Türkiye’yi on sekiz yıl boyunca yöneten zalimler ittifakı uzun süredir çatırdıyordu. Bu iyidir… Zira halklarımıza çok çektirdi bu zorbalar birliği.

 

 

 

Türkiye’yi on sekiz yıl boyunca yöneten zalimler ittifakı uzun süredir çatırdıyordu.

Bu iyidir… Zira halklarımıza çok çektirdi bu zorbalar birliği.

Ancak siyasal İslamcı kliklerden birinin bir kez daha halkı aldatmasına izin vermemeli.

Çünkü birbirlerinden yok farkları, ayrılık nedenleri paylaşılamayan iktidar ve nimetleridir.

FETÖ işi de öyle patlamadı mı?

Davutoğlu ve Babacan yeni girişimlerin fitilini çoktan eline almış olsa da ateşlemeye korkuyorlardı. Birbirlerine karşı çok fazla açıkları olduğundan cesaretle çıkamadılar sahneye.

Tehditler, aracılar, her türlü yol denendi Saray mukimince, bu parti girişimlerini engellemek için her türlü yol denendi önce. Lakin birlikte hareket etmelerinin koşullarını tükettiler, ayrı dükkanlar kaçınılmaz oldu!

Macun tüpten çıkmıştı bir kere…

Ve Davutoğlu önceki gün başvuru yapıp dün program ve tüzüğünü açıkladı partisinin.

İçeriden ve dışarıdan sermaye grupları, ulusal ve uluslararası destek, yeni çıkar mihrakları oluşturmak gerekiyordu. Erdoğan’ın derinleştirdiği çelişkileri ve çatışmaları düzenin kulvarında toparlamanın hesaplarıydı yapılan… Uzun yılların emek ve demokrasi karşıtı politikaların sahibiydiler, savaş körükçüsü bezirganlardı bunlar. Biri tükenişe giderken yeni bir sunum gerekiyordu.

Hem de çok hızlı tükeniyor baştaki... Saray politikaları çöküyor her geçen büyük enkazlar yaratarak.

Zira din ve milliyetçilik üzerinden süren politikalarının çöküşü kaçınılmazdır. Çöküyor da… Başta Sünni-Hanefi yurttaşlar, Müslümanlar olmak üzere, her din, dil, inanç ve düşünceden halklarımızca bu politikaların hiçbir yararının olmadığı görüldü, görülüyor.

Çünkü siyasal İslam’ın dünyadaki ve Türkiye’deki tüm versiyonları adaletsizliği derinleştiriyor. Acıları çoğaltmaktan başka bir işleve sahip değiller. Ayrımcı, düşmanlaştırıcı politikalarla var olmanın çabasındalar hep. “Adil düzen”, “Komşusu açken tok yatılmaz” sözlerinin ne denli riyakarca olduğunu AKP iktidarından daha çarpıcı gösterecek başka bir süreç olamazdı. Saray’la ve Saray politikalarıyla dünyanın gelmiş geçmiş namlı haksızlarına taş çıkardılar.

Ve aralarındaki kapışma derinleştikçe daha çok gerçek, kirli işler ağı çıkacak orta yere…

Ne çok yağma ne çok haram…

Harun iddiasıyla geldiler, semirip birer Karun’a dönüştüler. Yoksulun hakkı hukuku dediler, zalimleştiler. Gerçek dindarların açlık ve sefalete daha çok sürüklediklerini her yurttaşımız gördü ve bu yalın gerçek her geçen gün daha çok çıkıyor ortaya.

Şimdi yeni parti kuran ve kuracak olanlara karşı söylenecek söz bellidir: Mutlu, eşitlikçi, bir gelecek yoktur bu partilerin mayasında. İcraatları haramdır, baskıdır, soygundur, sömürüdür, ayrımcılıktır.

İnanmak istemeyen dönüp bunların birlikte olduğu süreçte uygulanan ve süren politikalara baksın.

Göz yaşları sel oldu Erdoğan, Davutoğlu, Babacan devri iktidarınızda.

Taşın taş üstünde kalmadığı şehirler sizin eseriniz değil mi? Cizre, Sur, Silopi…

Yani geçmişiniz neyse geleceğiniz de odur sizin.

Kokmasın diye öldürülen çocuklarının cesetlerini günlerce derin dondurucuda tutan annelerin kanayan yüreğinin mimarları kimler acaba? Sokakta vurulan annenin cesedini günlerce alamayan evlatların gözlerinde biriken derin acının, büyük öfkenin müsebbipleri kim acaba?

Neleri anlatalım ki…

“Öfkeli çocuklar” denilen IŞİD’li canilerin Türkiye’nin dört bir yanını kana bulamalarından nemalananları Türkiye halkları nasıl unutur!

Suriye politikası… Dış politika… “Tüm komşularla sıfır sorun”dan “Değerli yalnızlık”a uzanan “Stratejik derinlik”in iflasına uzanan politikaları birlikte uyguladınız.

HDP barajın altında kalırsa bölgedeki oylar gasbedilip tüm milletvekilleri AKP’ye gider diyerek ortak tutum alan Türkiye halklarının birlikteliğinin bir nişanesi olarak 7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP’yi yüzde 13 oy alarak 80 milletvekili çıkarmasının ardında memleketin kan gölüne dönüştürülmesini izlerken ve oylarınızın yükseldiğini tespit ederken kötü tüccar gibi hesap yaptığınızı kim unutur…

“Bize oy vermezseniz ‘BeyazToroslar’ gelir yeniden” diyen o ağız birliğinizin dili sen değil miydin… 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 arasındaki katliamların sizin iktidarınızla sıkı bağını kim unutur, nasıl unutabilir! Ne çok yüreğe ateş düşürdünüz ne çok ana ağlattınız süren politikalarınızla.

Açlık, işsizlik, sefalet, baskıdır, adaletsizliktir, zulümdür sizin gelecek düzeniniz

Bugün ayrı düşenlerinizin dün aynı kaptan yiyip içtiklerini unutacak kadar basiretsiz mi sanıyorsunuz Türkiye halklarını…

Bir zamanlar Fethullah Gülen ile birlikte olanlar da hepinizdiniz… Eteğini öpmeyeniniz mi kaldı o hasret çektiğinizi söylediğiniz yıllar boyunca…

Kısacası, farkınız, aranızdaki iktidar kavgasına halklarımızı alet etmenin hesabıdır. Biliyoruz ki, birlikteyken neyseniz bugün de osunuz sizler. Din üzerinden milliyetçilik üzerinden var olmanın hesabındasınız hepiniz.