İSTANBUL- KYK kredilerin faizlenmesine tepki gösteren KYK Borçluları Hareketi Sözcüsü, “Bizim asıl hedefimiz hiçbir zaman faizlerin silinmesi olmadı, asıl hedefimiz her zaman gençlerin borçlandırılmasının önüne geçmek oldu” dedi.

JINNEWS'in haberine göre; Kredi Yurtlar Kurumu (KYK), bayramın ikinci günü öğrencilere verdiği geri ödemeli KYK kredisine Üretici Enflasyonu’nu (ÜFE) yansıtarak, gençlerin borçlarının 3-4 katı artmasına neden oldu. Açıklanan verilere göre krediyi ödeyemeyen borçlu sayısı 6 milyona ulaştı. Artan işsizlik ve düşük ücretler nedeniyle KYK öğrenim kredisi alan ve borçlarını ödemekte zorlanan 400 bin öğrenci icralık oldu. Öte yandan öğrencilerin her yıl ödeyemediği borcun üzerine ise yıllık gecikme faizi yansıtılıyor.  

2020 yılında kurulan ve KYK borçlarına karşı mücadele gösteren KYK Borçluları Hareketi Sözcüsü Ebru Sert borçlara yansıtılan ÜFE’yi değerlendirdi.  

 ‘KYK kredisi bir mecburiyet’

Yıldız Teknik Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi olan Ebru, lisans eğitiminde de yüksek lisans eğitiminde de KYK kredisi aldığını belirtti. Bunun bir mecburiyet olduğunu belirten Ebru, “Ya okulu donduracaktım ya eğitime devam etmeyecektim ya da KYK kredisi alacaktım. Ben de burada ailemin kendi eğitim masraflarını karşılamayacağı için KYK eğitim kredisi almaya mecbur kaldım. Lisans kredim bitti ancak borcum tam olarak açıklanmadı. Ama ana param 29 bin gösteriyor. Bu da üzerine belli faizler konulmuş. Çünkü ana para 29 bin değildi. Buna imza atmadım. Şuan hala hesaplama aşamasında gösteriyor” dedi.

‘Çalışmasan bile iki yılın sonunda borç isteniyor’

 Öğrencilerin mezun olduktan iki yıl sonra sigortalı işe girdiği an ödemeye başlayabileceğinin  ‘Bir şehir efsanesi’ olarak değerlendiren Ebru, öğrencilerin iki yılın ardından çalışmasa bile borcun ödenmesi gerektiğini kaydetti. Ebru, “İstersen çalış istersen çalışma, istersen okumaya devam et benim gibi yine de onu ödemek zorundasın. Ben yüksek lisansta olduğum halde ve hala KYK kredisi alıyorum ama lisans kredisini ödemeye başlamam benden isteniyor. Bu süre boyunca faiz işletmediklerini söylüyorlar ama geçen haftalarda önümüze çıktığı gibi bir enflasyon oranı ile birlikte bir faiz koyma durumu söz konusu oluyor” dedi. Öğrencilerin ana parayı imzaladıkları sırada ince detayların olduğuna dikkat çeken Ebru, “İmza attığımız o belge de ana paranın 3 katını geçecek şekilde bir faiz herhangi olağanüstü bir durumda dahi işletilemeyeceği yazılıyor. Ama gelen faizli borçlara baktığımızda 25 binlerin 150 binlere kadar çıkabildiğini, 70-75 bin alanların yaklaşık 200 bin kadar borca çıkarıldıklarını görüyoruz” şeklinde konuştu.

 Ücretsiz eğitim hakkı vurgusu

Asıl itiraz edilmesi gereken konunun ücretsiz eğitim hakkı için olması gerektiğini vurgulayan Ebru, “Eğitimin tamamen ücretsiz olduğu söylenen ve bununla övünülen bir ülkede liseyi bitirdiğinizden itibaren herhangi bir güvenceniz, size sen mezun ol seni şu işlerde istihdam edeceğiz güvencesi  olmamasına rağmen bize çeşitli borçlar veriliyor. Bunu almak zorunda kalıyoruz” ifadelerine yer verdi.

