İSTANBUL – İstanbul esnafı, salgın sürecinde yaşadıkları mağduriyete dikkat çekerek, hükümete “Açlıkla karşı karşıyayız. Sesimizi duyun artık” sözleriyle sitem etti.

İstanbul  esnafı, salgın nedeniyle yaşadıkları mağduriyetin giderilmesi ve iş yerlerinin açılması için Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Çok sayıda esnaf ve işçinin katıldığı açıklamada sık sık taleplerinin karşılanmasına yönelik sloganlar atıldı.

Esnaflar adına açıklamayı yapan Serhat Bingöl, salgın tedbirleri kapsamında çalıştıkları iş yerlerinin 16 Mart 2020’de 75 gün kapatıldığını, 20 Kasım’da tekrar kapatılan iş yerlerinin bugün itibariyle 66 gününü geride bıraktığını belirterek, “2020’nin neredeyse yarısını işsiz ve gelirsiz geçirdik. Barlarda çalışan arkadaşlarımız ise 315 gündür işsiz ve bir gelirleri yok” dedi.

AÇIZ!

Bingöl, yaşadıkları mağduriyetin hükümet tarafından görülmediğini ve seslerinin duyulmadığını söyleyerek, “Sesimizin duyulmasını istiyoruz.  İş yerlerini kapatmak bizi açlığa mahkum etmek demektir. Ya hayatımızı idame ettirecek bir destek sağlayın ya da iş yerlerini açın. İş yerlerinin açılmaması demek, hiçbir gelirimiz olmadan yaşamak zorunda kalmamız demek, sosyal güvencemizin olmaması demek, biz çalışanları açlığa mahkum etmek demek. Milyonlarca insanın içinde olduğu bir sektör yok olma tehlikesiyle karşı karşıya, işçiler ise açlıkla karşı karşıya” diye konuştu.

Bingöl, esnafın yaşadığı sorunları ve talepleri şu başlıklar altında sıraladı:

“* Bizim sektörümüz dışındaki tüm sektörler açık. Her yere HES KODU ile girilebiliyorsa; kafeye, bara, lokantaya da girilebilir. Öncelikle iş yerlerimizin bir an önce açılmasını istiyoruz, bir an önce işimize dönmek istiyoruz. Sadece kahvehaneler ve lokantalar değil, barlar ve gece kulüpleri birlikte tüm iş yerleri açılmalıdır.

* İş yerlerimiz saat kısıtlaması olmadan açılmalıdır. Her iş yeri ruhsatında yazan saate göre çalışabilmelidir. Sektörümüzdeki iş yerleri birbirini tamamlayan iş yerleridir. Kimine sabah, kimine öğlen, kimine akşam, kimine ise gece gidilmektedir. Her iş yeri kendi özgünlüğü ile faaliyet göstermelidir.

* Yeme-içme sektöründe çalışanlar gün içerisinde sayıca fazla insanla temas ettiği için, aşılamada öncelik grubu içerisine alınmalıdır.

* Kapalı olan faaliyette olmayan bir iş yerinden ya kira alınmamalıdır ya da kira iş yerini kapatanlar tarafından karşılanmalıdır. Her iş yerine kapalı olduğu süre kadar kira yardımı yapılmalıdır.

* Çalışanlarımıza verilen kısa çalışma ödeneği ve işsizlik maaşı yetersizdir. Çalışanlarımıza iş yerleri kapalıyken ve bir gelirimiz yokken maaş ödeme gücümüz yok. Kısa çalışma ödeneği ve işsizlik maaşı asgari ücret düzeyine çekilmelidir.

* Çalışanlar için asgari ücret net olarak 2.825 TL’dir. Ancak bu ücretin üzerine 1.377 TL prim ve vergi ödemesi bulunmakta, asgari ücretin işveren açısından tutarı 4.200 TL’dir. Asgari ücretten vergi alınmamalı, prim bedelleri düşürülmelidir.

* Kira bedeli üzerinden hesaplanarak alınan gelir vergisi stopaj, koronavirüs döneminde yüzde 20’den yüzde 10’a düşürüldü. Sektörümüzdeki iş yerlerinin bir geliri olmadığı için gelir vergisi de alınmamalı, stopaj vergileri 2020 yılı için alınmamalıdır.

* Tekel bayilerine dönük, saat 22.00’den sonra alkol satış yasağı kaldırılmalıdır.”

(MA)

Editör: Haber Merkezi