İSTANBUL-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Yerine kayyım atanarak tutuklanan HDP’li Erciş Belediye Eşbaşkanı Yıldız Çetin, sevk edildiği cezaevine 10 saatlik yolu, kelepçeli vaziyette 24 saatte kat edilerek götürüldüğünü ve tek kişilik kirli hücrede tutulduğunu iletti.
MA'nın haberine göre; Son yerel seçimlerde yüzde 49.71 oy oranıyla seçilen, 22 Ekim 2019 tarihinde yerine kayyım atanarak tutuklanan Halkların Demokratik Partisi'nden (HDP) Erciş Belediye Eşbaşkanı Yıldız Çetin, tutuklu bulunduğu Osmaniye Cezaevi’nde kamuoyuna ve Erciş halkına açık mektup yazdı.


“Ben bu mektubu bir kadın aynı zamanda halkın seçilmiş iradesi olarak dört duvar arasından tecrit ve ağır bir psikolojik baskı altında yazıyorum” diye mektubuna başlayan Çetin, maruz kaldığı hak ihlallerini şöyle anlattı:


“Bu mektubu tutsak, aynı zamanda seçilmiş bir kadın olarak soğuk ve soluk zindan duvarlarının sessizliğiyle yazıyorum. Kürt kadın siyasetçilerin yaşadığı durum Türkiye toplumu maskülen baskılanma ve kadın üzerindeki ekstrem şiddet ile paralize olmuş durumudur. Bir halk sorunu, dolayısıyla demokrasi sorunudur. Ülkenin kanayan yarası haline gelen savaşın durması ve demokrasinin inşası için değil elimizi bedenimizi taşın altına koymaya gönüllü olduk. Her fırsatta barışı ve demokrasiyi haykırdık. Halkımızın bize layık gördüğü görevi demokratik hizmet anlayışı ile sürdürdük. Belediyenin her kuruşunu halkın menfaatini düşünerek üzerine titreye titreye harcadık.


‘KENTİMİZİ YÖNETMEMİZE TAHAMMÜL EDEMEDİLER’


2016 yılında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) belediyesi yönetimine atanan kayyımdan 31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimlerle devir aldığımız Erciş Belediyesi inanılmaz bir borç batağındaydı. Belediye bütçesinin ciddi bir boyutunun yandaşa ve şahsi keyiflere harcandığına tanık olduk. Ben ve benimle birlikte seçilen arkadaşlarım çoğu zaman gecemizi gündüzümüze katıp ilçe halkının hak edeceği hizmetleri sunmaya çalıştık. Yaptığımızı Erciş halkı biliyor, yapacaklarımızı yapmamıza tahammül etmediler. Kendimizi ve kentimizi yönetmemize tahammül etmediler. Muhalif kesimi bastırmak, susturmak ve cezalandırmak için kurulan iftira mekanizmasını devreye koyarak akıl almaz bir biçimde gayri insanı, gayri hukuki biçimde yerlerimize kayyım atadılar.


2016 yılı itibarıyla Türkiye’nin kayyım atanan 95 HDP belediyesinden biri olan Erciş Belediyesi 31 Mart yerel seçimlerinde yeniden demokrasinin inşasına geçmemiz için Erciş halkı bizlere yetki verdi. Fakat iktidar seçim ile alamadığı birçok HDP belediyesini bir kez daha hukuksuzca gasp etti. 22 Ekim 2019 günü yerel demokrasiye indirilen bu darbe bu hukuksuzluk maalesef tutsak olduğumuz cezaevlerinde de devam ediyor.


10 SAATLİK YOL 24 SAATTE KATEDİLDİ


Tutsak edildikten sonra tutuklu bulunduğum Van T Tipi Cezaevi’nde kısa bir süre kaldıktan sonra, Anayasanın hükümlü ve tutukluların kendi isteği olmadan ailelerinin ikamet ettiği illerden uzak başka bir ile naklinin yapılmasını hak ihlali olduğuna ilişkin kararlarına rağmen, beni iradem dışında başka bir cezaevine nakil ettiler. 10 saatlik yolu 24 saat keyfi olarak uzattılar. 24 saat boyunca ellerimdeki kelepçeleri sökmediler. Hakkımız olan iaşeleri bize vermediler. Yol boyunca bisküvi ve meyve suyu ile beslenmek zorunda kaldım. Sonunda getirildiğim cezaevinde yapılan uzun işlemlerin ardından tek kişilik hücreye konuldum. Kişisel ve özel eşyalarım verilmedi. Çarşafsız kirli yataklarda uzanmak zorunda kaldım.



‘BİR GÜN MUTLAKA BAŞARACAĞIZ’


Burada siyasi tutsaklar olarak en ağır haksızlık ve hukuksuzluklarla karşı karşıyayız. Yasalar ve uluslararası hukuklar bile bu süreçte tanımamaktadır. Türkiye'de adalet ifadesi sadece mahkeme duvarlarında yer alan ‘Adalet Mülkün Temelidir’ ifadesinden öteye değildir. Aslında buradaki ‘Mülkten’ kasıt devlettir. Ve maalesef görünen o ki, siyasi iktidarın talimatıyla çürütülen adalet aslında devletin temelinin de çürütüldüğü anlamındadır. Bu gün ülkede uygulanan anti demokratik uygulamalar, tekelleşen hukukun, ülkeyi ne duruma getirdiği açıkça ortadadır. Bütün bu zorba politikalara rağmen demokrasiyi inşa edeceğimiz inancımızı asla yitirmedik. Kürt siyaseti Türkiye'nin demokratikleşme anahtarıdır. Bir gün mutlaka başaracağız. Bu anlam ve duygularla hepinizi selamlıyor, özgür günlerde buluşmayı diliyorum.”

Editör: Haber Merkezi