AMED - DBP'nin "Özgürlük örgütlenmekle başlar" çalıştayının sonuç bildirgesinde, "Kapitalist modernite sistemi ve aparatı ulus devletçiliğin kırım ve kıyım politikalarına karşı yegâne çözüm demokratik toplum, ekolojik yaşam, özgür kadın paradigmasıdır" denildi. 

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), 8-9 Eylül'de Amed'de düzenlediği "Rêxistinbûyîn serkeftine/Özgürlük örgütlenmekle başlar" çalıştayının sonuç bildirgesini açıkladı. Kapitalist modernite sisteminin tüm kurum ve kurallarıyla yaşadığı iflasın derinleşerek, sürdüğüne dikkat çekilen bildirgede, "Kaos sürecinin yarattığı askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel boşlukların, sistem aparatı despotik ulus devletler tarafından doldurma çabaları 3. Dünya Savaşı olarak cereyan etmektedir. İnsanlık adeta toplum kırım, kadın kırım ve doğa kırım politikalarının üreticisi olan kapitalist modernite sisteminin iki ucu olan despotik ulus devlet bloğu ile liberal ulus devlet bloğuna mahkûm edilmek istenmektedir. Halkların kötünün iyisine mahkûm edilmek istendiği bu süreçte Sayın Abdullah Öcalan'ın geliştirdiği, 'demokratik toplum, ekolojik yaşam, özgür kadın paradigması' insanlığa üçüncü bir yol açmıştır. Kapitalist modernite sistemi ve aparatı ulus devletçiliğin kırım ve kıyım politikalarına karşı yegâne çözüm demokratik toplum, ekolojik yaşam, özgür kadın paradigmasıdır" denildi.  

Savaş ve sömürü döngüsünün en fazla yoğunlaştığı bölgelerin başında Ortadoğu’nun geldiği vurgulanan bildirgede, "Ulus devlet, dincilik ve milliyetçilik parantezine sıkıştırılan bölge halkları, gericilik ve sömürü sarmalına mahkûm edilmiştir. Bu kısır döngü bir yandan tekçi, despotik ulus devletlerin iktidarlarını sürdürme öte yandan bölgenin kaynaklarının hegemon güçlere peşkeş çekilmesinin zemini haline getirilmiştir. Sayın Öcalan, gericilik ve sömürü çarkına karşı insanlığa çözüm olarak önerdiği sistem için hegemonik güçler ve yerel güçlerin hedefi haline gelmiştir. Bu süreçte AKP-MHP iktidarı, hegemon güçlerden aldığı destekle Kürt halkı başta olmak üzere Anadolu ve Mezopotamya halklarının inkarına dayalı homojen ulus yaratma projesini derinleştirmiştir. Çöktürme Planı ile Kürt halkının kazanımlarına karşı topyekûn savaş konseptini devreye koyarak, tasfiye sürecini tamamlamayı hedeflemiştir. Bu kirli hedefe ulaşmak için evrensel hukuka göre tüm ahlaki, vicdani ve insani değerleri çiğnemekten imtina etmemiştir" ifadelerine yer verildi. 

'ÖRGÜTLENEREK KAZANMANIN ZAMANIDIR'

Sonuç bildirgesinin tamamı şöyle: "Kürt halkı ve dostları bu saldırganlığa karşı tarihe not düşecek bir direniş sergilemiştir. Tüm saldırılara rağmen AKP-MHP iktidarı 31 Mart seçimlerinde tarihinin en büyük hezimetini yaşamış ve çöküş süreci derinleşmiştir. Özgürlük ruhuyla örgütlülüğümüzü büyütmek için varlığımızı koruma ve özgürlüğümüzü sağlama koşulları her zamankinden daha uygun hale gelmiştir. Tarihsel pratiklerde görüldüğü üzere örgütlenen ve direnen güçlerin zaferle çıktığı ve çıkacağı bir süreçten geçmekteyiz. Bu bağlamda örgütsel durumumuzu değerlendirmek ve mücadelemizi zafere taşıyacak yeni bir örgütleme bilinç ve ruhu yaratmak üzere 'Özgürlük örgütlenmekle başlar/Rêxistinbûyîn serkeftin e' şiarıyla yapılan iki günlük örgütlenme çalıştayımız kapsamlı değerlendirme ve yoğun tartışmalarla geçmiştir.

