İSTANBUL-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: AKP’nin işsizliği kronik bir sorun haline getirdiğini ifade eden Evrensel Gazetesi Ekonomi Editörü Bülent Falakaoğlu, koronavirüs salgınıyla 5 milyon yeni işsizin oluştuğunu ve kısa vadede toparlanmanın mümkün olmadığını söyledi.
AKP’nin, 2000 finans krizi, 2001 ekonomik krizi ve Kara Çarşamba olarak da tarihe geçen Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizleri sonrası yıpranan DSP, MHP ve ANAP koalisyon hükumetine karşı krizi çözmek vaadiyle iktidara geldiği 2002’de 10,3 olan işsizlik oranı, Ocak 2020 itibariyle 13,8’i buldu. Vaatlerin aksine sorunları çözmek bir yana, AKP döneminde derinleşen sorunların faturası halka ağır oldu.


KÖTÜ GİDİŞAT TESCİLLENİYOR


Döviz krizinin yaşandığı Ağustos 2018'den bu yana işsizlik kronikleşirken, istihdam piyasası ağır darbe aldı. Diğer yandan Şubat 2020'de 163 bin 56 olan işsizlik ödeneğine başvuran kişi sayısı, bir ay sonra Mart 2020'de 281 bin 540'a yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Ocak dönemi verilerine göre; işsizlik oranı yüzde 13,8 olarak gerçekleşirken, işsiz sayısı ise 4 milyon 362 bin kişi oldu. İŞKUR verilerine göre; Mart ayında İŞKUR'a kayıtlı işsiz sayısı bir önceki aya göre 223 bin 323 kişi birden artarak, 3 milyon 675 bine yükseldi. Kayıtlı işsiz sayısında bir aylık artış oranı yüzde 6,5’e ulaştı.


TÜİK VERİLERİ DOĞRULANMIYOR


Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) tarafından 10 Nisan’da açıklanan raporda, gerçek işsiz sayısının 8 milyonu bulduğu, geniş tanımlı işsizlik oranının ise yüzde 23,1 olduğu kaydedildi. Rapora göre; geniş tanımlı işsiz sayısı Ocak 2019'da 7 milyon 552 bin iken, Ocak 2020'de 408 bin artışla 7 milyon 960 bin kişi oldu.


Evrensel Gazetesi Ekonomi Editörü Bülent Falakaoğlu, AKP’nin yıllardaki işsizlik sorununu, koronavirüs salgını sürecinin ekonomiye ve işsizliğe etkisi ile salgın sonrası karşılaşılması olası tabloyu değerlendirdi.


FATURA İŞSİZLERE


Falakaoğlu, 2001 krizi öncesinde yüzde 5 olan işsizlik oranının kriz sonrası yüzde 10’a çıktığını, AKP’nin iktidara geldiği dönemden 2009’da yaşanan ekonomik krize kadar oranın yüzde 8 civarında seyrettiğine söyledi. Kriz sonrası işsizlik oranının artmaya başladığını, 2018 yılında yaşanan krizde ise işsizliğin yüzde 10 ve üzeri bandına oturduğunu belirten Falakaoğlu, mevcut ekonomik modelde ortaya çıkan veriler ışığında her krizin faturasının işsizlere kesildiğini, sonrasında ise işler yoluna girse bile bir daha asla eski seviyesine dönmediğini kaydetti.


İŞSİZLER ORDUSU


AKP’nin ekonomiyi büyütürken dışarıdan para getirmesinin, bu parayı beslenebilmesinin ve içeride ekonomik büyümeyi sağlamasını ucuz ve verimli iş gücüne bağladığına dikkat çeken Falakaoğlu, “3 kişinin yapacağı işi bir kişi yapmalıydı. Öyle olmalıydı ki; dışarıdan gelen para da beslenebilsin. Dışarıdan gelen para faiz alır gider. Bu faizin beslenebilmesi için ucuz emek gerekiyor. AKP bütün bir ekonomisini dışarıdan gelen paraya oturttu. Buna bağımlı hale geldi, sıcak para girişi AKP’li yıllarda katlandı. Kredili sistem çok büyüdü. Bütün bu sistemin beslenebilmesi için emeğin çok ucuz ve verimli olması gerekiyordu. Doğal olarak işsizler ordusu, bu verimlilik adı altında büyütüldü” dedi.


BÜYÜME VE İSTİHDAM 


AKP’nin kendi etrafındaki sermaye grubunu da besleyebilmek için rant ekonomisi kurduğuna, bu kapsamda inşaat sektörünün alabildiğine büyütüldüğüne değinen Falakaoğlu, sektörün ekonomiden aldığı payın çok büyük olmasına karşın, istihdamdaki yerinin yüzde 7’lerde kaldığını kaydetti. Falakaoğlu, ucuz emek ile rantın büyütülmeye çalışıldığını belirterek, kurulan sistem üretim odaklı olmadığı için gerekli istihdamı yaratmadığına işaret etti.


Falakaoğlu, AKP’li yıllarda istihdam ile ekonomik büyüme arasındaki bağın giderek zayıfladığını ifade ederek, “Düşünün; sendikalaşma oranı en düşük seviyede, kayıt dışı çalışma oranı yüksek seviyede, çalışma süreleri Avrupa’nın en uzun ülkelerinden bir tanesi. İşte yüzde 7 büyüdük, dünyanın en çok büyüyeniyiz havalarındayken bile, gerekli istihdam yaratılamadı” diye belirtti. İşsizliği büyüten bir diğer etkenin de dünyadaki gelişmelerle bağlantılı olduğunu söyleyen Falakaoğlu, 2008’de yaşanan küresel ekonomik kriz sonrası hem Türkiye’nin hem de dünyanın farklı ülkelerinin bir daha eski büyüme temposunu yakalayamadığını belirtti.


