ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ; Erdoğan “Yallah Küdistan’a. .

 

 

 

ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ; Erdoğan “Yallah Küdistan’a...” demişti, Yıldırım “Kürdistan” diyerek oy peşinde...

31 Mart yerel seçimlerini “beka sorunu” üzerine kuran ve bu tutmayıp, hüsranla sonuçlanan politikadaki değişiklik riyakarlığın görülmemiş örneklerine sahne oluyor.

Hatırlanacağı gibi Bahçeli ile el ele vererek iki koldan Kürt halkına yönelik aşağılayıcı sözler eden, inkar ve asimilasyon yüklü tarihlerine titizlikle sahip çıkanlar şimdi manevra arayışındalar. Şoven propagandalarını ırkçılığa vardırdıklarını unutmuş, yeni şirin gözükme hamleleri yapıyorlar.

Ancak yalan ve hile ile yoğrulmuş olduklarından söyledikleri her söz, başvurdukları her yalan hem Kürt halkı üzerinde hem tüm Türkiye halkları üzerinde tiksinti yaratacak denli ters etki yaratıyor.

Kayyum atadıkları tüm belediyelerin Kürde ve Kürtçeye, “Kürdistan”a ilişkin hemen her emareyi kökünden kazıyanlar bir kez daha Kürdün gönlünü fethetme hesabı yapıyor. Kayyum atadıkları her başkan sıfatlı zatın o “Kürdistan” dedikleri diyarlarda belediye binalarını hangi kafayla yönettiği biliniyor.

Ne Ehmedê Xanî heykeli bıraktılar ne körpe vücudu delik deşik edilerek babasıyla birlikte öldürülen Uğur Kaymaz heykeli... Ehmedê Xanî heykelinin yerine çay bahçesi yaptılar, Kürtler, her dakika her saat o ölümleri yüreklerinde hissetsinler diye Uğur Kaymaz anıtının yerine de saat kulesi diktiler...

Nusaybin’deki Newroz anıtını yıktılar... Diyarbakır Kayapınar’daki Roboskî anıtı, Cizre’de Orhan Doğan anıtı, Yenişehir’de Mervani kabartmaları kaldırıldı. Ne Mehmed Uzun adının verildiği parkın tabelası kaldı, ne Kürtçe bir yazı... Mitolojide “Lamassus” olarak bilinen insan başlı aslan heykelleri kayyum tarafından “put” denilerek kırdırıldı.

Ne Ahmed Arif büstü bıraktılar, ne Kürt edebiyatçılarına, Kürt kültürüne, sanatına, anısına dair bir emare...

Ne mezar taşı bıraktılar, ne Kürtçe tabela...

AKP’li her kayyum adeta Kürde dair ne iz ne hatıra, ne kültür, tarih ve sanat bıraktı. Kürde ilişkin ne buldularsa yok etmeye ant içmiş bir açlık ve sarhoşluk içindeydiler. Kepçeyle, dozerle yıkıp gittiler.

Toplumsal belleği yok etmenin çabası hiç durmadan sürdü.

O bir ya da birkaç yıllık süre içinde yaptıklarıyla Saray’a yaranmak için ne gerekiyorsa onun çabasında oldular. İcraatlarının memnuniyet vereceğinden şüphe duymadan yaptılar ne yaptılarsa...

AKP Genel Başkanı Erdoğan gece gündüz koşturarak yaptığı mitinglerde halka seslenirken en çok HDP’yi hedef aldı. HDP’nin belirlediği seçim stratejisine uygun olarak ifade edilen “Kürdistan’da kazanacağız, Batı’da AKP ve MHP’ye kaybettireceğiz” sözü üzerinden fırtınalar koparıldı...

“Beka sorunu” üzerine kurulmuş stratejileri için iyi bir malzeme bulduklarını düşünüp her mitinde “Kürdistan diye bir yer var mı? Yok. Kuzey Irak’ta var bir Kürdistan, yallah oraya” diyerek Kürtleri bu topraklarda yok sayan zihniyeti yeniden şahlandırmak istediler.

Ancak sonuç hüsrandı...

Tüm hilelere, devlet zoruna, polis asker baskısına ve seçim kurullarının desteğine rağmen kaybettiler. Gerçekten de “Kürdistan’da kazanacağız, Batı’da AKP ve MHP’ye kaybettireceğiz” belirlemesine uygun bir sonuç çıktı ortaya.

AKP Batı’da kaybetti. İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Antalya...

Saray istedi ve bir YSK darbesiyle aynı zarfa giren dört oydan sadece biri yok sayılarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimleri iptal edildi. 23 Haziran’da yeniden seçim var... Yine kaybediyorlar... Bunu gördükçe çırpınıyorlar... Her türlü hileye baş vuruyorlar.

“Beka sorunu” yok artık... Bahçeli İstanbul’a mitili serecekti, o da olmuyor... İstanbul’a muhafazakar Kürtlerin 31 Marttaki saldırgan dilden dolayı kaçışlarını yeniden kazanma hesabından dolayı takla atar hale geldiler. Mele hamlesi de çare olmadı. Muhafazakar Kürtlerin kopuşu sürüyor.

Ondandır ki, Binali Yıldırım Diyarbakır’da Kürdistan derse hesabına gidildi... Erdoğan “Benim ülkemde ‘Kürdistan’ diye bir bölge yok” dememiş gibi Yıldırım “Kürdistan mebusu” hatırlatması yaptı. “Kürdistan’a desteğinizi almaya geldim” demeye getirdi. Kürtçe bayram kutladı. Kürtçe iyi günler diledi, Kürtçe “Nasılsınız” dedi. “TBMM’de Kürdistan mebusu da vardı, Lazistan mebusu da” dedi...

Evet bu doğru... Ancak sizin hesabınız başka... Çok önceleri Erdoğan da bunları söylemişti... Ancak; bir yandan dinmeyen bombalama, operasyon, gözaltı, tutuklama, bir yandan “Kürdistan...”

Ne diyelim; ey ikbal ve iktidar, ey burjuva siyaseti sen nelere kadirsin!

Ama “Kürt halkının bu numaralara karnı tok” deyip bitirelim...