İSTANBUL - 19 doğa savunucusu ve ekoloji örgütünün Ekoloji Hareketleri Konferansı için yayınladığı ortak çağrı metninde, “Kültürel ve inançsal değerlerimize saldırılara, türlerin yok oluşuna göz yummak istemiyoruz. Ekoloji hareketleri olarak bu tek adam rejiminden kurtuluş hamlesini gerçekleştirmek için bütün toplumsal muhalefet güçleriyle birlikte sorumluluk almak istiyoruz” denildi.

JINNEWS'in haberine göre; 19 doğa savunucusu ve ekoloji örgütü, ekoloji muhalefetinin seçim öncesi siyasal taleplerini oluşturması ve ortak tutum geliştirmesi amacıyla ilerleyen günlerde tarihi netleşecek ve İstanbul’da gerçekleşecek olan Ekoloji Hareketleri Konferansı için ortak bir çağrı metni yayınladı. Eko-kırıma karşı ortak tutum alma çağrısında bulunulan metnin ardından 10 gün boyunca imza toplayacak olan örgütler, gerçekleştirecekleri toplantı ile konferans tarihini belirleyecek.

Çağrı metninin tamamı şöyle:

“Brezilya, Fransa, Kolombiya, Şili, Bolivya, Sudan, Tunus, Hindistan ve daha birçok ülkede gerçekleşen seçimlerde ekoloji hareketleri, toplumsal muhalefetin temel politik özneleri arasında yer aldı. Kapitalist sistemin ezberini, devletlerin tahakkümünü yıkan kadınlar, Rojava’da ekolojik yaşamı örüyor. Dünyada ekoloji mücadelesinin toplumu, siyaseti, yaşamı ve kendini dönüştürme potansiyeline tanık olurken ülkemizde yaklaşan kritik seçimde ekoloji hareketlerinin üzerlerine düşen sorumluluğu alacak deneyime ve güce sahip olduğunu ilan ediyoruz. 

Yeşil Kapitalizm…

Kapitalizm, tarihsel krizlerini aşarken, her krizinden çıkışında ürettiği stratejiler ile ekosistemleri, doğal varlıkları, yaşamın belleğini oluşturan kültür varlıklarını sermaye birikimine sokup, geri alınamaz boyutta yok ediyor. Kapitalizm yol açtığı ekolojik krizin farkında ve bunu fırsata çevirme peşinde. Ulus devletler ise bu sürecin önünü açarak sermayenin yaşamı ve yaşam alanlarını kırıma sürükleyen politikalarını beslerken, bu süreçleri eşzamanlı savaş stratejileri ile yürütüyor. Yeşil Kapitalizmle yaşamın tüm alanlarını (çalışma yaşamı, kentler, mimari, tarım, eğitim, sağlık, enerji, ulaşım, gündelik yaşam vb.) ‘sürdürülebilir kalkınma’ mottosu ile yeşile boyayarak bütünlüklü olarak sermaye birikimine sokmayı sürdürüyorlar.

Ekoloji hareketleri mücadele ediyor!

Kapitalizme dair iyimser, naif umutlar gençler için çoktan son buldu. Bu tüketimcilik ve bu baş döndürücü hızla yeşil dönüşümün mümkün olmadığını, yeşil bir kapitalizmin mümkün olmadığını dost da düşman da biliyor artık. Bu yıl yapılan İklim Zirvesi’nde ülkeler yine ekolojik yıkıma yaptıkları makyajları yarıştırdılar. Ama bunlara inanmaya devam edersek yine kazanan onlar, yine kaybeden bizler olacağız. Bu nedenle ekoloji hareketleri, her yerelde yaşam alanlarını korumak için dayanışıyor, mücadele ediyor, enternasyonal düzeyde deneyimlerini ortaklaştırıyor.

Yok oluşa göz yummak istemiyoruz

Yaşamakta olduğumuz topraklarda da ekoloji mücadelelerinin siyaseti dönüştürecek ve ekolojik yaşamı örecek politik öznelerinin boy verdiği bir dönemde olduğumuzu biliyoruz. Sistemin suçlarına ortak olmamaya, dayatılan siyaset alanı ve tarzını kabullenmemeye kararlıyız. Yaşam alanlarından zorla edilmek, yaşam alanlarının öznelliğinin, geleneklerinin, birlikteliğinin yıkılmasına, kırılmasına, kültürel ve inançsal değerlerimize saldırılara, türlerin yok oluşuna göz yummak istemiyoruz. Saldırıların karşısında sadece savunan olmak değil, ekoloji mücadelesi hattımızı daha da netleştirerek, ekolojik yaşamı bugünden yarına kurmak istiyoruz.

