banner9

banner8

Nesrin Nas: Ekonomik kriz buhrana dönüştü

İnsanların alışkanlıklarının köklü bir biçimde değişeceği, fakirliğin derinden hissedileceği bir yaz yaşanacağını belirten ekonomist Nesrin Nas, krizin buhrana dönüştüğünü söyledi.

Ekonomi 22.05.2022, 09:50
31
Nesrin Nas: Ekonomik kriz buhrana dönüştü

İZMİR - İnsanların alışkanlıklarının köklü bir biçimde değişeceği, fakirliğin derinden hissedileceği bir yaz yaşanacağını belirten ekonomist Nesrin Nas, krizin buhrana dönüştüğünü söyledi.

Türkiye'nin uzun zamandır içinde bulunduğu ekonomik kriz, 2021 yılının sonu itibariyle başlayan ani döviz kuru yükselişinin ardından zamana yayılan bir kaosa dönüştü. 2022'yi zamlarla karşılayan halk, her yeni güne zam haberleriyle başlarken, temel gıda maddelerinin yanı sıra elektrik, su, doğalgaz ve ulaşım gibi insani ihtiyaçların tamamı yüzde yüzü aştı.

Ekonomistlere göre hissedilen enflasyon yüzde 130'u geçerken, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nisan ayı enflasyon oranını 69.97 olarak açıkladı. Yine tarımsal ürün fiyatlarının üreticiden çıkış fiyatını gösteren Tarım-ÜFE verisini de açıklayan kuruma göre, bir yılda yüzde 118, sadece Nisan ayındaki artış yüzde 17,76 yaşandı. 

YÜZDE YÜZÜ GEÇTİ

Son bir hafta içerisinde de toz ve küp şeker fiyatlarına da yüzde 20 zam geldi. Yine et, süt ve yumurtaya da büyük oranda zamlar yaşandı. Marketlerde en ucuz sütün litre fiyatı 16 lira oldu. Çiğ süte yapılan zam, süt ürünlerinde yüzde 30’luk bir artışı beraberinde getirdi. 5 ay içinde sütün litre fiyatında yüzde 100’ü aşan zamlar yapıldı. Yoğurdun kilosu ise 20-27 liradan satılmaya başlandı.

GIDA ENFLASYONU YÜZDE 135

Yaşanan ekonomik krizin boyutlarını değerlendiren Nesrin Nas, ekonomik krizin her geçen gün derinleştiğine dikkati çekti. Enflasyonda sürekli yukarı doğru bir gidiş yaşandığını belirten Nas, "Enflasyon TÜİK rakamlarına göre yüzde 70. 2001 krizi sonrasında yüzde 73’e çıkmıştı. Ama AKP iktidara geldiğinde 12 aylık enflasyon yüzde 31.8’di. Yani AKP yüzde 31.8’le aldığı enflasyonu şimdi yüzde 70’e getirdi. Gıda enflasyonuna ayrı bakmak lazım. Çünkü Türkiye’de çok ciddi bir gelir ve servet dağılımı problemi var. Eşitsizlik had safhada olduğu için özellikle enflasyon düşük gelirli kesimleri çok derinden etkiliyor. Gıda enflasyonu ise yine TÜİK’in rakamlarına göre yüzde 90. Ama düşük gelirli kesimlerin hissettiği enflasyon yaklaşık yüzde 135. Yüksek gelirli kesimlerin enflasyonu yüzde 65. Yaş pastada fiyat az artıyor. Ama ekmeğin fiyatı daha hızlı artıyor" dedi. 

KRİZ BUHRANA DÖNÜŞÜYOR

Yaşanan bu durumun insanların yarı aç yarı tok yaşamasına, hayatlarını idame ettirebilmek için sürekli öğün atlamasına neden olduğunu vurgulayan Nas, özellikle çocuk ve gençlerde beslenme yetersizliği, çocuklarda zihnen gelişmenin durağanlaştığını aktardı. İktidarın ise enflasyonu hiç dikkate almadığını ve enflasyonla mücadele gibi bir önceliklerinin olmadığını kaydeden Nas, "Bütün dertlerinin belli kesimleri fonlamak olduğunu, bunun için de 'ekonomiyi canlı tutmak' dedikleri inşaat kesimine yönelik kredi paketleri açıkladıklarını görüyoruz. İnşaat alanındaki düşük faizlerin yine enflasyonla finanse edilerek servetin düşük gelirli kesimden yüksek gelirli kesime aktarıldığını görüyoruz. İktidar ekonomik krizi kriz olmaktan çıkarıp çok uzun yıllara yayılacak bir buhrana doğru götürüyor. Buna ilişkin bir takım gerekçeler ileri sürüyorlar. Dış dünyadaki gelişmeleri, batı ülkelerinde enflasyon yükselişi varlığına dikkat çekiyorlar. Oysa rakamlara baktığımızda bunun hiç doğru olmadığını görüyorsunuz. Avrupa Birliği’nde gıda fiyat artışları son 12 aylık dönemde yüzde 6,9. Bizde yüzde 90. Bir dönem bütün dünyanın gözünün döndüğü Venezüella’nın son 4 aylık enflasyonu Türkiye’nin enflasyonunun yarısı kadar" diye belirtti. 

