HABER MERKEZİ: Urfa'yla özdeşleşen isotun hasadına başlandı. Tarlalardan toplanan isotlar, hünerli ellerde pul biber ve salçaya dönüştürülüp yemeklere tat verirken, yetiştiricilere ise "acı" veriyor.


Urfa denince ilk akla gelen şeylerden biri isot yani biber. Öyle ki isot üretim rekoru bu kente ait. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2019 yılı verilerine göre, geçtiğimiz yıl üretilen 240 bin 665 ton isotun 103 bin 803 tonu Urfa’da üretildi.  Kent, bu üretim rakamı ile Antep, Kilis ve maraş gibi şehirleri geride bıraktı.


Tarladan toplandıktan sonra hünerli ellerde pul biber ve biber salçasına dönüşüp Lezzetli yemeklerin aroması, sofraların vazgeçilmezi haline dönüşen isot, kent halkı için adeta bir şifa kaynağı. İsotu biber salçası ve pul biberine dönüştüren hünerli ellerden biri ise Mikail Taş.  Birecik ilçesine bağlı Kurtuluş Mahallesi’ndeki evinin yanına küçük bir atölyede kuran Taş, geçimini biber salçası ve pul biberi üreterek sağlıyor. Ailesinin 10 yıldır aşkın süredir yaptığı bu işe Taş’ın kendisi de 23 yıl boyunca çalıştığı Birecik Belediyesi'nden 2017 yılında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilmesi üzerine başlamış.


SALÇA YAPIMI


Güzel isot salçası yapmanın inceliklerini anlatan Taş, işe ilk olarak biberlerin çekirdeğini ayıklayarak başladıklarını, ardından ayıkladıkları biberleri evlerin damında suyunu çekmesi için bir gün güneşte beklettiklerini ifade etti. Taş, "Daha sonra getirip kıyım makinesinden geçiriyoruz. Ve kovalarla evlerin damlarına çıkarıp orada güneşte kurutmaya bırakıyoruz. Yaklaşık iki gün kuruttuktan sonra zeytinyağı ve tuzunu ekleyince salça hazır hale geliyor” diye belirtti.


İSTANBUL'DAN ANTALYA'YA


İsotun kanser hastalığını engellediğini, yine şeker ve tansiyon gibi hastalıklara iyi geldiğini iddia eden Taş, “Bir panzehir gibidir. Hangi yemeğin içine katsan güzel oluyor. Kilosunu 40 – 45 liraya kadar satıyoruz. Yine biberin alış fiyatına göre de fiyatı değişebiliyor. Yaklaşık 10 ton biberden bir ton isot üretiyoruz. Talep olursa daha fazla da üretebiliyoruz. İstanbul, İzmir, Antalya ve Eskişehir gibi yerlerden müşterilerimiz var” dedi.


EN SAĞLIKLIÇISI EV YAPIMI 


Ailesi ile birlikte emek sarf ederek bu işi yaptıklarını söyleyen Taş, ürettikleri isotun içine hiçbir katkı maddesi katmadıklarını, tamamen doğal olduğunu vurguladı. Kimi fabrikalarda üretilen isotun içine boya ya da talaş katıldığını ileri süren Taş, bunu tespit etmek için ise şu öneride bulundu: “İsotu suyun içine attığın zaman içine ne konmuş ise hemen belli oluyor. Katkı maddeleri suyun üzerine çıkar. İnsanların ev yapımı isot tüketmesi en iyisi.”


İSOTUN ACISI 


Annesi Aysel Taş ise, isotun zahmetli tarafını anlattı. İsot yaparken ellerinin yanması nedeniyle bazen sabaha kadar yatamadıkları olduğunu anlatan Taş, öyle ki bazen ilaç kullanmak zorunda kaldıklarını dile getirdi. Taş, “Emek sarf ediyoruz, yapımı hiç kolay değil” dedi.


MA / Barış Polat

Editör: Haber Merkezi