5 MİLYON YENİ İŞSİZ


Koronavirüs salgınıyla ekonomik problemlerin ciddi oranda büyümesine paralel olarak işsiz sayısının katlandığına dikkat çeken Falakaoğlu, umutsuz olduğu için iş aramayan, geçici işlerde çalışan ve benzer nedenlerden işsiz sayılmayanların da resmi rakamlarda açıklanan 4,5 milyona eklendiğinde, işsiz sayının 8 milyona ulaşacağını söyledi. Falakaoğlu, salgın sürecinde gıda sektöründen turizm sektörüne, berberlerden AVM çalışanlarına, gündelik iş yapanlardan sokaklarda satıcılık yapanlara, ücretsiz izne gönderilenlerden işten çıkarılanlara, geniş anlamda bir hesaplama yapıldığında yeni 5 milyon işsizin olduğuna dikkat çekti. İşsizlik oranının yüzde 30’a, genç işsizlik oranının yüzde 40’a dayandığını ve işsiz sayının da 10 milyonun çok üzerine çıktığını artık herkesin kabul ettiğine değinen Falakaoğlu, “Hangi verilere bakarsanız bakın, feci bir işsizlik tablosuyla karşı karşıya olunduğunu göreceksiniz” ifadesini kullandı.


EN DERİN KRİZİ KAPIDA


Salgının son bulmasının durumunda da ekonomik açıdan normale dönmenin kısa vadede mümkün olmadığını vurgulayan Falakaoğlu, doğru öngörülerde bulunabilmek için öncelikle yaşanan ekonomik yıkımın hesaplanması gerektiğinin altını çizdi. Falakaoğlu, birçok küresel kurumun dünya ekonomisinin yüzde 3 küçüleceği konusunda hemfikir olduğunu ve kapitalist sistemin tarihinin en derin kriziyle karşı karşıya kaldığını ifade ederek, “Küresel kapitalizm ilk başladığı 150 yıl önce büyük bir depresyon yaşamıştı. En az onun kadar büyük bir depresyon tanımı yazanlar var. Bunu 1929 dünya kriziyle kıyaslayanlar var. Kim ne yazarsa yazsın, herkes bir kriz yazıyor ve bu kriz büyük bir dünya krizi olacağını anlatıyor. Herkes analiz yapıyor. Yapılan şey şu; yüzde 3’mü küçülecek 2’mi küçülecek. Felaketin boyutu hakkında farklı fikirler var. Felaketin büyük olacağı konusunda ise herkes hemfikir. Avrupa ekonomisinin ise en az yüzde 5 küçüleceği değerlendiriliyor” şeklinde konuştu.


İHRACAT VE TURİZM CANLANMAYACAK


Küçülecek dünya ekonomisinin Türkiye’yi olumsuz etkileyeceği uyarısında bulunan Falakaoğlu, bunun yanı sıra ihracat sektörünün olumsuz etkileneceğini, örnek olarak hazır giyimde milyonlarca dolarlık siparişin iptal olduğunu ve tekrar artmayacağını dile getirdi. Diğer yandan yaz aylarında büyük bir istihdam kaynağı olan turizm sektörünün canlandırılmasının mümkün olmadığını öngörüsünde bulunan Falakaoğlu, “Bazı işler kaldığı yerden aynı devam etmeyecek. İşler azalacak, çünkü insanların hem gelirleri azaldı hem de birçok insan işsiz kaldı. Bu, tüketim azalacak demektir. Tüketim azalınca, doğal olarak yeni istihdam alanı yaratamazsınız” dedi.


DÜŞÜŞÜN RESMİ


“İşlerin hemen yoluna girmeyeceği” tespitinde bulunan ve buna dair iki verinin olduğunu söyleyen Falakaoğlu, en düşük seviyeye ulaşan reel sektör endeksini hatırlattı. Ekonomik güven endeksinin Mart ayında 91,8 iken, Nisan ayında yüzde 44,1 oranında azalarak 51,3 değerine düştüğünü dile getiren Falakaoğlu, hiçbir krizde güven endeksinin bu denli düşüş yaşamadığının altını çizerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Aynı zamanda kapasite kullanım oranına baktığımızda, Nisan verileri daha açıklanmadı, Martta 61,6 seviyelerine düşmüş ki, bu da Türkiye’nin gördüğü en kötü kapasite kullanım oranı. Az üreten, az tüketen az harcayan bir dönemin içine girdik. Bazı şeylerin normalleşmesi mümkün değil. Kısa vadede düzelme asla olmayacak.”


GERÇEK HAYATTA KARŞILIĞI YOK 


Falakaoğlu, normalleşmenin sağlanması durumunda dahi salgın sürecinde oluşan işsizliğin 1 ile 1,5 yıl arasında düzelebileceğini, bir yandan küçülen dünya ekonomisi öte yandan içeride artan yoksulluk ve tüketimin azalmasının etkileriyle kısa vadede ekonominin eski canlılığına kavuşamayacağını belirterek, “Hayal pazarlamanın gerçek hayatta karşılığı yok” ifadesini kullandı. Falakaoğlu, mevcut ekonomik krizin üzerine gelen salgının da etkisiyle bu yılın oldukça kötü geçeceğine dair bolca veri olduğunu söyledi.


MA / İdris Sayılgan
Editör: Haber Merkezi