DİYARBAKIR - Bağlar’da her köşe başında yoksulluk konuşuluyor. Akşam pazarlarında ezik domates toplamak zorunda kalan kadınlar, savaşa ayrılan bütçenin halka ayrılmasını istiyor. 

Türkiye’de AKP iktidarının kötü ekonomi politikaları yurttaşları derin bir krizin içine itiyor. Yoksullukla boğuşan halk, krizin tek nedeni olarak iktidarın savaş politikalarını işaret ederken, Erdoğan ise krize tepki gösterenleri hedef alıyor. 

Ekonomik krizle boğuşan kentlerden biri de Diyarbakır. Krizin yansımalarını yerinde görmek için sokağa iniyoruz. Dar sokakları ve birbirine bitişik, sıvası dökülmüş evlerin olduğu Bağlar’da kriz derinden hissediliyor. Mevcut ekonomik kriz yaşanırken, pandemi süreciyle de birlikte işsiz kalan ve gittikçe yoksullaşan halkın tek gündemi kriz ve nedenleri. Öyle ki Kaynartepe Mahallesi’nde de evde çalışan kadınlar, sabah günlük işlerini yaptıktan sonra müstakil evlerinin ya da apartmanların kapısında toplanarak krizi ve çözüm yollarını konuşuyor. Tartışmalarına kulak kabartıyoruz. Ev ekonomisini idare eden kadınlar, elektrik, doğal gaz, su faturaları, mutfak giderleri, çocuk bakımı ve eğitim masrafları derken, hepsinden kısmak zorunda kaldıklarını konuşuyor.  

KAMERA ERKEK ŞİDDETİNİ HATIRLATIYOR

Sohbetlerine dahil olmak ve yaşadıkları ekonomik krizi sormak için yanına gittiğimiz kadınların çoğu yaşadıkları fiziksel ve psikolojik şiddeti hatırlayarak konuşmaktan çekiniyor. Kadınlar sadece ekonomik kriz değil, evli oldukları erkekler tarafından ekonomik özgürlükleri ellerinden alındığından ve evlere hapsedilerek erkek şiddeti yaşadıklarından söz ediyor. 

'AKŞAM PAZARINA GİDİYORUM'

Mahallede bir başka sokakta ekonomik kriz sohbetleri sürüyor. Krizin yansımalarının yanında kadınlar çözüm olarak AKP iktidarının gidişini işaret ediyor. Bir kadın, “Bunlar gidecek, değişecek” diyor. Mahallede Yağmur Bilen’in (32) evine misafir oluyoruz. 3 çocuğu ve eşi ile birlikte ilçenin en eski yapılarından birinde oturuyor. 4 kişilik Bilen ailesi asgari ücretle geçiniyor. Zamlarla birlikte Yüksek gelen faturalar asgari ücreti hemen eritiyor. “Geçinemiyoruz” diyen Yağmur Bilen, krizin yaşamlarına nasıl yansıdığını şöyle anlatıyor: “Her şey o kadar pahalı ki, paramız ne elektrik, ne su, ne de gıdaya yetiyor. Mart ayında evimde kömür sobası yakmama rağmen elektrik faturam 362 TL geldi. Su faturası 80 TL’den aşağı gelmiyor.  Zaten aldığımız maaştan bin 500 TL kira ödüyoruz. Mahallede kurulan pazara akşam saatlerinde gidiyorum. Pazarda topladığımız arta kalan ürünlerle idare ediyoruz” diye belirtti. 

Okul çağında olan iki çocuğundan birinin okulu bırakmak zorunda kaldığını söyleyen Bilen, “Okula gidiyor ama harçlık bile veremiyorum” dedi. En küçük çocuğunun bez, süt ve mama masrafı da eklenince ayın sonunda elinde para kalmadığını söyleyen Bilen, “Fiyatları yükseltiyorlar, malzemeyi azaltıyorlar. Eskiden en iyi markanın sütü 5 TL iken şimdi en kötü markanın sütü 12-13 TL olmuş. Her şeye yüzde 100 zam yapılmış” diye anlattı.

'SAVAŞ YERİNE HALKA BÜTÇE'

Derinden hissettikleri krize siyasi iktidarın yanlış politikalarının neden olduğunu söyleyen Bilen, “Bu durumun sorumlusu şu anda saraylarda. Biz fakirler için her şey gittikçe daha da zor oluyor. Tek isteğimiz daha iyi bir yaşam. Savaşın bitmesini istiyoruz. Savaşa bütçe ayıracaklarına halka bütçe ayırsınlar” dedi.

BANYO VE MUTFAK AYNI YERDE 

Bilen ailesinin evinden ayrılıyoruz. Başka bir sokakta Leyla Demir (28) ile karşılaşıyoruz. Demir, eşi ve iki çocuğuyla derme çatma bir evde yaşıyor. Evin mutfak ve banyosu aynı yerde bulunuyor. Mutfak tezgahının olduğu yere kısa bir duvar örülmüş ve ikinci bölüm banyo olarak kullanılıyor.  Demir’in eşi günlük işlerde çalıştığı için haneye giren düzenli bir gelir yok. Evinin kira olduğunu ve 400 TL ödediğini söyleyen Demir, “Zamlardan dolayı pazara gidemiyorum. Eşim bir süredir işsiz. Günlük bazen 100 TL kazanıyor. 100 TL’ye yağ mı alayım, pirinç mi alayım? Domatesin kilosu 20 lira olmuş, bir kilo alsam bir yemeğe bile yetmiyor. Salatalık, patlıcan aynı şekilde. Markete gitmek için cebinde 200 lira olsa onunla da ancak bir yağ alabilirsin. Akşamları pazarda arta kalan domatesleri topluyorum” ifadelerinde bulundu. 

'5 KURUŞUN HESABINI YAPIYORUM'

Demir, çocuklarının sürekli kendisinden kek istediğini ancak elektrik faturası yüksek gelir korkusuyla yapamadığını söyleyerek, şunları anlattı:  “Ben en son ne zaman markete gittim hatırlamıyorum. Ramazan ayının başlamasıyla hayırsever birkaç kişi gıda yardımında bulundu. Şimdilik onunla geçiniyorum. Yani onlar bitince ne yapacağım bilmiyorum. Bu zamların nedeni savaşlar. Cumhurbaşkanı en özel çayları içiyor. Milyonluk eşya alıyor kendine. Biz ise beş kuruşun hesabını yapıyoruz.” 

MA / Eylem Akdağ 

Editör: Haber Merkezi