DİYARBAKIR - 30 Kasım 2019 tarihinden bu yana Saliha Aydeniz ile birlikte DBP Eş Genel Başkanlığı görevini sürdüren Keskin Bayındır, 2 yılı aşkın bir süredir yaptıkları çalışmalar, karşılaştıkları zorluklar, kongre süreci ve partinin yol haritasına dair Mezopotamya Ajansı'na (MA) Ergin Çağlar'a değerlendirmelerde bulundu. 

DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Ankara'da gerçekleştirecekleri büyük kongrede, temel taleplerinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü olacağını belirterek, bununla birlikte Kürt sorunu ve demokratikleşmeye dair önemli mesajlar verileceğini söyledi. 

Kurulduğu 11 Temmuz 2014 tarihinde bu yana binlerce üyesi ve yöneticisi gözaltına alınan, parti binalarına baskın düzenlenen ve kazandığı belediyelere kayyım atanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), 27 Şubat'ta Ankara’da 6'ncı Olağan Kongresi'ni gerçekleştirecek. “Örgütlü toplumla özgür yaşama doğru” şiarıyla gerçekleşecek olan kongreye, çevre iller ve bölge kentlerinden binlerce partili katılacak. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit, ulusal birlik, Kürt sorunu başta olmak üzere diğer sosyal, siyasal ve ekonomik alanda yaşanan sorunların kongrede öne çıkan başlıklar olması bekleniyor.  

2 YILLIK SÜREÇ 

Göreve geldikleri günden bu yana tüm baskılara rağmen çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Bayındır, çalışmalar kapsamında özellikle bölge kentlerinden gezilmedik köy, mahalle, ilçe ve il bırakmadıklarını aktardı. Bayındır, "Her şeye rağmen AKP-MHP faşizmine karşı hem Türkiye’de hem de Kürdistan’da büyük bir rol oynadık" dedi. Son dönemde yaptıkları halk buluşmaları ve toplantılarda yeniden bir örgütlenme kararı aldıklarını ifade eden Bayındır, son kongrelerinin de bu karar kapsamında olduğunu ve kongrenin tarihsel bir öneme sahip olduğunu vurguladı. 

Bayındır, iktidarın 2014'te Kürt hareketinin tasfiyesi amacıyla yürürlüğe soktuğu "Çöktürme Planı"ndan partilerinin de nasibini aldığına işaret ederek, 2 yılı aşkın sürece dair şunları söyledi: "Çöktürme Planı'nın en acımasız saldırıları partimiz üzerinden gelişti. Bütün çalışmalarda bizleri dağıtma ve tasfiye etme girişimini gördük. Bizim açımızdan bu iki buçuk yıllık süreç böyle geçti. Ancak gelinen aşamada rejimin önüne hedef olarak koyduğu politikalar başarısız oldu. 2023 yılında finalini gerçekleştirmek istediği bütün bu politikaları başarısız olmuş bir iktidarla karşı karşıyayız. Partimizin ve halkımızın örgütsel mücadelesi ve duruşu, geriye zayıflayan ve toplumsal meşrutiyeti gittikçe zayıflayan bir iktidar gerçeğini bıraktı" diye kaydetti. 

ÖZELEŞTİRİ

Toplumsal konulara bakış açıları ve siyasal politikalarının toplumda karşılık bulduğunu ifade eden Bayındır, "Kongremizi de aslında bunun üzerinde kurduk. Elbette ki bu iktidarın gözaltı, tutuklama, sürgün gibi politikalarına karşı karşıya kaldık. Fakat partimiz her şekilde hem Kürdistan halkının özgürlüğü hem de Türkiye’nin demokrasi açısından ağırlığı olan bir pozisyona geldi. Partimizin bu duruşunu hem kongre sürecine hem de kongre sonrasında ki sürece çok rahat bir şekilde yayabilecek durumdadır" şeklinde konuştu. 

Bayındır, AKP-MHP'nin halen iktidarda olması ve toplum üzerindeki baskıların devam etmesi nedeniyle tüm amaçlarına halen ulaşamadıklarını söyledi. Bayındır, "Bu iktidarın varlığını sürdürdüğü her dakika ve her gün halkımız üzerinde savaş ve şiddet konsepti yayılıyor. Bu, bizim en büyük özeleştirimizdir. Ama Türkiye’de devrimci ve demokrasi güçleriyle beraber ortak mücadele bağlamında önemli mesafeler kat ettiğimizi de ifade etmek isteriz" ifadelerini kullandı. 

KONGRE HEDEFLERİ

Kongre hedeflerine dair de değerlendirmelerde bulunan Bayındır, "AKP-MHP rejimin yaratmak istediği iklimden sıyrılıp, özgürlükçü ve demokratik siyasal iklim yaratma"  hedefleri olduğunu aktardı. Bu hedef için 2023 yılını önlerine koyduklarını söyleyen Bayındır, "AKP-MHP rejiminin olmadığı, Kürt sorunun demokratik çözüm yolu iradesinin ortaya çıktığı ve devrimci güçlerin Türkiye’nin geleceğinde söz kurabildiği bir Türkiye yaratma hedefimiz var. Bunun imkan ve olanakları bugün her zamankinden fazla” dedi.  

