HABER MERKEZİ - Kazakistan'da bulunan Kaskabulak beldesinde Kürtçe dersler veriliyor. Beldenin mülki amiri yani akimi ise yine Kürtler arasından atanıyor. Kaskabulak, Kazakistan Kürtleri tarafından "Küçük Kürdistan" olarak adlandırılıyor. 

MA / İsmet Konak'ın özel haberine göre;  Kazakistan'ın Jambıl oblastına bağlı Talas rayonunda yer alan Kaskabulak beldesi (awıl/aul), küçük çaplı özerk yapısıyla dikkat çekiyor. Tamamı Kürtlerden oluşan beldede Kürtçe (Kurmancî lehçesi) dersler veriliyor. Beldenin mülki idare amiri yani Kazakça karşılığıyla akimi ise yine Kürtler arasından belirlenip tayin ediliyor.

HEM AYDINLANMA HEM BASKI

Kürtlerin tarihinde 1917 Ekim Devrimi ve sonrasındaki sosyalist inşa süreci, artıları ve eksileriyle özel bir yer tutuyor. 1920’li yıllar genelde “aydınlanma” dönemi olarak tanımlanırken, 1930’lu yıllar “baskı” yılları olarak görülüyor. Kızıl Kürdistan’ın berhava edilişi, 1937’de Riya Teze gazetesine kilit vurulması, Kurmancî eğitim veren teknik yüksekokulların kapatılması, Kürt aydın sınıfının baskı altına alınması, son olarak da Kürtlerin kitlesel olarak sürgüne gönderilmesi, Moskova yönetimi ve Kürt etnisitesi arasında 1920’li yıllarda kurulan bağı zayıflattı. Bilhassa 1937-1938 sürgünü, Kürtlerde yaşanan infiali daha da derinleştirdi. Bu dönemde Kürt ailelerin bir kısmı “güvenilmez ve mimli” oldukları gerekçesiyle Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne sürgün edildi. 

VANLI KEREMÊ ALÎ’NİN STALİN’E MEKTUBU

Mevcut göç sonrası uygun bir yerleşim yeri bulmak ve yeni doğa şartlarına adapte olmak, Kürtleri oldukça düşündürmüştü. Yukarıda bahsettiğimiz teknik yüksekokullardan birinden mezun olan Keremê Alî (Karim Aliyeviç Süleymanov) ve arkadaşları uygun bir yer bulmaya koyuldular. Hatta Keremê Alî’nin Stalin’e şu içerikte bir mektup yazdığı iddia ediliyor: “Biz Kürtler, her daim dağlık bölgelerde soğuk iklimlerde yaşadık. Step ikliminde yaşamak bizim için dayanılması oldukça zor bir durum.” Fakat arzu edilen sonuç alınamamıştı. 

Keremê Alî aslen 1915 yılında Van’da doğdu. Ailesi sonrasında Sovyet topraklarına göç etmişti. Sürgün döneminde ise 22 yaşlarında kültürlü ve münevver bir şahsiyetti. Sürgün edilen Kürt ailelerine öncülük yapmak onun vecibesi haline gelmişti. 

NADİROVLAR AİLESİ KASKABULAK’TA

Hummalı bir arayış sonrası Kazakistan’a bağlı Sarısu rayonunda (1939’dan itibaren Jambul [Jambıl] oblastına dâhil oldu) bulunan Kaskabulak’ta iskân etme kararı alındı. Bahsi geçen sürgünde yer alan Aramê Başkî’nin verdiği bilgiye göre, Kaskabulak köyü Mayıs 1938’de kuruldu. Köyde kolhoz ve okul da tesis edildi. Kerpiçten yapılan birkaç gözlük evde son derece meşakkatli bir eğitim veriliyordu. Okulun kurucusu ve ilk müdürü yine Keremê Alî’ydi. Okulda Anvar Nadirov’un da başöğretmen olarak eğitim verdiği ileri sürülüyor. Yine Anvar Nadirov’un kardeşi ünlü Kürt Profesör Nadir Nadirov’un da bu okulda eğitim gördüğü biliniyor. Nadirovlar ailesinin kökleri de Van’a uzanıyor. Aile 1925 yılında Van’dan çıkıyor ve bir SSCB toprağı olan Nahçıvan’a göç ediyor. Nahçıvan’ın Qîqaçe (Kikaç) köyünde meskûn oluyorlar. 1937 sürgününde Nadirovlar ailesi de göçe maruz kalıyor. Nadir Nadirov’un yanı sıra Profesör Gül Hüseyin Asanoviç Musayev ve ekonomist İsa İsayeviç Musayev yine bu köyde okumuşlardı. 

MALENKİY KURDİSTAN

Günümüzde Jambıl oblastı Talas rayonuna bağlı olan Kaskabulak köyü veya beldesi (Kazakçada aul/awıl olarak geçiyor) Kazakistan Kürtleri tarafından “Küçük Kürdistan (Malenkiy Kurdistan)” olarak görülüyor. Nüfusu yaklaşık bin 200 olan beldenin başında “akim” adında bir mülki idare amiri var. En son 2020 yılında atanan Cardiz İsmailoviç Hüseynov şu an akimlik görevini ifa ediyor. Hüseynov’un kendisi de Kaskabulaklı bir Kürt. Köken olarak Birukan/Brukî aşiretinin Başkî kolundan olduğu ifade ediliyor. Beldeye atanan akimlerin Kürt kökenli olmasına hassasiyet gösteriliyor. Bu yönüyle biçimsel de olsa bir “özyönetim” modeli izlenimi veriyor. En azından yurttaşlık kavramının bazı kalıntıları var. Yani birey, bir kara parçasında rızaya dayalı yaşam sürdürüyor. 

KURMANCÎ DERSLER VERİLİYOR

Beldenin bir de ortaokulu var. Bu okul, aslında Keremê Alî tarafından açılan okulun devamı niteliğindedir. Eğitim resmî olarak Kazakça ve Rusça’dır. Ancak Kurmancî de merkezî yönetim tarafından tanınan dillerden biridir. Yani okulda Kurmancî dersler de veriliyor. Bu konuda Kurmancî eğitim veren Ruslan Daureşov'a ulaştık. Okulda 120 öğrencinin Kurmancî öğrendiğini dile getiren Daureşov, Kazakistan'da uygulanan sistemden çok memnun olduklarını dile getiriyor. 

Bir ulus devlet olarak Kazakistan'ın etnik kimliklere karşı paranoyakça veya nörotik bir tutum sergilemediği görülüyor. Aksine etnik kimliklerde aidiyet duygusunu pekiştirmek için Kazakistan halklar asamblesini kurduğunu da biliyoruz. Mevcut yönetim aygıtı tabii ki demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve eşit yurttaşlık konusunda yeterli değil. Ancak yerinde yönetim veya “tefrik-i vezaif” bağlamında referans alınacak bazı küçük uygulamaları var. Kaskabulak, bu açıdan dikkate değer bir numunedir. 

Editör: Haber Merkezi