‘Gençlerim hedefi faizi değil borçları silmek’

Yaklaşan seçim arifesinde, 18 Temmuz da toplanan kabinede KYK’a ilişkin bir karar çıkacağına da işaret eden Ebru, çıkan kararın gençleri susturmayacağının da altını çizdi. Gençlerin artık bir söz ve vaat istemediğini belirten Ebru, “Biz kesin kazanımlara ve sonuçlara bakıyoruz artık. Somut olarak artık gerçekten bu borç siliniyor mu, silinmiyor mu? Tek mesele, tek kriter bu artık” ifadelerine yer verdi. Muhalefetin, “Faizleri sileceğiz, bekleyin seçim geçsin” söylemelerini de hatırlatan Ebru, bu tarz söylemlerin gençlerin mücadelesini önüne engel olduğuna da vurgu yaptı. Ebru, “Bizim asıl hedefimiz hiçbir zaman faizlerin silinmesi olmadı. Bizim asıl hedefimiz her zaman gençlerin borçlandırılmasının önüne geçmek oldu. Borçlu bir geleceği kurmalarına izin vermemek ve aslında gençlerin buna karşı mücadele etmesini sağlamaktı, mücadele etmekti. O yüzden dediğim gibi gençlerin asıl hedefi bu değil, çünkü üç katına çıkmasa da o borcu ödeyemeyeceğiz. 180 bin yerine 100 bin ödeyecek bir kitle değiliz. Biz zaten güvencesi çalışanlarız. Bu açıdan da faizin boyutu tabii ki tepki için etkili, işin abaslığını, hukuksuzluğunu ve KYK’nın bir yasal tefeci olduğunu gösteren bir nokta da olduğunu göstertiyor” diye konuştu.

Öğrencilerin talepleri   

 Ebru, taleplerini şu ifadeler ile sıraladı: “KYK borçlarının silinmesi, bu konuyla alakalı acil bir yasa çıkartılması, oyalama, söz, vaat beklentileri olmadan yasa çıkartılması ve verilen bursların artırılması. Çünkü biz şuan hali hazırda aldığımız KYK ile de yaşayamıyoruz. Bu da bizim için yeterli değil. Sadece hayatta kalmaya çalışıyoruz. Bir de şu ana kadar verilen bütün kredilerin de, şu anda hali hazırda kredi alanlarında kredilerinin bursa çevrilmesi. Bu taleplerimiz son 2 senedir hiç değişmedi. Bundan sonra da değişecek gibi değil. Bu taleplerin acil karşılanması gerekiyor. Biz bu taleplerin karşılanması için bütün mücadele pratiklerini sergileyerek her koldan bir şekilde bir bu borcu sildireceğiz, bu sayıyı arttıracağız. Bu yola giderken de çeşitli kazanımlar elde edeceğiz.”

‘Birlikte başarmaya çağırıyoruz’

Birlikte mücadelenin önemine değinen Ebru, sözlerini şu ifadeler ile sonlandırdı: “Birlikte bir mücadele içerisinde olmaya ve birlikte başarmaya çağırıyoruz. Çünkü biz artık tekil şikayetlerimizin bir sonuca erdirilmediğini, bunun sadece bize zarar verdiğini görebiliyoruz ve artık bizim karşımızda olan o sistemli büyük borçlar yapısı, o baskıcı, bizi çaresizliğe sürükleyen yapı karşısında birlikte olarak bir şeyler kazanabileceğimizi düşünüyoruz. Onun dışında çeşitli bölünmeler, çeşitli aksırıklarla bir kazanım elde edemeyeceğimizi gördük. Birlikte olduğumuzda da elde ettiğimiz kazanımları da gördük. Bunların artabileceğini biliyoruz. Bu kazanımları arttırmak için de elimizden gelen her şeyi yapacağız.  Herkesi bunun bir parçası olmaya çağırıyoruz.”

Editör: Haber Merkezi