DİYARBAKIR - Yakılıp, yıkılan Sur’da restorasyon ve peyzaj adı altında yürütülen rant projesi, zorunlu göçün oluşturduğu Ben û Sen semtine sıçradı. Kayyım yönetimindeki belediyenin yok pahasına evlerine el koyduğunu belirten yurttaşlar, "Çadır kurup burada yaşayacağız" dedi.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Miras Listesi’nde yer alan tarihi surlarda başlatılan restorasyon çalışmaları kapsamında Yenişehir ilçesi Şehitlik Mahallesi’nin Ben û Sen semtinde bulunan 200 yapıya ilişkin kamulaştırma kararı verildi. Karar kapsamında, Surların dış çeperinde yer alan yapılardan 72 bina, 83 bağımsız yapının yıkımına başlandı. “Surlarda diriliş başladı” propagandasıyla yürütülen projeyle beraber surların etrafında "Yeşil kuşak" denilen, 5 bin 200 metre uzunluğunda, çevre ve peyzaj düzenlemesi yapılması planlanıyor.

4 BİN 500 KONUT

Diyarbakır’ın en eski gecekondu semti olan Ben û Sen, tarihi kent merkezini çevreleyen surların eteğinde, Dicle Vadisi’ne bakan bir alanda bulunuyor. Çoğu tapusuz 4 bin 500 konutun bulunduğu semtte yer alan ilk konutların yapımına, 60’lı yılların sonunda başlandı. 90'lı yıllardaki köy yakmalarla beraber alandaki yapılaşmanın sayısı zamanla arttı. Yoksul yurttaşların yaşadığı mahallede, olası bir dönüşümde evlerin ne kadarının yıkılacağı, mahallelinin kültürel yapısının nasıl korunacağı bilinmezken, insanları yerlerinden etmenin, şehrin uç noktalarındaki apartman bloklarına yerleştirmenin hem sosyal hem de ekonomik anlamda da ciddi yansımalarının olacağı biliniyor.

FİYATLARA TEPKİ

Kayyım yönetimindeki Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından 10 Ağustos 2020 tarihinde surlarda başlattığı restorasyon çalışmaları kapsamında, sulara bitişik yapıların yıkımına kademeli olarak başlanırken, yıkımın Ben û Sen’in tamamına yayılması da söz konusu. Yıkım çalışmaları kepçe, bir zırhlı araç ve bir grup zabıtanın denetimde sürerken, Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediyesi kayyımı Minür Karaloğlu, alana yaptığı ziyarette, mahalledeki insanlarla evleri anlaşarak yıktıklarını, hiçbir sorunla karşılaşmadıklarını söyledi. Ancak mahalle sakinleri, yıkılan evlerine belediyenin biçtiği 50 ile 100 bin arasında değişen fiyatlara tepkili. Kiracılar ise kaderlerine terk edilmiş durumda.

'O PARAYLA TAVUK KÜMESİ YAPILMAZ'

1975 yılında Lice'de meydana gelen depremin ardından Ben û Sen semtinde konut inşa ettiğini aktaran semt sakinlerinden Kazım Ceylan, belediyenin evlerine biçtiği fiyata tepki gösterdi. İki katlı evi için verilen bedelle Diyarbakır'ın hiçbir noktasında ev alamayacağını söyleyen Ceylan, "50 ila 90 bin TL arası fiyat veriyorlar. Bu fiyatla başka noktada hayat kurmak mümkün müdür? Bu fiyatla tavuk kümesi inşa edemezsin" dedi.

Yıkımın ardından kentin diğer yoksul bölgelerine gideceklerini ifade eden Ceylan, evi yıkılan kiracıların varlığına dikkat çekerek, "Mağdurun mağduru yaşıyor bu mahallede" diye konuştu.

'NE YAPACAĞIMIZ BİLMİYORUZ'

4 yıldır Ben û Sen semtinde kiracı olarak yaşayan Asuman Beyter, 6 çocukla tek göz bir odada yaşadığını dile getirdi. Kiracı olması nedeniyle belediyeye başvurduğunu, ancak bir sonuç alamadığını ifade eden Beyter, şehrin diğer noktalarında kira fiyatlarının tavan yaptığını, evlerinin yıkılması halinde, ne yapacaklarını bilemediklerini söyledi. Beyter, evleri yıkılan kiracılara destek verilmesini istedi.

‘ÜSTÜNÜZE YIKARIZ DEDİLER'

Evinin 320 metrekare olduğunu, kendisine verilen miktarın evinin karşılığı olmadığını ve bu nedenle anlaşmaya imza atmadığını söyleyen Fereş Dinç ise, "45 yıldır burada yaşıyoruz. Bana, 'evi verin ya da vermeyin, üstünüze yıkarız' dediler. Yıkarlarsa yıksınlar. Hiçbirimizde çıkmıyoruz. Biz vatandaş değil miyiz? Vatandaşlıktan bizi siliyorlarsa, yıksınlar. İki tane çocuğum yanımda, bêkestirler (kimsesizler), iş yok güç yok. Ben de emekliyim, bin 500 TL maaş alıyorum. Yıkılırsa bu maaşla nereye gideceğim? Verdikleri parayla bir ev alamayız. Ancak bir yerde boş bir çadır açarız. Bu bizim ayıbımız değil, Türkiye devletinin ayıbıdır" ifadelerini kullandı.

'ÇADIR KURUP BURADA YAŞARIZ'

15 yıldır burada yaşayan Rabia Yardımcı da, "Evde çalışan sadece bir kişi var. Ancak karnımızı doyuyoruz. Eğer yıkım olursa çadır kurup burada yaşayacağız. Çünkü başka çaremiz yok. Elimizdeki maaşla kirayı zor veririz. Suyu, elektriği var, hangisini verelim, 6 nüfusluk aileyiz. Zor duruma düşeriz" diye belirtti.

Yardımcı, evine karşılık biçilen fiyata razı gelmediği taktirde yıkılmasına izin vermeyeceğini söyledi. 

MA / Cahit Özbek- Eylem Akdağ

Editör: Haber Merkezi