DİYARBAKIR - Şehir Plancıları Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Çekdar Taşkıran, Fiskaya ve Ferit Köşk mahallelerini kapsayacak kentsel dönüşüm projesiyle Kürt coğrafyasının sosyal dokusunun değiştirilmesinin amaçlandığını söyledi. 

MA'nın haberine göre; Sokağa çıkma yasakları ardından Diyarbakır Sur ilçesinde başlatılan “acil kamulaştırma” ile Kürt kentlerinin yapı dokusu ve sosyo-kültürel yapısının değiştirilmesi hedeflendi. Sur'da çatışmalardan zarar görmediği halde Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasının verdiği yetkiyle “acil kamulaştırma” kapsamına alınan Alipaşa ve Lalabey mahallelerinde devam ettirilen yıkım, OHAL'in sonra ermesiyle "kentsel dönüşüm" adı altında sürdürüldü. Öte yandan Bağlar ilçesinde Kaynartepe, Kayapınar ilçesinde Peyas, Yenişehir'de Ben û Sen mahalleleriyle devam ettirilen yıkıma Yenişehir ilçesindeki Fiskaya (Dicle) ve Ferit Köşk mahalleleri de eklendi. 

Fiskaya ve Ferit Köşk mahallelerini kapsayacak kentsel dönüşüm projesiyle, 5 etaptan oluşacak. Tamamlanmasından sonra rant amaçlı kullanılacağı belirtilen projenin 1, 2, 3, 4'üncü etapları yeşil alan olarak tasarlanacak, bu etaplarda "sosyal donatı" tesislerine yer verilecek. Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu'nun açıklamasına göre, projenin 5'inci etabının ise imara açılması bekleniyor. 

Diyarbakır Valiliği'nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan talep ettiği Şilbe Mahallesi'nin kentsel dönüşüm kapsamına alınması yönündeki başvurusu sonuçlanmadı.

GEREKÇE RUHSATIZ EVLER

Kentsel dönüşüm projelerini değerlendiren Şehir Plancıları Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Çekdar Taşkıran, bu konuda kendileri ile kimsenin görüşmediğini söyledi. Fiskaya’nın “2017 yılında 6306 sayılı Afest Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki” kanuna göre “Riskli Alan” ilan edildiğini hatırlatan Taşkıran, gerekçe olarak Dicle ve Ferit Köşk mahallesindeki yapıların ruhsatsız olmasının gösterildiğini ifade etti. Taşkıran, “Yapılmak istenilen dönüşümle yapıların büyük çoğunluğunun yıkılıp alanda yeşil alanların ve spor alanlarının yapılacağını bizler de basından duyduk" ifadelerini kullandı. 

TOPLUMSAL YAPI DEĞİŞTİRİLİYOR

Kentsel dönüşümle Kürt coğrafyasının sosyal dokusunun değiştirilmeye başlandığının altını çizen Taşkıran, "Özellikle Kürt coğrafyasında kentsel dönüşüm başlığı altında mahallelerin hatta ilçelerin hem fiziksel hem toplumsal yapısı değiştirilmeye başlanmıştır. Diyarbakır'da bu durumun en çarpıcı örneği Sur bölgesinde yapılan kentsel dönüşüm çalışmasıydı. Mülk sahipleriyle yapılan anlaşmalarda insanların yaşam alanları bütünüyle değiştirilmiş insanlar kentin bir ucundan başka bir ucuna sürüklenmiş ve yaşadıkları yerde kalmak isteyen vatandaşlar da mağdur edilmiştir. Böyle bir pratikle bölgede kentsel dönüşüm dendiğinde biz sivil toplum örgütleri olarak büyük endişe duyuyoruz. Kentsel dönüşüm uygulamaları hakkında bilgi almak için bakanlığa yaptığımız yazılı taleplerle de sonuç alamıyoruz. Kentsel dönüşüm gibi kapsamlı uygulamaların aktörleri içerisinde kesinlikle yer alması gereken meslek odaları maalesef kentsel dönüşüm süreçlerinin hiçbirine dahil edilmiyor" diye konuştu.

RANTA AÇIK BİR BÖLGE

Fiskaya ve Ferit Köşk mahallelerindeki projeye ilişkin detayların bilinmediğini vurgulayan Taşkıran, "Yapılmak istenilen projede yeşil, spor alanlarının olduğu kamusal nitelikli bir alan yaratılmak istenildiği söyleniyor ancak ruhsatsız yapılara sahip olan mülk sahiplerinin durumlarının ne olacağı projenin adımlarında yer almıyor. Uzun yıllardır aynı yerde yaşayan insanların sosyal ve ekonomik alışkanlıkları vardır. İnsanlar aidiyet hissiyatının getirdiği sorumlulukla yaşadıkları yerlerde kendi kültürünü yansıtabildiği alanlar yaratır. Bütün bunların hiçe sayılıp orada yaşayan insanların bu alışkanlıklarını yok etmek doğru değildir. Fiskaya kent silueti açısından önemli bir bölgedir, rant alanları yaratılmaya çok müsait bir bölgedir. Yapılmak istenilen uygulamanın bütün bu sorumlulukları barındırdığı da unutulmamalıdır" diye ifade etti. 

AMAÇLARI CEZALANDIRMAK

Söz konusu mahallelerde yaşayanların sosyo-ekonomik durumuna dikkati çeken Taşkıran, şöyle konuştu: "Bölgede yaşayan halk kentin diğer kesimlerine göre ekonomik alışkanlıkları daha farklı olan kentlilerden meydana gelmektedir. Dicle Nehri'nin de etkisiyle bölge de tarımla geçinen bir nüfusun varlığı mevcuttur. Kent içersinde kendine özgü birçok alışkanlığı olan, mahallelik kavramını hem ölçek olarak hem de bağ olarak kaybetmemiş mahalleleri kentsel dönüşüm projeleriyle cezalandırmak yanlıştır. İnsanların geçimlerini sağlamakta zorlandığı işsizliğin ve ötekileştirmelerin had safhaya ulaştığı bu süreçte bölgede çeşitli sebeplerden dolayı güvenlik gerekçeleriyle böyle uygulamalar yapmak kentliyi cezalandırmaktır."

YERİNDEN ETMEDEN ÇÖZÜM

Kentsel dönüşüm projelerinin şeffaf bir biçimde yapılması gerektiğini dile getiren Taşkıran, "Bizler Diyarbakır Şehir Plancıları Odası olarak kentsel dönüşüm süreçlerinde bölgede yaşayan halkın kendi yaşam kararını hiçbir zorlama ve baskı altında olmadan doğru yönlendirmelerle çok aktörlü süreçlerden geçerek kendilerinin belirlemelerinin daha doğru olduğunu düşünüyoruz. Hem kentliyi yerinden etmeden hem de bazı etik planlama modelleriyle çözüm üretebilecek mesleki düzeye sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Yapılmak istenilen uygulama her ne olursa olsun bölgede yaşayan halk mağdur edilmemelidir. Bu bağlamda kente dair yapılmak istenilen uygulamaların takipçisi olmaya, doğayı, kenti ve kentliyi önceliğe alarak hak savunuculuğu misyonumuza devam edeceğimizi tekrar söylüyoruz" diye konuştu. 

Editör: Haber Merkezi