DİYARBAKIR - Televizyon kanallarının Kürtçeye karşı tavrının devletin inkar politikasından kaynaklandığını dile getiren MED-DER çalışanı Murat Bilgiç, “Kürtçe okuyalım, konuşalım ve öğrenelim” dedi.

Bir televizyon kanalında sunucu Didem Arslan Yılmaz’ın "Türkçe konuş, burası Türkiye Cumhuriyeti" sözleriyle Kürtçe konuşmak isteyen bir konuğu hattan almasına tepkiler devam ediyor. Ajansımıza konuşan Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER) çalışanıı Murat Bilgiç, televizyon kanallarının ve sunucularının bu tür söylemlerinin devletin yüz yıllık inkar ve ret politikasından kaynaklandığını söyledi.

‘O KANALLARI ÇIKARALIM’

Kürt dilinin yok sayılması sorununun yıllardan beridir sistemli bir şekilde devam ettiğini kaydeden Bilgiç, bunun nedeninin devletin yüz yıllık inkar ve ret politikasından kaynaklandığını aktardı. Bugün televizyon kanallarında Kürtçe’nin reddedilmesinin ve küçük görülmesinin bu politikanın sonucu olarak gören Bilgiç, ret politikalarına karşı şu ifadelerde bulundu: “Madem Kürtçeyi yok sayıyorlar, o zaman biz de onların kanallarını evlerimizden çıkaralım, izlemeyelim. Kürtçeyi her hor gördüklerinde, biz de Türkçeyi dilimizden çıkaralım, konuşmayalım. Kürtçeyi yaşatalım ve yaşayalım. Onların kültürünü yaşamamızdan çıkaralım. O zaman göreceksiniz, bize gelip Kürtçeyi överler. 30 milyon Kürdün kendisine ‘Bizi nasıl yok sayarlar’ sorusunu sorması lazım. Bunu sorarsak o zaman Kürt dili sorunu çözülür.”

DEVLET AĞZININ TEZAHÜRÜ ‘RTÜK’

Bu tür söylemlerin kişisel algılanmaması gerektiğini, tamamen devlet ağzı olarak okunması gerektiğini vurgulayan Bilgiç, bu durumu, daha önce Kürtçeyi inkar eden Türk televizyon kanallarına hiçbir soruşturma ve yaptırım yapılmadığı gibi aksine bu söylemleri yapan kişilerin daha iyi bir mevkiye getirilmesinden bildiklerini dile getirdi. “Normalde o kanallara ceza verilmesi gerekiyordu ama hiçbir şekilde bir yaptırım yapılmadı. Hatta RTÜK dahi bu duruma sessiz kalıyor. Ondan dolayı kanallardaki kişiler çok rahat söylemlerde bulunuyor. Bu tür söylemlerin devletin politikasından kaynaklandığını çok iyi görmeli 30 milyon Kürt” diyen Bilgiç, her Kürt bireyin bu politikaya ve söylemlere karşı elinden geldiğince katı bir tutum alması çağrısında bulundu. 

TEPKİLER YETERLİ DEĞİL

Sanal medyada Kürtler ve dostlarının bu duruma tepki göstermesinin sevindirici olduğunu, fakat yeterli olmadığını ifade eden Bilgiç, “Herkes Kürt kurumlarına giderek Kürtçeyi öğrenmeli. Kürtçe okuyalım ve konuşalım. Her alanda bunu yaparsak bu yüzyıllık inkar politikalarına cevap verebiliriz o zaman” şeklinde önerilerde bulundu. 

‘ÖRGÜTLENMELİYİZ’

Türk devletinin bütün kurumlarında Kürtçeye karşı katı bir tutum aldığını dile getiren Bilgiç, daha önce siyasilerin de Kürtçenin pedagojik bir dil olmadığını söylediği ve dilin yine Meclis’te “Bilinmeyen dil” olarak görüldüğünü hatırlattı.  Bilgiç, “Bizi yok sayanları biz de yok sayalım. Düşmanlık yapmayalım, sadece dilimizi savunmak için böyle bir tutum almalıyız. Dilimiz için mücadele edip örgütlenmeliyiz” dedi.

MA / Ergin Çağlar

Editör: Haber Merkezi