JINNEWS- Yeşim Oruç

HABER MERKEZİ - BM verilerine göre dünya üzerinde 7 bin dil konuşulurken, bunların yüzde 40’ı yok olma tehlikesi altında. Bu diller arasında Zazaca da yer alıyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 2000'de 21 Şubat’ı Dünya Anadil Günü ilan etti. Bu gün, yıllardır dünyada dilsel farkındalık yaratma ve çok dilliliği teşvik etme amacıyla farkındalık etkinlikleri ile karşılanıyor.

Sosyal bilimciler ve dil bilimciler, dili bir kültürün içinde varlığını sürdürdüğü çevre olarak da yorumluyor. BM verilerine göre dünyada 5 binden fazla "yerli" kültür, 370 milyondan fazla "yerli" insan yaşarken 7 binden fazla dil konuşuluyor. Dünyada dilsel çeşitliliğin en yüksek olduğu ülke ise Papua Yeni Gine. Nüfusu 8 milyondan biraz fazla olan ülkede 800'den fazla dil konuşuluyor. Dilsel çeşitliliğin en düşük olduğu ülke ise Kuzey Kore. UNESCO verilerine göre ülkenin dilsel çeşitliliği yok. Yine BM verilerine göre her iki haftada bir dil, içinde geliştiği entelektüel ve kültürel ortamla birlikte yok oluyor. Dünya üzerinde konuşulan dillerin yüzde 40'ının yok olma tehlikesi altında olduğunu ortaya koyuyor BM.

Türkiye’de ise günlük yaşamda 36 farklı dil kullanılırken, UNESCO’ya göre bu dillerin 18’i yok olmak üzere, 3’ü ise kaybolmuş durumda.

Tehlike faktörleri

UNESCO bir dilin ne derece tehlike altında olduğunu sınıflandırmak için 9 ölçüt kullanıyor:

* Dilin kuşaktan kuşağa aktarılması

* Dili konuşan kişi sayısı

* Dili konuşanların toplam nüfusa oranı

* Dilin kullanım alanlarında değişiklikler

* Yeni alanlara ve ortamlara dilin tepkisi

* Dilin öğrenilmesi, o dilde okuma yazma öğrenilmesi için gerekli materyallerin varlığı

* Devletlerin ve kurumların tutum ve politikaları, buna dilin resmi durumu ve kullanımı da dahil

* Toplumun bireylerinin kendi dillerine yönelik tutumu

* Dille ilgili var olan belgelerin miktarı ve niteliği.

30'dan fazla dilbilimcinin çalışmalarıyla ortaya çıkan atlasa göre bu dillerin dağılımı şöyle:

Son derece tehlikede olan diller: Hertevince. Ethnologue.com'a göre Sêrt kökenli, Kuzeydoğu Arami dillerinden olmasına karşın diğerlerinden oldukça farklı  bu dili 1999'da bin kişi konuşuyordu. Aile büyükleri ya da yaşlı nesillerin konuştuğu diller olarak ifade edilen ağır tehlike altındaki diller kategorisinde bulunanları, ebeveynler anlasa da çocuklarıyla ya da kendi aralarında konuşurken kullanmıyor. 

Ciddi anlamda tehlikede olanlar: Gagavuzca, Türkiyeli Yahudilerin konuştuğu Ladino ve Süryanice. Bu kategorideki dillerde, dili konuşan en genç bireyler, büyük ebeveynler ve daha yaşlı nesiller iken onların da dile tam hakim olmadığı görülüyor.

Kesinlikle tehlikede olan diller: Abazaca, Hemşince, Lazca, Pontus Yunancası, Çingene dilleri (Atlasta yalnızca Romani bulunuyor), Süryaniceye benzeyen Suret (Atlasa göre Türkiye'de konuşan kalmadı; konuşanların çoğu göçle başka ülkelere gitti) ve Ermenice. Çocuklar bu dilleri artık evde anadil olarak öğrenmiyor.

Güvensiz durumda olanlar: Abhazca, Adige, Kabar-Çerkes dilleri ve Zazaki (Zazaca). Çocukların çoğu bu dilleri konuşuyor, ancak genellikle sadece evlerinde aileleriyle kullanabiliyorlar. 

Kaybolan 3 dil

Atlasa göre Türkiye'deki 3 dil kayboldu. Kapadokya Yunancası, dünyada son derece tehlike altında olan diller arasındayken, Türkiye’de artık yok. Amed’in Lice ilçesindeki Kamışlı köyünde konuşulan Mlahsô da kayboldu. Suriye'ye göçen köylülerden İbrahim Hanna'nın 1995'te ölümüyle bu dil de öldü. Ubıhça da Tevfik Esenç'in 1992'de ölmesiyle kayboldu. Dili konuşan son kişinin de hayatını kaybetmesiyle dile sadece yazılı kaynaklardan ulaşabilen diller, kaybolan diller kategorisini oluşturuyor.

Türkiye'de dil koruma programı yok

UNESCO, birçok ülkede tehlike altındaki diller için koruma programları yürütüyor. Örgüt kültür, eğitim, iletişim, bilgi ve bilim alanlarında dillerin güçlendirilmesi için çalışıyor. Ancak Türkiye'de yürüttüğü bir dil koruma programı yok.

Editör: Haber Merkezi