ANKARA-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ; Saray’a bağlı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu üyesi olan TEDMEM Genel Başkanı, hazırladığı Öğretmenlik Meslek Kanunu öneri metni, eleme sistemini eğitim fakültesinden başlatıyor.





Eğitim Sen, Türk Eğitim Derneği’nin (TEDMEM) Öğretmenlik Meslek Kanunu öneri metninin bir kanun teklifi olarak Meclis gündemine gelmesine karşı çalışmalarına şimdiden başladı.

TEDMEM, geçen ay, öğretmenlik mesleğine dair çeşitli düzenlemeler içeren bir öneri metni açıklamıştı. Metinde öğretmen yetiştirmeden atamalara, öğretmenlerin özlük haklarına dair bir dizi öneri yer alıyor. Eğitim Sen, söz konusu metnin bir kanun teklifi olarak AKP iktidarı tarafından Meclis’e getirileceğini düşünüyor. Çünkü Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan’a göre, söz konusu teklif AKP’nin çeşitli metinleriyle benzerlikler taşıyor. Aydoğan, böyle bir kanun teklifinin AKP’nin yaratmak istediği yeni rejimle uyumlu olduğuna işaret ederken, AKP’nin eğitimi özelleştirecek, öğretmenlerin haklarını gasp edecek yeni girişimlerine karşı şimdiden çalışmalara başladıklarını belirtiyor.

AKP SEÇİM BEYANNAMESİ İLE TEDMEM RAPORU BENZER

Artı Gerçek’ten Derya OKATAN'a konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Aydoğan, TEDMEM’in hazırladığı teklifin izlerinin aslında Milli Eğitim Bakanlığı’nın 5 yıllık kalkınma planında görüldüğünü söyledi. Aydoğan, “TEDMEM’in Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifi, AKP’nin seçim beyannamesi ve Eğitim Bir Sen’in raporunu, ki zaten TEDMEM taslağının kopyasıdır, yan yana koyduğumuzda fotoğraf tamamlanıyor. Çok planlı bir süreç işletiliyor” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulan Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu üyelerinin büyük çoğunluğunun sermayeyi temsil eden kişiler olduğunu, raporu hazırlayan TEDMEM Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu’nun da kurul üyesi olduğunu vurgulayan Aydoğan, bu kurulun demokrasicilik oyunu oynayarak sendikaları davet ettiğini ve bu taslağı görüşmek istediğini, ancak özerk, bağımsız bir kurul olmadığı için daveti kabul etmediklerini söyledi.

BU YIL MECLİS’E GETİRİLEBİLİR

Aydoğan, taslağın bu yıl AKP tarafından bir kanun tasarısı olarak Meclis’e getirilmesini beklediklerini, zira AKP’nin 2023 eğitim vizyon belgesinde kanunun 2019’da hayata geçirileceğinin belirtildiğini kaydetti.

TEDMEM’in taslağına yönelik eleştirilerini de dile getiren Eğitim Sen Genel Başkanı, bu planda temel noktanın eğitimin özelleştirilmesi ve yeni rejime uygun öğrenci yetiştirme, yani ırkçı, gerici, cinsiyetçi eğitim politikaları olduğunu belirterek, “Tüm bu politikalar ancak öğretmen kimliğine müdahale ile hayata geçirilebilir” dedi.

ELEME ÜNİVERSİTEDEN BAŞLIYOR

Bu teklif yasalaşırsa öğretmen olmak artık daha da zorlaşacak. KPSS engelinden önce eğitim fakültelerinden mezuniyet engeli geliyor. Aydoğan, teklifin öngördüğü elemeci sistemi şöyle anlattı: “Biz KPSS’ye itiraz ediyorduk. Sonrasında KPSS’yi kazansa bile mülakat ve güvenlik soruşturmaları getirdiler, neredeyse KPSS’yi savunur hale geldik. Ama bu tasarı öğretmen olup olmayacağına karar verme sürecini üniversiteden başlatıyor. Eleme sürecini üniversitelere kadar getiriyor. Teklifte fakültede kimin öğretmen olup olmayacağına karar verilecek, sonra pedagojik formasyon verilecek deniliyor. YÖK ve MEB üzerinden çeşitli komisyonlar tarif ediyor. Bir kişinin nitelikli öğretmen koşullarının zaten eğitim fakültesinde sağlanması gerekir. Burada niye başka bir komisyon tanımlanıyor? Üniversitelerde o kadar korkunç bir kadrolaşma var ki, komisyonun adil, bilimsel ve objektif karar veremeyeceğinden eminiz. Komisyon, olumsuz görüş verirse kişi eğitim fakültesinden mezun olamayacak.”

Teklife göre, eğitim fakültesinden mezun olabilen öğretmen adaylarını yeni bir sınav bekliyor. KPSS zorunluluğu ortadan kaldırılıyor ancak bu kez de “Öğretmenlik Yeterlilik Sınavı” getiriliyor.

BİR KOMİSYON MESLEĞİ SONLANDIRABİLECEK

Atandıktan sonra ise öğretmenliğe devam edip etmeyeceğine bir komisyon karar veriyor. Okul müdürü, müdür yardımcısı, müfettiş ve zümre başkanından oluşan komisyon, öğretmeni 3 yıl boyunca izleyecek ve vereceği bireysel gelişim raporu ile mesleğe devam edip etmeyeceğine karar verecek. Aydoğan, komisyonun yine hiçbir liyakat ve bilimsel kriter taşımayacağını düşünüyor. Aydoğan’a göre böylece iş güvencesi ortadan kaldırılıyor.

