağ'ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili yürütülen soruşturmaların eksik ve yetersiz oluşu nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği sonucuna vararak Türkiye'yi mahkum etti” diye konuştu.

‘ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Tekdağ’ın faillerinin açığa çıkarılması talebinde bulunan Çapraz, “Gözaltında kaybedilişinin 30’uncu yılında, Ali Tekdağ’ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili hakikati açığa çıkaracak, suçun fail ve sorumlularını yargılayarak cezalandıracak etkinlikte bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini talep ediyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; Ali Tekdağ için, tüm kayıplarımız için, adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” diyerek sözlerini noktaladı.

Kaynak: https://mezopotamyaajansi40.com/tum-haberler/content/view/258731