HAKKARİ-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: İklim koşulları ve zengin bitki örtüsü nedeniyle bölgenin en iyi balını üreten Hakkarili arıcılar , geçtiğimiz yıllarla kıyaslandığında bu yıl bal üreticiliğinden ciddi bir gerileme olduğunu ifade ediyor. Arı ölümleri ve arıların kocanlarını terk etmesinden bal üretiminin sağlanamadığını belirten arıcılar aynı zamanda kuraklığında bu nedene etki yaptığını dile getirdi. Uzmanlar ise, önü alınamayan doğa tahribatlarının yaşanan gelişmeye  neden olduğunu ifade ediyor. 

Haber İdris Yılmaz

Hakkari bölgesinde bu yıl arıcılık hasadında istedikleri verimi sağlayamadıklarını ifade eden bal üreticileri, yaşanan gelişme karşısında kaygılı olduklarını ifade etti. Bölgede artan hidro elektrik santralleri, maden ocakları aynı zamanda bilinçsiz kullanılan zirai ilaçların  ciddi bir ekolojik tahribata yol açtığına dikkat çeken ÇEV-DER Başkan'ı Ali Kalçık, önlem alınmaması durumunda ekolojik dengeyi sağlayan bir çok canlı gibi arılarında tükeneceğini ifade etti. Arıların sadece bal üretimi değil aynı zamanda verimli tarım için önemli bir rol oynadığına dikkat çeken  çevreci aktivist ve organik bal üreticisi Nasri Sonkur, kâr odaklarının organik bal yerine yapay balı topluma dayattığını ifade ederek, "kar hırsı bir yandan doğayı tahrip ederken öte yandan toplum sağlığını bozuyor" dedi. Organik balın insan sağlığı açısından çok önemli olduğunu açıklayan  Dr. Mehmet Ali Tunç ise, " Bütün dünyanın pandemi ile boğuştuğu bu süreçte, iyi bir ders çıkarmamız şart. Doğanın bize Covid salgını ile ders verdiğini anlamamız gerek. Bu nedenle sağlıklı yaşamın kıymetini bilmeli, doğayı korumanın aslında insan sağlığını korumak olduğu anlayışını gelirtimeliyiz" dedi. 


 
‘MEVSİM KURAK GEÇTİ’

Hakkari, Van ve Bahçesaray İlçesinde birlik başkanlığını yürüten Muhammed Allahverdi, “Arıcılar mayıs ayından itibaren hasat dönemini bekliyorlardı. 2020 yılının bal hasadına başlamış bulunuyoruz. Bu yıl kurak bir mevsim geçti. Ondan dolayı sezonda iyi geçmedi. Bölgede her yerde bu yıl bal konusunda kötü bir sezon geçirdik. Ama her yıla rağmen bala olan talep ise özelikle bağışıklık sistemine iyi geldiği için baya artmış bulunmaktadır.” Dedi.  

‘BU YIL TALEPLERE CEVAP OLAMADIK’

Hakkari’nin Marünüs köyünde arıcılık yaptığını belirten Tevfik Kurt ise, ‘Ailem Hakkari’nin Marinüs köyünde arıcılık yapıyordu. Burada yoğun badem ağaçları ve zengin bir bitki örtüsü olması sebebiyle daha iyi verim elde edebiliyorduk. Fakat şu an ki bulunduğum yerde çok iyi verim aldığım söylenemez. Buna rağmen ihtiyaçlara tam anlamıyla cevap veremiyoruz. Bal özelikle bağışıklık sistemine iyi geldiği için yurttaşlardan da büyük bir talep var. Bölgede organik bal ürettiğimiz için insanlar gönül rahatlığıyla alıp tüketmek ister. Fakat malesef bu yıl istenilen oranda taleplere cevap olamadık. Genel anlamda arılarımızın çoğu ölüyor. Yada küsüp kocanlarını terk ediyor. Buna aslında 'küsmek' denilmiyor. Bilimsel anlamda arıların yönlerinni kayıp etmesi olarakta ifade ediliyor."

'HES VE MADEN OCAKLARI DOĞAL YAŞAMI TEHDİT EDİYOR'