ULUSAL BİRLİK VE TECRİT

Bayındır, söz konusu hedeflerin, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve Kürt ulusal birliği gibi konularla doğrudan bağlantılı olduğunu ifade etti. Her iki konunun uzun bir süredir başlıca gündemleri olduğuna dikkati çeken Bayındır, Öcalan'ın ülke demokrasisi ve Kürt sorunun çözümünde önemli bir aktör olduğunu vurguladı. Bayındır, "Bu süre zarfında yaptığımız çalışmalarda Sayın Öcalan’ın fikirlerinin toplumla nasıl paralel olduğunu gördük. Sadece Kürt halkında değil, Türkiye’deki devrimci güçlerde de bu düşünce çok yaygın. Bu düşüncenin karşısına çıkan her düşüncenin Türkiye’yi çok daha bir karanlık noktaya sürükleyeceğini ifade ediyoruz. Bu siyasal fikriyatın politikasını yapmak elbette bizim sorunumuz" diye konuştu.  

ÖCALAN'IN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜ

Öcalan’ın fiziki özgürlüğü istediklerini ve bunun sorunların çözümü anlamına geleceğini dile getiren Bayındır, şunları söyledi: "Öcalan’ın düşüncesi sadece Kürt halkını kapsamıyor. Ortadoğu’daki bütün halkların sorunlarının çözümünü kapsayan bir perspektife sahip. Elbette Kürt halkının geleceği ve özgürlüğü açısından Öcalan’ın rolü tartışılmaz. AKP-MHP’nin Öcalan üzerindeki tecridi ağırlaştırmasındaki nedenin arkasında bu gerçeklik yatıyor. AKP sürdürdüğü bu tecritle Ortadoğu’daki yayılmacı politikasını gerçekleştirmeye çalışıyor. Bugün Ortadoğu’daki tüm krizleri derinleştiren, savaş ve çatışmayı sürekli tırmandıran bir Türkiye var. Bunun arkasında da AKP-MHP var. Bundan dolayı Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü hayati önemde görüyoruz. Öcalan’ın düşüncelerini ve derinleştirilen tecridi toplumlara ulaştırmaya çalışıyoruz. Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü sağlamaya çalışıyoruz."

KDP ENGELİ

DBP olarak en fazla üzerinde çalıştıkları konulardan birisinin de Kürt ulusal birliği olduğunu aktaran Bayındır, Kürtlerin yaşadığı coğrafyada siyasi parti ve sivil toplum örgütleriyle birçok kez bir araya geldiklerini hatırlattı. Bayındır, bu noktada kimi yetersizliklerinin olduğunu ve hedeflenenlerin tümünü hayata geçiremediklerini ifade etti. 

Bayındır, "Bizi umutlandıran gelişmelerden biri buydu. Özellikle bu konuya çok yoğunlaştığımızı ve önümüzdeki dönemde ulusal birlik çalışmalarını bir zemin üzerine oturtacağımızı belirtebilirim. Kürtler arasında, soykırım politikalarına karşı ortak refleks ve mücadele etme fikri çok büyük bir düzey kazandı. Ama bu konuda partiler arasındaki mesafenin uzaklığı halen aşılmış değil. Bu durumun temel nedeni ise KDP’nin Kürt halkının çıkarına aykırı yaklaşan ve özgürlük beklentilerini yok sayan yaklaşımı. Yine Türkiye ile girdiği ilişki. Fakat Kürt halkının özgürlüğe olan tutkusu artık KDP’nin bu engelini de aşan bir pozisyona geldi. Önümüzdeki dönemde daha dinamik, sonuç alıcı ve değiştirici noktalardan hareket edeceğimizi ifade etmek istiyorum" şeklinde konuştu.    

ÖZGÜRLÜK VE MÜCADELE VURGUSU

Bayındır, kongre çalışmaları kapsamında yaptıkları çalışmalara da değindi. Birçok buluşma gerçekleştirdiklerini paylaşan Bayındır, şöyle devam etti: "Tüm pratik saha çalışmalarımız bitti. Artık partideki ilgili komisyonlarımız partinin şekillenişinin son aşamasına geldi. Çok güçlü ve tarihi tespitlerle bir kongre sürecine girmiş bulunmaktayız. Kongrede, halkımızın da talepleri olan Öcalan’ın özgürlüğü, statü, anadil, Kürt sorunun çözümü ve özgürlük mesajlar vereceğiz. Tabi bu talepler ve hedeflerle yola çıkarken, Türkiye’nin de demokratikleşmesi açısından ülkedeki devrimci, demokratik güçlerle ortak mücadeleyi önceleyen mesajlarımız olacak. Bu kongrede vereceğimiz büyük mesajlarla DBP’nin önümüzdeki dönemde çok daha etkili ve güçlü örgütlenmesini sağlayacağız. Hem halkımızın özgürlük beklentisine hem de Türkiye’deki demokrasi mücadelesine güç katacak bir noktaya geleceğiz" 

MA / Ergin Çağlar

Editör: Haber Merkezi