Çalıştayımız faşizmin saldırılarına karşı parti örgütlerimiz ve halkımızın yenilmez ve sarsılmaz mücadele kararlılığını teyit etmiştir. Eleştirel ve öz eleştirel temelde geçmiş dönemin kapsamlı muhasebesi yapılmış; eksik ve yetersizliklerimizin yapısal ve güncel nedenleri isabetli bir şekilde tespit edilmiştir. Halk olarak mücadelemizi geri çeken, başarı düzeyimizi zayıflatan, zaferimizin önünde engel olan anlayış, tarz ve tutumlar yoğunca eleştirel ve öz eleştirel temelde değerlendirilmiştir. Ahlaki politik toplum hedefine dönük ideolojik, politik ve örgütsel görev ve sorumluluklar belirlenmiş; mücadele kararlılığı vurgulanmıştır. 

KÜRT HALKINI GÖRMEYEN HİÇBİR GÜÇ POLİTİKA OLUŞTURAMAZ

Halihazırda ideolojik ve örgütsel düzey itibarıyla artık Ortadoğu'da Kürt halkını, onun direnme ve mücadele gücünü dikkate almadan hiçbir güç politika oluşturamaz hale gelmiştir. Kadın ve özyönetim devrimleri başta olmak üzere mücadelemizin devrim içinde devrim gerçekliği dalga dalga dünyaya yayılmaktadır. Halk olarak yürüttüğümüz mücadelemizin geldiği düzey görev ve sorumluluklarımızı da artırmakta, işimizi sanıldığının aksine hafiflemek yerine daha da büyütmektedir. Her zamankinden daha fazla muhasebe yapma, kendini güçlendirme ve iradeleştirmeyi zorunlu kılmaktadır. Bunun için de mevcut durumumuzu doğru kavrayarak, daha büyük kazanmak için örgütlenmemizi geliştirmek, yakıcı bir görev olarak önümüzde durmaktadır. Halkımızın birliğini, bütünlüğünü sağlama, örgütlülük düzeyini daha da geliştirmek ve yaşatmak daha büyük sorumluluk, bilinç ve yoğunlaşmayı dayatmaktadır. Bu açıdan çalıştayımız en üst boyutta umutla, coşkuyla, moral ve inançla örgütleme çalışmasına sarılma kararlığına ulaşmıştır. 

ÖRGÜTLENME SEFERBERLİĞİ BAŞLATIYORUZ

Birçok alanda yönetim ve örgütlenme sorunlarımızın olduğunu, birçok alanda örgütlemelerimizin zayıf ve bazı alanlarda ise olmadığı tespiti yapılmış, bu nedenle örgütlenme çalışmalarımızı yoğunlaştırmayı en acil ve zaruri çalışması olarak önüne koymuştur. Örgütlenmenin en temel varoluş biçimi olduğu gerçeğinden hareketle Büyük Örgütlenme Konferansı’na hazırlık çalışmaları kapsamında 'Rêxistinbûyîn serkeftin e/Özgürlük örgütlenmekle başlar' şiarıyla örgütleme seferberliği başlatma kararı almıştır. Bu vesileyle siyasi geleneğimizin büyük bedel ve emeklerle yarattığı örgütlenme mirasını kentlerden ilçelere, mahallelerden sokaklara ve köylere kadar taşırma kararlılığına ulaşmıştır. 

ÇÖZÜMÜN MUHATABI SAYIN ÖCALAN

Çalıştayımız, Kürt halkının tartışılmaz ve devredilemez hakkı olan statü talebini gerçekleşinceye kadar mücadeleyi büyüterek sürdürme kararlığını teyit etmiştir. Sayın Öcalan’ın Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesinin politik, toplumsal temsiliyeti ve iradesidir.  Bu gerçekten hareketle, Kürt meselesinin çözümünde Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanana kadar mücadelenin daha fazla büyütülmesini öncelikli gündem olarak belirlemiştir. 

