DİYARBAKIR-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ Örgün eğitime geçilmesiyle beraber öğrencilerin, ailelerin ve öğretmenlerin pandemi endişesi arttı. Eğitim-Sen Sekreteri Hatice Efe, bu koşullarda öğrencilerin okula gitmesini doğru bulmadıklarını ve iktidarın öğrencilerin sağlığını hiçe saydığını kaydetti.


Milli Eğitim Bakanlığı’nın aldığı kararla beraber ilköğretim birinci sınıf ve hazırlık okuyan öğrencilerin okulları 21 Eylül’de açılmıştı. Okulların açılmasıyla beraber okula alışma sürecine başlayan öğrenciler hem koronavirüsle mücadele etmeye, hem de eğitim hayatına alışmaya çalışıyor.


Okulların açılmasından sonra artan vaka sayılarını değerlendiren Eğitim-Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube Sekreteri Hatice Efe, okulların açılmasını kendilerinin istediği bir karar olduğunu fakat tedbirlerin yetersiz olmasından kaynaklı öğrencilerin sağlığı için endişeli olduklarını belirtti.


‘Tedbirsizlik büyük tehlikeye yol açar’


Hatice, bakanlığın herhangi bir önlem almadan okulları açmasının yanlış olduğunu ve bu tedbirsizliğin büyük bir tehlikeye yol açtığını vurguladı. Hatice, “Yapılması gereken okulların salgına karşı hazırlıklı olması gerektiğiydi. Fakat mevcut duruma baktığımızda herhangi bir tedbir alınmadığı, işin şansa bırakıldığı gözlemlenebiliyor. Bu da bizi endişelendiriyor. Ne olursa olsun öğrencilerin sağlığı bizim için daha önemli” sözlerine yer verdi.


‘Okullar açılmalıydı fakat bu yöntemle değil’


Bölgede açılan bir okulda sınıf mevcudunun normal pandemi koşullarına göre çok fazla olduğunu ve bakanlığın herhangi bir önlem almadan okulları açtığını söyleyen Hatice, okullardaki mevcut durumun iyi olmadığını ve gün geçtikçe vaka sayılarının artığını kaydetti. Hatice,“Mesela Hamravat ilkokulunda bir sınıfta 74 öğrenci var. Bu sınıf daha sonra ikiye bölündü. Öğretmen iki gün bir sınıfa bakıyor, kalan iki gün ise diğer sınıfın yarısına bakıyor. Böylesi bir durum varken elbette virüs yayılır. Buna karşı tedbirlerin alınması gerekiyor. Çocuklarımız için endişeleniyoruz. Çünkü biliyoruz sağlıklı koşullarda kalmıyorlar. İlkokulların açılması lazımdı fakat bu yöntemle değil” dedi.


‘Okula aktif bir şekilde devam edemiyorlar’


Okulların uzaktan eğitimle devam etmesini değerlendiren Hatice, ciddi bir eşitsizliğin yaşandığını, köyde yaşayan ailelerin maddi yetersizlikleri ve internet altyapısının yetersiz olmasından dolayı birçok öğrencinin eğitimden uzak kaldığını ifade etti. Hatice, daha önce de eşitsizliğin olduğunu fakat çocukların okula aktif bir şekilde gidebildiği için bir nebzede olsa bu eşitsizliğin önünü alabildiklerini kaydetti. Hatice,“Bölgelere göre Sosyo-ekonomik koşullar çok farklı bu da büyük bir eşitsizliğin önünü açıyor. Durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarına uzaktan eğitim gibi bir olanak sağlayamadıklarından kaynaklı eğitimlerine aktif bir şekilde devam edemiyorlar” dedi.


‘Okullarda maske ve dezenfektan sorunu var’ 


Ailelerin de bu konuda kaygılandıklarını fakat çocukların eğitimden uzak kalmasındansa okula göndermeyi tercih ettiğini ekledi. Hatice, hükümet her şeyi kendinden çıkarıp topluma yüklemek istediğinin altını çizerek, “Okullar açık fakat öğrencilerin maske takmadığı görülüyor. Fakat bunun göz önünde olmasına rağmen müdahale edilmiyor. Öğrencilerin ve öğretmenlerin takdirine bıraktıklarını söylüyorlar. Kendi sorumluluklarını başkasına yüklemektir. Okullarda maske ve dezenfektan sorunu var. Buna bir çare bulunmuyor. Eğer çocuklara bu disiplini sağlasalar çocuklar bu kadar tedbirsiz yaklaşamazlar” diye ifade etti.


 Büyük risk taşıyorlar


Konuya ilişkin görüştüğümüz öğrenciler de okullarda yeterli tedbirlerin alınmadığını söyledi. Maske ve dezenfektan verilmediğini belirten öğrenciler, sınıf temizliğini ise kendilerinin yaptığını vurguladı. Öğrencilerden Zehra, tüm sorumluluğun öğretmen ve öğrencilere verildiğini dile getirerek, “Alınan tedbirler yetersiz olduğu için bizler çok tedirginiz. Okulda virüs kaparsak evde ailelerimize de bulaştırmaktan korkuyoruz. Sınıfta, kantinde, koridorda ya da bahçede kalabalığa maruz kalıyoruz. Ne kadar dikkat edersek edelim yeterli olmayabiliyor. Salgını kapan arkadaşlarımız da oldu. Okullar büyük risk taşıyor. Evde uzaktan eğitim ise çok daha zor” sözlerine yer verdi.


‘Çok zorlanıyoruz’


Aynur isimli bir öğrenci ise ailesinin okula göndermek istemediğini ama eğitimden geri kalmaması için mecbur gönderdiğini söyleyerek, “Ailem evde tedirgin ben de okulda. Her eve gidişimde odaya kapanmak zorunda kalıyorum. Bu psikolojiyle aldığımız eğitime de odaklanamıyoruz. Ne evde uzaktan eğitimle sağlıklı bir eğitim alabiliyoruz ne de okulda. Biz de çok zorlanıyoruz” dedi.
Editör: Haber Merkezi