Öğretmen olabilmenin mucizevi bir duruma dönüştürüldüğünü söyleyen Eğitim Sen Genel Başkanı, “Her adımda hiçbir bilimsel kritere dayanmayan baskı aygıtları oluşturuyor” dedi.

‘KADROLU ÇALIŞMA’ DİYOR AMA İŞ GÜVENCESİNİ ORTADAN KALDIRIYOR

Teklifte “öğretmenlerin daimi olarak kadrolu atanacağı” belirtilse de hemen devamında “acil ihtiyaçlar” için vekil öğretmen ve ücretli öğretmenlik statüsü tanımlanıyor. Aydoğan, maddenin ilk cümlesinde yer alan “kadrolu atanır” ifadesinin her torba kanunda olduğu gibi bir kurnazlık olduğunu belirtiyor: “Maddenin başında tüm öğretmenler kadrolu atanacak deniliyor. Kamuoyuna da bu güzelleme ile sunacaklardır. Kadrolu çalışma hepimizin istediği bir statü. Ama aynı maddenin devamına bakıldığında iş güvencesinin ortadan kaldırıldığını görüyoruz. Çünkü 3 yıldan sonra yeterli görülmezse öğretmenliğin sonlandırılabileceği belirtiliyor.”

ÖĞRETMENLER KARŞI KARŞIYA GETİRİLİYOR

Teklif, öğretmenler arasındaki gruplandırmaları da sürdürüyor. Başöğretmen, uzman öğretmen ve öğretmen tanımı getirilirken, ücretlendirme buna göre olacak. Aydoğan, bu durumun hiyerarşi yarattığını, bir grubun alt grup üzerinde baskı kurabileceğini ve iş barışını bozacağını belirtiyor. Aydoğan’a göre, öğretmenler karşı karşıya getiriliyor.

MAAŞ AYNI, ÇALIŞMA SAATİ ARTTIRILIYOR

Teklifte ek ders ücretinin kaldırılması da öngörülüyor. Ancak çalışma saatleri uzatılıyor. Mevcut uygulamada ilkokullarda öğretmenlerin 18 saat karşılığı maaş aldığını, bunun üzerindeki saatler için ek ders ücreti aldığını hatırlatan Aydoğan, “Teklif ise maaşın karşılığında çalışma saatini arttırıyor. Maaş sabit kalacak, çalışma saatini artacak. Haftalık 35 saat öngörüyor. Bu saat dışında görevlendirme olursa da ek ders ücreti olmayacak. Haftalık 18 saat çalışma süresi, TÖBDER’den bu yana mücadele ile kazanılmış bir hak. Bu kazanılmış hakkı ortadan kaldırıyor” dedi.

Teklifte öğretmenlerin karar süreçlerine katılma hakkı tanındığını belirten Aydoğan, ancak bunun için hiçbir mekanizma tarif etmediğini vurguladı.

İKTİDARIN ÖĞRETMENİ YARATILMAK İSTENİYOR

5 Ekim’de bir kampanya başlattıklarını ve okul okul dolaştıklarını anlatan Feray Aytekin Aydoğan, getirilmek istenen tüm bu değişiklikleri öğretmenlerle paylaştıklarını söyledi. KHK ile ihraçların ardından zaten öğretmenlerin kendilerini güvende hissetmediğinin altını çizen Aydoğan, şöyle devam etti: “Öğretmenlerin yüzde 84’ü her an görevden atılabileceğini düşünüyor. Burada en çok ihraç edilen arkadaşların canı yandı ama en çok yapılmak istenen tüm eğitim ve bilim emekçileri üzerinde bu korkuyu oluşturmaktı. Kazanırsak birlikte kazanıyor, kaybedersek birlikte kaybediyoruz. Kamuda 1 milyona yakın kişiyiz. Özel öğretim kurumlarında çalışan ve atanamayan arkadaşlarımızla birlikte bir buçuk milyonu aşkın bir gücüz. Birlikte kaybetmemek için birlikte mücadele etmeliyiz. Nasıl bir yasa istediğimizin sözünü birlikte üretmek ve mücadelesini birlikte vermek zorundayız. Kendini güvende hissetmeyen bir öğretmen ve bilim emekçisi bilimi esas alan bir eğitim yapamaz. Bu tasarının bu haliyle geçmesi demek, artık tamamen iktidarların öğretmeni olması demektir. Öğretmeni iktidarlardan bağımsız olmayan bir ülkenin geleceği olamaz. Tüm yurttaşları ilgilendiren bir teklif. O yüzden bütünlüklü bir mücadele verilmesi gerekiyor. Kesinlikle bu meslek kanununu durdurmamız gerekiyor.”

Aydoğan, üyesi olan olmayan tüm öğretmenlerin önerilerini toplayarak ve demokratik eğitim kurultaylarından çıkan sonuçlarla birlikte kendi önerilerini oluşturacaklarının bilgisini de verdi.  (HABER MERKEZİ)

Editör: Haber Merkezi