Çalıştayımız, kültürel soykırım, ekolojik kıyım ve toplum kırıma karşı halkımızın öz örgütlülüğünün geliştirmesi, özel savaş yöntemleri olarak kullanılan uyuşturucu ve fuhuş ağlarına karşı her mahalle ve sokakta örgütlenerek, mücadele ve direnişi geliştirmeyi temel bir sorumluluk olarak belirlemiştir. Öz örgütlülük bilincini geliştirmek amacıyla aydınlanma ve örgütlenmen mücadelesini yoğunlaştırmayı en zaruri görev olarak vurgulamıştır. Halkımızın her bireyinin bu süreçte bir aydınlanma neferi olarak çalışması, her mahalleye, her sokağa, her eve ulaşarak örgütleme seferberliğimize katılma çağrısı yapılmıştır. 

Batı Karadeniz'de su baskınları Batı Karadeniz'de su baskınları

KADIN ÖRGÜTLENMESİNİ TOPLUMSALLAŞTIRACAĞIZ

21. yüzyılın kadın yüzyılı olacağı bilinciyle 'Jin jiyan azadî’ felsefesinin öncüleri olan Saralar, Türkanlar, Sêvêler, Asyalar, Deniz Poyrazlar, Nagihan Akarseller, Hevrîn Xeleflerden aldığımız direniş mirasıyla kadın örgütlememizi toplumsallaştırmayı hedef olarak önüne koymuştur. Özgür kadın perspektifiyle donanmış kadın gücünü yaşamın her alanında başat inşa gücü yapmayı tarihi bir görev olarak tanımlamıştır. Eşbaşkanlık; eşit temsiliyet, özgür eş yaşam iki cinsin aynı ölçülerde sağlıklı bir inşa mücadelesini vermesi gereken bir alandır. Çalıştayımızda, bu sistemimizi yaşamın her alanında hayata geçirme, kadın örgütlülüğünü geliştirme ve örgütlenmemizi daha etkili kılma, kadın özgürlük çizgisi temelinde eğitim ve aydınlanma faaliyetlerine ağırlık verme, erkek egemen zihniyetin iç ve dış saldırılarına karşı mücadeleyi büyütme kararlılık ve ısrarının altı çizilmiştir. 

  

GENÇLİK ROLÜNÜ OYNAYACAK

Demokratik siyaset geleneğimizde gençlik her zaman mücadelemizin dinamosu olmuştur. 'Genç başladık, genç başaracağız' şiarıyla başlayan mücadelemizde gençliğin konumu her zaman öncülük olmuştur. Büyük bedel ve emeklerle yaratılmış destansı bir miras sahip olan gençlik çalışmalarımız önemli bir deneyime sahiptir. Gençliğin halkımızın ve mücadelemizin büyümesi ve bugünlere gelmesinde oynadığı rol, onurlu mücadelemizin zaferle taçlandırılmasının en önemli garantisidir. Gençliğin dinamik ve değişimci gücünün siyasette aktif rol oynaması, politika üretim süreçlerine katılımı, yeni yaşamın özgürlükçü ve demokratik temelde inşası için olmazsa olmaz kabilindedir. Bu süreçte gençlik tarihsel rolünü oynayacaktır. Çalıştayımız gençliği, mücadeleye öncülük etmeye; yediden yetmişe halkımızı örgütleme seferberliğine katılmaya çağırmaktadır. 

Küresel ve bölgesel düzeyde çoklu krizlerin yaşandığı bu dönemde, tarihsel sorumluluğumuzu yerine getirmek için her zamankinden daha inançlı ve hazırız. Yaşamın her alanında kapitalist moderniteye karşı demokratik moderniteyi, ulus-devlete karşı demokratik konfederalizmi, sermayeye karşı eşit ve komünal yaşamı esas alarak direneceğiz. Sadece direnmekle kalmayıp yaşamın her alanında paradigmamıza uygun şekilde inşa sürecini hızlandıracağız. Tarihin akışına daha güçlü örgütlenerek müdahale edecek ve özgürlüğe yürüyeceğiz!"