BOZULMA HIZLANDI

Enflasyon yükseldikçe Türkiye’nin hem borç stokunun hem de gelecek yıllara aktardığı faiz yükünün arttığına dikkati çeken Nas, aynı zamanda da gelir eşitsizliğinin katlanarak büyüdüğünü dile getirdi. Bu kötüye gidişin hükümet sistemindeki değişiklikten sonra hissedildiğini ifade eden Nas, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilince iktidar üzerindeki tüm denge ve denetleme mekanizmaları devre dışı bırakıldı. Bir ekonomide neler yapılmamalı, siyasetçi hangi alanlarda teknotratların işine karışmamalı, Merkez Bankası bağımsızlığı neden önemlidir sorunlarına cevap aramak istiyorsanız Türkiye’ye bakın. Artık en kötü örnek olarak Türkiye okutulmaya başlandı. Rusya ve Ukrayna savaşta, buna rağmen o ülkelerde enflasyon, Türkiye’nin neredeyse yarısının da yarısı düzeyinde. Putin’de tek adam ama Merkez Bankası'na müdahale edilmemesi gerektiğini bilecek kadar aklı başında. Bu tabi ki tek başına olmuyor. Türkiye’nin bütünüyle hukuk dışına çıkması, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, mülkiyet hakları konusunda öngörülemez bir ülke haline gelmesi, market ya da pazar denetlemesi ile fiyat kontrol etmeye çalışması gibi bir takım şeylerle bozulma daha da hızlanıyor."

YOKSULLUK HAYSIYET KRİZİDİR

Yaşanan durumda üretici ve tüketicinin piyasadan çekilmeye başladığına işaret eden Nas, parası olanın şuan istediği ürüne ulaşabildiğini fakat sonbahardan sonra onların da ulaşamayacağını söyledi. Sağlık sektöründe de benzer problemin yaşandığını belirten Nas, "Şu an bile birçok ilaç bulunamıyor. Doktorların yazdığı ilaçların ancak muadillerine ulaşabiliyorsunuz. Bir süre sonra onlarda bulunmamaya başlayacak. Bu ekonomik kriz aynı zamanda yaşamsal bir tehdit haline geliyor. Bir bütün olarak yoksulluk denildiği zaman nüfusun neredeyse yarısından bahsediyoruz. Artık orta sınıf ta kayboldu. Geç saatte pazara gidenlere orta sınıf ta katıldı. Bu aynı zamanda bir haysiyet krizidir. Karnını doyurmak ve hayatta kalmakla uğraşan bir insanın gözünü açıp başka bir şey için itiraz etmesi mümkün değildir. Böyle bir toplum mevcut otoriteye itiraz etmez hale gelir. İnsanları sürekli olarak uçurumun kenarında tutmak ve onlara mevcut iktidarın yapıp ettiklerine zorunlu olarak rıza göstermelerini sağlamak isteniyor" ifadelerini kullandı.  

KADINLARIN HAYATINI KARARTIYOR

"Ekonomik kriz kadın yoksunluğunu arttırıyor" diyen Nas, "Öncelikli olarak işten çıkarılanlar kadınlar oluyor ve kadınların iş bulması daha da zorlaşıyor. Yoksulluk aynı zamanda kız çocuklarını etkiliyor. Sınırlı kaynakları olan ailelerde birden fazla çocuk varsa kaynaklar öncelikli olarak erkek çocuklarına tahsis ediliyor. Bu da kız çocuklarının eğitim dışı kalmasına sebep oluyor. Çok daha vahimi ise kız çocuklarının evde fazladan bir boğaz gibi görünüp erken evlendirilmesi oluyor. Kadınların güvencesiz işlerde, çok düşük ücretlere çalıştırılması gibi bir felaketi de beraberinde getiriyor. Sağlık imkanlarından, emeklilik haklarından yoksun işlerde mecburen çalışması gibi bir durumu yaşanıyor. Kadın cinayetlerini ciddi bir şekilde arttırıyor. Yoksulluk zaten eşitsizliktir ama yoksulluğun içinde kadınlar en dezavantajlı grup olarak varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar. Ekonomik kriz kadının hayatını tamamen karartıyor" diye aktardı. 

