Merkez Bankası'nın piyasaları rahatlatmak için sabah saatlerinde attığı adımları değerlendiren Mezopotamya'ya konuşan İktisatçı Alp Altınörs, bunun uzun ömürlü olmayacağını belirtirken, hükümetin yargıyı harekete geçirmesine de “Polisiye tedbirlerle eleştirenleri susturarak çözmeye çalışıyorlar. Ama polisiye tedbirlerle ekonomi yönetilemez" dedi.


Washington- Ankara arasındaki gerginliğin devam etmesiyle birlikte Türk Lirası (TL) değer kaybetmeye devam ederken, Merkez Bankası (MB) sabahın erken saatlerinde “finansal istikrarın desteklenmesi ve piyasaların etkin işleyişinin sürdürülmesi amaçlarıyla” bazı tedbirler açıklandı. Merkez Bankasının piyasalara 10 milyar TL ve 6 milyar dolar kaynak sağlaması dahi dövizdeki dalgalanmaların önüne geçemezken, MB'in piyasaları rahatlatmak için yaptığı adımları iktisatçı Alp Altınörs değerlendirdi.


'GEÇİCİ RAHATLATMA YARATIR'


Türkiye'deki yeni sistem ile birlikte MB'in de elinin kolunun bağlı olduğuna dikkat çeken Altınörs, "Faizi arttıramıyorlar onlarda dolaylı yollardan bu adımları atmaya çalışıyorlar. Çok geçici bir rahatlama olabilir. Krizin temeli değişmedikten sonra bunun uzun ömürlü olacağı fikrinde değilim. Çünkü Türkiye ekonomisinin üretim temelleri sarsılmış durumda. Esas mesele reel ekonomide yatıyor. Yaşadığımız mali kriz reel ekonomideki gerçek sorunların bir sonucu" diye belirtti.


'ERDOĞAN'IN AÇIKLAMASI PANİK YARATTI'


AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın dün Trabzon da sanayicilere yönelik, “Bu milleti ayakta tutmak sadece bizim görevimiz değil, sanayicinin, tüccarın da görevidir. B planını C planını uygulamak zorunda kalırım bunu böyle bilesiniz” sözlerine dikkat çeken Altınörs, bu açıklamaların yurttaşlarda bir endişe oluşturduğunu ve herkesin kafasında "Bankalar acaba sıkıntıda mı ?" sorularını oluşturduğunu vurguladı.  Erdoğan tarafından yapılan bu tür açıklamaların ekonomide panik yarattığını sözlerine ekleyen Altınörs, "MB'nin bu adım olmasaydı her halde birçok vatandaş bankadaki mevduatı için endişe duyacaktı. MB bu adımıyla o endişeyi pasifize etmiş oldu. MB panik yaşanmasını önlemeye yönelik hamle yaptı" diye konuştu.


'POLİSİYE TEDBİRLERLE EKONOMİ YÖNETİLEMEZ'


İktidar ve Erdoğan tarafından ekonomideki krizin rahip Brunson krizi olarak yansıtıldığını hatırlatan Altınörs, asıl krizin Türkiye'deki üretim temellerinde yaşanan sarsıntıdan kaynaklandığını kaydetti. AKP iktidarı tarafından sanayi ve tarımda üretkenliğin düşürüldüğünü belirten Altınörs, Türkiye ekonomisinin inşaat ve sıcak para akışına bağımlı hale getirildiğini anımsatarak, şunları söyledi: "Gelinen nokta da Brunson krizi olmasaydı da dolar 7 değil de 5 ile 5,5 arasında olacaktı. MB'nin bu hamlesi bir iki gün rahatlatabilir ya da Brunson'ın serbest bırakılması bir iki hafta rahatlatabilir ama esas mesele çözülmediği sürece bir anlam ifade etmez. Esasen mali kriz yaşıyoruz. Bu da giderek ekonomik krize doğru dönüşüyor. Polisiye tedbirlerle bunu eleştirenleri susturarak çözmeye çalışıyorlar. Ama polisiye tedbirlerle ekonomi yönetilemez."


MB'inde sınırlandırıldığını ifade eden Altınörs, MB'in sınırlarına dair şu yorumda bulundu: "MB'de büyük oranda Cumhurbaşkanlığı'nın çizdiği çerçeve içerisinde hareket etmek zorunda. Burada da dolayısıyla faizleri arttırma gibi bir opsiyon tanınmıyor. "


'SWAP İLE SPEKÜLASYON NEDEN BU KADAR KOLAY'


Swap üzerinden getirilen sınırlamanın da geçici bir tedbir olduğunu ifade eden Altınörs, asıl sorulması gereken sorunun "Swap ile neden Türk Lirası üzerinde spekülasyon yapıla biliniyor? " olduğunu söyledi.  "Çünkü faizler son derece düşük. Düşük faizle TL'den borçlanıp, doları almak çok ciddi bir spekülasyon imkanı haline geldi" diyen Altınörs, şöyle devam etti: "Faizleri düşük tuttuğunuz da üretime fayda sağlıyorum diye ilan ediyorsunuz kamuoyuna fakat faizleri bu kadar düşük tutmak aynı zamanda esasen spekülasyona alan açıyor. Swap kısıtlayarak, çözmeye çalışıyorsunuz ama gerçek bir çözüm değil bu. Şuan hale TL'nin faizi düşük, TL ile borç alıp, dolara yatırmak büyük bir kaynağı halinde uluslararası sermaye açısından. Dolayısıyla faizler konusunda aşırı hassasiyetin ortadan kalkması lazım. Bu adım esasen inşaat sektörünü korumaya yönelik. Sanayiyi çok da koruyan bir şey değil şuan sanayiyi boğan şey doların yükselişi. Antep'te başka sanayi şehirlerinde ciddi işten çıkarmalar başladı ve bunun emekçiye yansımaları başlamış durumda.”


"Dolar bizim neyimize " şeklinde yapılan açıklamaların da gerçeği yansıtmadığını dile getiren Altınörs, sözlerini şöyle tamamladı: "Biz her şeyi dolar üzerinden alıyoruz. Buğday ambarı olan Türkiye'de un bile dışarıdan alınıyor. Ekmek gibi birçok ürüne zam gelebilir. Fiyatlara ciddi bir yansıması olacak. Şuan esas krizin vatandaşa yansıyacağı dönemi yaşıyoruz ki muhtemelen erken seçimde bu yüzden yapıldı. AKP'nin ekonomi politikaları sorunludur. Ciddi anlamda ekonomiyi yıkıma sürükleyen AKP'nin politikalarıdır. ABD'nin yaptırımları asla kabul edilmez ama bunlar ikinci dereceden etkilerdir. 2001 krizinde Necdet Sezer Anayasa kitapçığı fırlattı diye mi çıktı. 10 yılın birikimiydi? Genel de ekonomide zararlı gazlar biriktiği zaman bir kıvılcım bunu patlatabilir. Türkiye'de çok daha ciddi politik krizler yaşandı ama bunlar ekonomik krize neden olmadı. Yani şuan ki rahip Brunson krizi çok da ciddi politik kriz değil. Bunun misli misli politik krizler yaşandı. Gelinen nokta da Türkiye bunun faturasını ödüyor. Ama muhalefet partileri bile iktidarın arkasına dizilmeye yarış içerisinde."
Editör: Haber Merkezi