DİYARBAKIR - Diyarbakır'ın “rojbaş ablası” gazete dağıtımcısı Leyla Yıldız, "Tutukluyum ama dışarıda arkadaşlarım gazeteleri halka ulaştırıyor. Asla pes etmeyeceğim. Bedenimizi tutsak edebilirler ama fikirlerimizi asla" dedi.

Kürt basın tarihinin en çok emek verenleridir gazete dağıtımcıları. Her mahalle ve sokağı karış karış ezbere bilirler. Hangi evde kimin ne sorunu var, halk ne ister, sıkıntıları, talepleri neler en çok gazete dağıtımcıları bilir. Sabahın ilk ışıklarıyla çantalarını sırtlayıp kentin sokaklarına akan dağıtımcılar, en özverili insanlardır. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Jinha editörü Zehra Doğan, kendisi gibi Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazete dağıtımcısı Leyla Yıldız'la tutukluluğunu ve dağıtım sırasında yaşadıklarını konuştu.

'Sorgulamalar beni hakikatin yoluna itti'

Belirli bir yaştan sonra birçok Kürt genci gibi kendisinde de sorgulamaların başladığını belirten Leyla, "Bu sorgulamalar beni hakikatin yoluna hızla itti" diye belirtti. Özgür basın alanında çalışmanın halk tarafından büyük değer gördüğünü sözlerine ekleyen Leyla, "Artık bir süreden sonra dağıtım yaptığım mahalleliyi iyice tanıdım, evlerine misafir oldum çünkü onların gözünde çok önemli bir iş yapıyordum. Gerçeği onlara ulaştırıyordum" ifadelerini kullandı.

'Her sabah beni bir gülle karşılardı'

Halkın dağıtımcılara gösterdiği ilgiyi örneklendiren Leyla, şöyle dedi: "Bir abonem vardı. Gazetenin 17 yıllık abonesiydi. Kesintisiz her sabah bir gülle beni karşılardı. Ben ona gazeteyi verirdim o da bana gül uzatırdı. Her sabah demli çayla beraber poğaça ikram ederdi. Gözleri görmediği için gazeteyi bana okuturdu. Hasta olup gidemediğim zamanlar 'bu kız gelmedi acaba başına bir şey mi geldi' diye sorardı."

Gazeteyi abonelere geç götürdüklerinde birçok eleştiri aldıklarını ifade eden Leyla, halkın gazeteyle beraber mücadelenin devam ettiğini görerek bundan güç aldığını, bu sebeple tek güvendikleri kaynakları olan gazetenin gelmemesiyle endişeye kapıldığını söyledi.

'Tutukluyum ama hala sahadayım'

Sokaklarını karış karış bildiği bir kentte tutsak olmanın kendisi için zor olduğunu kaydeden Leyla, "Mücadele ediyorsan elbette tutuklanırsın, tutukluluğu değil gazete dağıtamamanın zorluğunu yaşıyorum. Sürekli sahadayım ve sürekli koşturuyorum. Hiç yerimde durmuyorum. Tutukluyum ama dışarıda onca arkadaşım gazeteleri bir şekilde halka ulaştırıyor. Bu anlamda içim rahat" dedi.

Çocukların 'Rojbaş Ablası'

Sabah erkenden bisikletine binip gazeteleri herkese ‘rojbaş" diyerek dağıttığını söyleyen Leyla, şöyle devam etti: "Bu yüzden çocuklar benim adımın ‘rojbaş’ olduğunu sanmışlar. Mahallede benim adımı çocuklar 'rojbaş abla' koymuşlardı. 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezam onandı. 11 Eylül'de ise yine Özgürlükçü Demokrasi gazetesini dağıttığım için yeni bir davadan duruşmam var. Özgür basının 'rojbaş ablası' olmak kolay değil. Pes etmeyeceğim. Bedenimizi tutsak edebilirler ama fikirlerimizi asla."

kayak: JINNEWS-Zehra Doğan 
Editör: Haber Merkezi