CHP'li vekil Mehmet Bekaroğlu: Muhalefet ittifak yapmalı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri Leyla Güven ve Musa Farisoğulları ile CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun vekilliklerinin düşürülmesi kararını, iktidarın muhalefete dönük yönelimleri ve muhalefetin tutumuna dair değerlendirmelerde bulundu.

Bekaroğlu, milletvekilliklerin düşürülmesinin ilkesel olarak kabul edilebilir bir şey olmadığını belirterek, Anayasa’nın 83’üncü maddesine aykırı olduğunu hatırlattı. Bekaroğlu, “Milletvekilliği dokunulmazlıklarının kaldırılması ile ilgili yanlışlıklar öteden beri devam ediyor. Şuanda Türkiye’nin yaşamış olduğu siyasal krizin en temel sebeplerinden biri de budur. CHP dahil, partilerin tutumlarıdır. Şimdi hemen gündeme getirilmesi, Meclis’te okunması ve milletvekilliklerin düşürülmesi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ve ortağı MHP’nin siyasi sıkıntılarıyla bağlantılı. Bütün kamuoyu araştırmaları Cumhur İttifakı’nın kan kaybettiğini gösteriyor. AKP yüzde 30’ların altında, MHP baraja takılıyor. Başta ekonomide olmak üzere büyük sıkıntılar var. Bunların üstü örtülmeye çalışılıyor” diye belirtti.

İktidar bloğunun muhalefetin tepkilerini ideolojik göstermeye çalıştığını, kimlik siyaseti yaptığını ve muhalefetten çıkan her sözü terörize ettiğini belirten Bekaroğlu, şöyle devam etti: “Recep Tayyip Erdoğan’ın gözünün önünden bir sahne hiç gitmiyor. Rahmetli Ecevit’in önüne başbakanlıkta yazar kasa atılması. Bu anlamlı bir şey. Geçim sıkıntısı çeken insanlarda bıçağın kemiğe dayandığı noktadır. Tayyip Erdoğan bundan korkuyor. O nedenle sorunları sürekli olarak siyasallaştırıyor. Tam da bunları, yani vatandaşın geçim sıkıntısını -ki pandemi döneminde katlanarak arttı- sorunları siyasallaştırarak, örtüyor. Vatandaşın geçim sıkıntısı ile ilgili ortaya koyacağı tepkiye dayanamayacağını bildiği için hep siyasallaştırıyor. Sokak geçim sıkıntısı ile değil de farklı bir sebepten dolayı karışsın istiyor.”

Bekaroğlu, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın “Gezi tipi” bir hareketlilikle sokağın karışmasını istediğini ileri sürdü. Bekaroğlu bunun nedeninin ise şöyle açıkladı: “ Çünkü geçim sıkıntısı üzerinden sokakta hareketlenmenin kendisini götüreceğini biliyor. Kimlik siyasetini öne çıkararak geçim sıkıntısı, ekonomik problemlerden dolayı ortaya çıkan tepkileri örtmek istiyor. Dolayısıyla ideolojik tepkilerle sokağı hareketlendirerek, CHP’yi, HDP’yi sokağa çekerek, muhalefeti terörize edecek. Kendi taraftarlarını bu şekilde konsolide etmeye çalışıyor.”

Muhalefetin bir arada hareket etmesinin engellenmek istendiğine dikkati çeken Bekaroğlu, “Millet İttifakı’nın yumuşak karnı HDP gibi gösteriliyor ama bence HDP değil, İyi Parti’dir. Çünkü İyi Parti hala Türkiye’deki siyasetteki boşluğa tam oturmadı. Merkez sağ diye bir şey vardı geçmişte. Türk siyasetini konsolide ediyordu, tepkileri yumuşatıyordu, devlet uygulamalarına, yerleşik iktidara tepkileri yumuşatıyordu. Orada, yani merkez sağda bir boşluk var ama İyi Parti oraya oturamadı. İlk seçimlerde eski merkez sağ oylarının bir kısmını aldı ama ilerleyen zamanlarda hep milliyetçilik üzerinden oynamaya devam etti. Çünkü AKP-MHP sürekli olarak ‘HDP ile birliktesiniz, HDP terör’ bunu söylüyor. CHP son zamanlarda bu dar sokaktan çıkmaya çalışıyor; ‘Hayır biz ilkesel hareket ediyoruz’ diyor. ‘HDP ile de görünebiliriz. Önemli olan ilkesel hareket etmektir’ diyor ve bazı hareketlerle bunu gösteriyor ama İyi Parti bunu yapamıyor” diye konuştu.

Bekaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Demokratik siyaset yapma zemini ortadan kalktı. Bu zeminin sağlanması için siyaset yapacağız. Bu zeminin en temel lazımesi parlamenter sistemdir. Hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, temel hak ve özgürlüklerin hukuk garantisi altına alınması… Bunlar hepimize lazım. İyi Parti neye oynarsa oynasın, DEVA ve Gelecek Partisi hangi boşlukta siyaset yaparsa yapsın, neticede Türkiye’de serbest siyasetin mümkün olacağı, demokratik siyasal zeminin olması gerekiyor. Her parti kendi programını saklı tutarak bir demokratik siyasal zeminin inşası için geçici bir program üzerinde birleşip ittifak yapmalı.  İktidara geldiğinde Türkiye’yi tekrar serbest siyasetin yapılabileceği, demokratik siyasal zemini hayata geçirecek. Halk oylaması yapılacak Anayasa değişecek ve tekrar seçimlere gidilecek.”

Türkiye’nin en tartışmalı gündemlerinden biri olan Kürt sorunun da bu demokratik siyaset zemini üzerinden konuşulması gerektiğini söyleyen Bekaroğlu, “Biz silahları susturmak istiyoruz. Türkiye’de bölünmeden yoluna devam etsin istiyoruz. Bunu da Kürt siyasetini Meclis’e, serbest siyasete, demokratik siyasetin içerisine getirerek yapacağız. Kürtler ne istiyorsa demokratik siyasetin içinde ifade edebilecekler ki silahlar sussun. İttifaklar kapalı kapılar arkasında da konuşulabilir açık yerlerde de konuşulabilir. İlkesel olan açık yapılmasıdır ama biz Türkiye’de siyaset yapıyoruz. Netice itibariyle seçimleri kazanıp demokratik siyasete geçme programını hayata geçirmek gerekiyor ve bunun için seçim kazanmak gerekiyor” diye konuştu.

İktidarın, 7 Haziran-1 Kasım tarihleri arasında yaşanan kaos ortamını oluşturup seçime gitmeyi deneyeceğine işaret eden Bekaroğlu, “Önce bunu yapmaya çalışacak. Bunu yapamazsa, Türkiye daha da karışacak. Anayasada seçimi ötelemenin yolları var örneğin savaş gibi. Seçimi ertelemeyi, ötelemeyi, yapmamayı düşünebilirler, bunu deneyebilirler. Muhalefet olarak buna fırsat vermememiz gerekiyor. İstanbul seçimlerinde her şeyi yaptılar ama beceremediler, büyük bir farkla yenildiler, yine aynısı olacak. Büyük bir demokratik sabır ortaya koymamız gerekiyor, asla Erdoğan’ın bizi sokmaya çalıştığı dar sokaklara girmemeliyiz, oyunlarını bozmalıyız. Kazasız, belasız, seçimle iktidarı değiştirmemiz gerekiyor” dedi.