Çalıştaya dair

Ekoloji hareketinin kolektif hafızasında biriktirdiği ilke ve taleplerle, siyaseti ülkemizde de dönüştürmek için buluşuyoruz. Ekoloji Politik tarafından düzenlenen ‘Siyasetin Dönüştürücü Gücü: Ekoloji Mücadelesi Çalıştayı’nda Ekososyalizm, Marksist Ekoloji, Toplumsal Ekoloji ve farklı politik ekoloji akımlarından, Jineoloji’den, ekofeministlerden ve sosyalist feministlerden arkadaşlarımız, Türk Tabipleri Birliği (TTB), TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Dev Yapı İş ve İnşaat İş Sendikası ile sosyalist partilerden katılımcılarla bir araya geldiler. Amasra’da meydana gelen maden faciasının yaşandığı gün gerçekleşen buluşmada bir kez daha emek hareketi ile ekoloji hareketinin güçlü birlikteliğine olan ihtiyacımızın can yakıcı boyutları konuşuldu. Kadın özgürlüğü başta olmak üzere ezilen halkların ve bütün tahakküm ilişkilerine karşı mücadelelerin ekoloji mücadelesiyle kesişimsel bağları tartışıldı.

Yürüyüş kollarımızı birleştirerek ilerleyeceğiz

Ekoloji hareketinin, toplumu, siyaseti, yaşamı ve kendini dönüştürme potansiyeline olan inançla çalıştay sonucunda bütün ekoloji hareketlerine yaklaşan seçimlerde ortak bir tutum almak için ortak konferans yapılması teklifinde bulunulmasına karar verildi. Temmuz ayında Arsuz’da bir maden ocağı sorunu için gerçekleştirilen panelde dile getirilen bu önerinin, ekoloji hareketinin kolektif yürüyüşü içinde her aşamada kendisini sınayarak, yeni öneriler ve katkılarla gelişeceğini umut ediyoruz. Ekoloji hareketinin farklı öbeklerinden seçim siyasetine yönelik geliştirilen önerilerle yürüyüş kollarımızı birleştirerek ilerleyeceğiz.

Tek adam rejiminden kurtuluş hamlesi…

Yaklaşan seçimlerin herhangi bir seçimden farklı olarak ekolojik yıkımla kendini var eden bir rejim meselesi olduğunu görüyoruz. Tarımın çökertilmesinden, kentlerin birer rant alanına dönüştürülmesine, enerji, maden ve inşaat sektörleri için her türlü anayasal ve yasal engellerin kaldırılmasına, en ücra köydeki bir meranın şirketlere devrinden iklim krizine ve nükleer santrallere kadar ekolojik sorunlarımızın tamamı bir sistem sorunu haline geldi. Ekoloji hareketleri olarak bu tek adam rejiminden kurtuluş hamlesini gerçekleştirmek için bütün toplumsal muhalefet güçleriyle birlikte sorumluluk almak istiyoruz.

Her gün yeni yıkımlarla karşımıza çıkan kapitalist felakete karşı malumun ilamından öteye geçerek ekoloji hareketlerinin özgün eylem ve mücadele yöntemleriyle hem kendimizi hem de siyaseti daha ileriye taşıma iddiasındayız.

Ortak tutum alma çağrısı

Ekoloji muhalefetinin yaklaşan seçimlerde en geniş birlikteliği ile siyasal taleplerini oluşturmasını ve ortak tutum geliştirmesini amaçlıyoruz. 2023 yılını bu umudu büyüterek karşılamak için İstanbul’da düzenlenecek konferansta buluşuyoruz.”

Konferansın çağrıcıları ise şu şekilde: Antakya Kent Akademisi, Ata Soyer Sağlık ve Politika Okulu, Bakırtepe Çevre Platformu, Büyük Menderes İnisiyatifi, DİSK Dev Yapı İş, Divriği Yaşam ve Doğa Platformu, Ekoloji Politik, İnşaat İşçileri Sendikası, KESK Ekoloji Birimi, Kuşadası Çevre Platformu, Mersin Nükleer Karşıtı Platform,  Mezopotamya Ekoloji Hareketi, Muğla Çevre Platformu, Pazarcık Ovama Dokunma Çevre Hareketi, Polen Ekoloji Kolektifi, Samandağ RES Karşıtı Mücadele, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Turgutlu İşçi Hakları Derneği Ekoloji Komisyonu, Yeşilırmak Çevre Platformu.

Editör: Haber Merkezi