 Van Çevre Derneği (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık, son yıllardaki teknolojik gelişmeler, savaşlar ve ekonomik sorunların ve ortaya çıkan COVİD-19 salgını insanları, yaşadıkları çevreye yeniden dikkat etmeleri noktasına getirdiğini belirterek, “Küresel bir çevre felaketinin yaşandığı günümüzde bitki örtüsü, hayvanlar ve insanları da tehlike altına alan bu kötü gidişe dur diyebilmesi gerekmektedir. Bilinçsizce kullananılan zirai ilaçların  havayı kirlettiği gibi toprağında  kirlenmesine yol açıyor.  Bölgede hızla artan HES ve maden ocaklarının başta arıcılık olmak üzere bir çok ekosistem bileşenine zarar vermektedir. Bu gün yağışarın normal seyrinin altına düşmesindeki en büyük etken hızla artan maden ocakları ve HES'lerin önemli etkisi vardır. Dünyanın betonlaştığı bu süreçte malesef maden ocakları zorunlu bir hale gelmiştir. Fakat bu maden ocaklarının bilinçsizce kullanılacağı anlama gelmez. Bölgede çalışan bir çok maden ocağında filitrasyon sistemine rastlamak mümkün değil. Yaşanan bu durum elbette arıcılığı, hayvancılığı ve tarımı önemli derecede etkilmemektedir. Çevder olarak hazırladığımız raporlarla yaşanan doğal tahribatların ekosisteme verdiği zararlara dikkat çektik. Bilinçsizce inşaa edilen maden ocakları, zirai ilçlama ve gübrelemenin önüne geçilmezse malesef bizi çok daha kötü günlere hazırlıklı olmamız gerekebilir" 


ARICILIK EKO SİSTEMİN EN ÖNEMLİ Bİ

Dünya gıda üretiminin %90’ını sağlayan 82 bitki türü polinatör tarafından, bunların da %63’ü arılar sayesinde tozlaştığını ifade eden çevreci aktivist Nasri Sonkur, " Herhangi bir yolla erkek çiçeklerde üretilen polenlerin aynı çiçeğin veya aynı bireyin aynı türün başka bir çiçeğinin dişicik tepesine taşınmasına tozlaşma (polinasyon) denir.  Polinasyon, meyve ve tohum üretiminin temeli olup türlerin büyük çoğunluğunda polinasyon olmadan meyve ve tohum üretimi mümkün değildir.  Arılar, yok olursa malesef,bitkilerde çoğalamayacak ve bir süre sonra yok olacaklarıdır. Bu doğanın çölleşeceği ve kuraklıkların artacağı anlamını taşırı.Bgün arılar aslında bize bir mesaj veriyor ve bizleri uyarıyor. Bize düşen arıları dinlemek ve arıcılığı etkileyen doğal zararların önüne geçmektir"


'YAPAY BALLAR ALTERNATİF OLMAMALI!'

Arcılığın ekosisteme olduğu gibi bölge ekonomisinide önemli katkı sunduğuna dikkat çeken Sonkur," Bu gün sadece Van ve Hakkari'de 200 aile arcılıktan geçimini sağlıyor. Aynı zamanda arıcığın ülke ekonomisine de ciddi bir katkısı olduğunu ekonomik verilerden görmek mümkün. Neredeyse arıcıların bir çoğu arılarının öldüğünü veya küsrek kovanlarını terk ettiğinden sikayetçi. Aslında arılar küsmüyor, arılar yayılan radyoaktif dalgalar nedeniyle yönlerini kayıp ediyor. Yani kovanlarına dönmüyor. Yaşanan bu durum üretimi azaltırken malihyetnininde yükselmesine yol açıyor. Tabi bu tablo kar odaklarını harekete geçirerek ucuz balın üretilmesi alternafini oluşturuyor. Oysa ucuz balın insan sağlığına olan zararları bilinse, anlatılsa  insanlar bırakın satın almayı dokunmaya bile korkar. Bu konuda devlet yetkilierine önemli görevler düşmektedir. Umarım duyarlı bir anlayışla arıların verdiği mesaja kulak verilir"

'ORGANİK BESLENEN BİR İNSANIN HASTALANMA RİSKİ ÇOK DÜŞÜK'


Organik balın insan sağlığına olan faydalarının saymakla bitmeyeceğini ifade eden Dr. Mehmet Ali Tunç, arı balının faydalarını şu ifadelerle suraladı. "Antiseptik ve anti bakteriyel özelliklere sahip olan balın faydaları oldukça fazladır.  Enfeksiyonlarla savaşır ve mide sorunlarını tedavi eder.Çam balı, kestane balı gibi çeşitlere ayrılır. Bal üretimi bal arısının gelişimine bağlıdır. Bal, diyabeti yönetir ve kolesterol seviyesini kontrol eder. Balın içeriğinde C vitamini, B1, B2, B3, B5, B6 vitaminleri, kalsiyum, fosfat, sodyum, demir, magnezyum, potasyum, klorür bulunur. Aslında saymakla bitmez balın faydaları, Ilık su ile tüketildiğinde vücutta depolanan yağın sindirilmesine de  yardımcı olur. Özellikleke enfeksiyonlara karşı güçlü bir bağışıklık sisteminin oluşmasına ciddi bir etki sağlar. Bu gün insanlarımız hafif bir baş ağrısında hemen tedaviyi ilaçlarda arar. Aslında bu yanlış bir tercihtir. Sürekli organik bal tüketen ve organik beslenen bir insanın hasta olma ihtimali çok düşüktür. Fakat ne yazık ki, organik bal ve ürün bulmak ne yazık ki imkansız duruma gelmiştir."

Editör: Haber Merkezi