GEÇMİŞ KRİZLER 

Türkiye'de kamu açıklarının, 1970’li yıllardan sonra sürekli yüksek bir enflasyonla büyüdüğüne dikkati çeken Nas, o dönemlerde kurun sabit olduğu için ithalatın baskı altına alınabildiğini söyledi. Aynı zamanda tarımda da kendi kendine yeten bir ülke olunduğunu vurgulayan Nas, "Yine devlet bir çok alanda hizmet vermeye devam ediyordu. Devletin sağlık sistemi iyi kötü çalışıyordu, enerji devletin dağıtımında olduğu için bu kadar fahiş fiyatlarla karşılaşılmıyordu. Milyonlarca insanın elektriği kesilmiyordu. O dönemde krizle mücadele için bütçe denetimi sağlandı. Enflasyonla mücadele konusunda çok katı istikrar uygulandı. Fakat o dönemlerde de yine maliyet ağırlıklı olarak sabit gelirlilerin sırtına yüklenmişti. Toplum yine acı çekmişti. Fakat o bir krizdi buhrana dönüşmedi. Alınan önlemler, uygulanan yapısal reformlarla, Merkez Bankası bağımsız hale getirildi, kamunun borçlanmasına sınır getirildi, ihale kanunu değiştirildi. Sistemi zorlayan bankalar tasfiye edildi. Hazine garantileri engellendi, fonlar kapatıldı. Bütün bunlar yapılınca ekonomi 1 sene içinde toparlanmaya ve enflasyon düşmeye başladı. Bu kararlar alınırken her bir parti diğerini denetliyor ve dengeliyordu. Meclis çalışıyordu, Meclis’te iktidarı denetleyen ciddi bir muhalefet vardı. Ama o dönemdeki iktidar krizin farkındaydı, inkar etmeye kalkmadı. Şimdi ki iktidar krizi reddediyor, ‘kriz falan yok’ diyor. Dünyanın en büyük 20 ekonomisinden düştük. Ama Erdoğan halen 'ilk 10 ekonomiden birisi olacağız' diyor" ifadelerini kullandı. 

DEĞİŞİM ŞART 

“Eski de çok iyi değildi ama bu iktidar o kadar kötü ki şikayet ettiğimiz eski bile gözümüze iyi görünmeye başladı” diyen Nas, şunları söyledi: "Eski dönemde iktidarda olanlarda bir utanma duygusu vardı. Şimdi böyle bir duygu yok. Gözümüzün içine baka baka ‘mülteciler giderse işverenler üzülür’, ‘sığınmacılar olmasa Antep’teki fabrikalar çalışamaz’ diyorlar. Korkunç bir çürüme var. Bu tür dönemlerde yoksulluk toplumu ahlaken de çürütür. İktidarın tavrı ve tutumu toplumu çürütüyor. Bu yüzden bu iktidar krizden çıkışı yapamaz. Krize sebep olanlar krizleri çözemezler. Krizin sebebi bu iktidar. Bu iktidar güvenilirliğini, itibarını kaybetti. Ne yaparsa yapsın, üreticiyi, tüketiciyi ikna etmesi mümkün değil. Son 4 ayda 4 ayrı model değiştirdiler. Önce ihracatın artması için 'rekabetçi fiyat bizim için önemli' dediler. Sonra kur 18’lere çıkınca telaşa kapıldılar. Kur korumalı mevduat gibi bir takım araçlar çıkarıp kuru aşağı indirdiler. Sonra başka bir şey dediler. Hal böyle olunca bu iktidar ne derse desin insanlar güvenmez. Artık bu kriz sadece ekonomik değil siyasetin krizidir. Önce iktidarın değişmesi gerekiyor. Yoksa alışkanlıklarımızın köklü bir biçimde değişeceği, hepimizin fakirliği derinden hissedeceği bir yaz yaşayacağız."

NE YAPILMALI?

Yeni gelecek iktidarın öncelikle kurumsal yapıları güçlendirmesi, Merkez Bankası’nı bağımsız hale getirmesi ve yoksulluğu önceleyecek destekleyici politikaları uygulaması gerektiğini belirten Nas, "Böylelikle bu krizin yaraları sarılmaya başlanır, enflasyonu da kısa vadede düşürebilir. 2 sene içinde de tek haneye getirilir. Enflasyonla mücadele etmeden ne gelir dağılımı düzeltilebilir, ne kuru toparlayabilirler, ne de verimliliği arttırabilirler. Bütün bunları 1 sene içinde yaparlarsa daha sonra ciddi bir kalkınma modeli yazılabilir. Bu arada bağımsız ve tarafsız bir yargı iş barışını sağlayacak adımları atma bütün siyasi mahkumların affı gibi hakları elinden alınan insanların haklarını iade etme gibi ciddi adımlar atılabilir" diye konuştu. 

MA / Semra Turan 

Yorumlar (0)
banner44
Günün Anketi Tümü
HDP cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararı aldı. Peki siz bu adayın kim olmasını istersiniz?
HDP cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararı aldı. Peki siz bu adayın kim olmasını istersiniz?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 27 57
2. Eyüpspor 26 53
3. Sakaryaspor 27 49
4. Pendikspor 26 47
5. Keçiörengücü 27 47
6. Rizespor 25 46
7. Manisa FK 26 42
8. Bodrumspor 26 41
9. Boluspor 26 41
10. Bandırmaspor 26 40
11. Göztepe 26 38
12. Tuzlaspor 27 28
13. Altay 27 25
14. Adanaspor 27 25
15. Erzurumspor 25 24
16. Altınordu 26 20
17. Gençlerbirliği 26 18
18. Denizlispor 27 17
19. Yeni Malatyaspor 27 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13
Günün Karikatürü Tümü