DERSİM - DAD Genel Merkezi, “Ocağa İkrar, Yola Talip, Birliğe Davet” şiarıyla 3’üncü Dersim Pirler Analar Çalıştayı düzenledi.

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Merkezi’nin, “Ocağa İkrar, Yola Talip, Birliğe Davet” şiarıyla Dersim’de 2 gün sürecek olan “3’üncü Dersim Pirler Analar Çalıştayı” başladı. Dersim Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen çalıştayda, Türkiye’nin dört bir yanında bulunan Kürt ve Türkmen Alevi pirleri, anaları, talipleri, yazarları yanı sıra kentte bulunan siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Çalıştayın yapıldığı salona “Dergahlarımız, ziyaretlerimiz teslim edilsin Cemevlerimiz tanınsın”, “İnancımızla ikrarlaşıyor direncimizle özgürleşiyoruz” Kürtçe ve Türkçe pankartları asıldı.

Çalıştayda bugün konuşulan konu başlıkları şöyle: “Rêya Heq-hak yol Alevilik, yol manası ile hakikat”, “Toplumsal ikrarlaşma yollarımız, çarkı perwaz, ikrarlaşma, ocaklarımız, mekan, ziyareti nişangelermiz ve rıza”, “Ocak işleyişi ve ocaklarda birlik meselesi-toplumsal kimliğimiz” ile “Yol-meydan, pir ve anaların hakikat meydanı”

Çalıştay öncesi gerçekleştirilen deyiş dinletisinden sonra Pirler ve Analar “Meydan Gülbeng”  okuyup, rızalık alınarak çıra yakıldı. Ardından, gazeteci-yazar Zeynel Kete, açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Yaklaşan Dünya Anadil Günü nedeniyle giriş konuşmasını Kürtçe yapan Kete, kendi anadilleriyle taliplerine, pirlerine ve mürşitlerine ikrar verdiklerini söyledi. Binlerce yıldır gelişen Alevilik inancı ve kültürünün anadilleriyle geliştiğine vurguda bulunan Kete, cemlerin kendi dilleriyle açıldığını ifade etti. Anadilin bir toplumun hafızası olduğunun altını çizen Kete, “Dilimiz varlığımızdır bu nedenle anadilimize sahip çıkmalıyız” dedi.

HAKİKAT

Kete, konu başlıklarına ilişkin şunları söyledi: “İnanmak insani bir ihtiyaçtır. Her biri serpiyan olur sesi söze dönüştürdüğü günden beri. Çevresiyle hava, su, ateş ve toprakla tanışıp o çark anasırla ikrar olup onsuz yaşamı devam ettiremeyeceğine kendisiyle inandığı günden beri bir kimlik kazanır ve bu kimlik sürekli haline gelir. Biz bu kimliğe hakikat diyoruz ve bu hakikat aynı zamanda özgürlüktür. Bu yönüyle inanç, insan ve toplum yönünde bir bütündür. Biz buna toplumsal doğa diyoruz. O halde bizim hakikatimiz toplumsal doğadan bağımsız ele alınmaz. Sadece bir kavram değil bir bütün olarak bir toplumun evrenle olan ilişkisini de içinde barındırır.

EVREN BİR BÜTÜNDÜR

Hak kavramını tanımlarken yedi iklim, dört köşe, 18 bin alemde kendini insana nakşeden haktır. Daha önce de pirlerimiz anlatıyordu; ‘Aynayı tuttum yüzüme, Ali göründü gözüme.’ Bütün kainat evren hakkın kendisidir. Evrende gerçekleşen cümle can doğum üzerine kuruludur ve her daim kendini doğruda tekrarlıyor. Bunu sadece kadın olarak düşünmemek lazım. Kendi varlığını devam ettiren bütün cümle can doğum kapısıdır. Bütün kainatta vardır.  Pirlerimiz demişler ki; ‘Hakikat bir gizli sırdır, seçebilirsen gel” eğer bu mana, derinlik, bu doğayla ilişki bilince çıkılmazsa hakikatin farkına varılamaz.  Hakikat sadece yaşadığımız gerçeklik değildir. Yaşadığımız gerçekliğin dışında da bir gerçeklik vardır. Bunu yol uğurlarımız nasıl tanımlamış; ‘Erd û ezman, dar û ber ve teyru-tur” Bütün bitkiler, yeri, göğü, canlıları hepsini hakikat paydasının özneleri olarak tanımlamıştır. Bu çok derinlikli felsefeden bahsettiğimiz göstergesidir. Dewrêş ê Muhammedîn ‘Yedi kere ben bu cihana geldim arşa-kürşte iki nişan bendedir. Yerde gökte hak diye ararlar biz hakkı severiz, hakta bendedir’ demesi aynı zamanda hak ve hakikat arasındaki ilişkiyi de anlatır” şeklinde konuştu.

RIZA VE İKRAR

Var olan her şeyin hak ve hakkın bir parçası olduğunu söyleyen DAD Eş Genel Başkanı Musa Kulu, her şey gibi insanın da hakkın bir parçası olduğunu söyledi. Aleviliğin iki temel üzerine oturtulduğunu ifade eden Kulu, “Biri rıza, diğeri ikrardır. Biz rıza toplumuyuz. Taşımızla, ayla, güneşle ikrarlıyız. Aleviler her şeyden rızalık alır ve katiller ile hırsızları cemlerimize almayız. Ama hak ve hakikati söyleyen her dil bizimdir. Dünyada çok farklı diller vardır. Her kes kendisini anlatır ve insanlığı gibi hakka yürür. Yol uğurlarımız ne demiş; ‘Yol cümleden yücedir.’ Öyle bir şey denilmiştir ki pir de, mürşit de, talip de o yola taliptir. Yolunu kaybeden hakkı kaybeder, kendini bilmeyen hakkı bilemez” diye belirtti.

ATAERKİL ELEŞTİRİLDİ

Baba Masur Ocağı’ndan konuşan Fidan Yıldız Ana ise, ocaklarda ataerkil zihniyeti eleştirdi. Yıldız şunları söyledi: “İnanç itikat olarak dedelerin ellerini öperim ama biz anaları tabi ana olmakta bir mertebedir. Oraya ulaşmakta biraz emek ve özveriden geçer. Pirler hep kendilerini yetiştirdiler de ama kadınları, bizleri hep kenara koydular. ‘Siz yemek yapın’ dediler ama o dedeleri oraya oturtan biziz. Madem eşitiz o zaman eşitlikten bahsederken önce yanımızdakini eşit görmemiz lazım. Sırf bir posta oturmakla alakalı söylemiyorum, yaşamımızda da bunu yapmalıyız. Dedelerimiz geliyor evlerimize tek başına geliyorlar ama analar yok. Alelacele gelir, ‘niyaz etmeye geldim, gidiyorum’ der. Sormaz halimizi, hatırımızı pek. Dedem taliplerine gider ve yol yürütürdü. Lütfen analarımızı yetiştirelim. Analarımız çocuklarımız yetiştirecek. Biz gerçekten eksiğiz ve çocuklarımıza bir şey vermiyoruz. Akşama kadar AVM’lerde dolaşıyor. Kendi kültürümüzü her ne kadar evde yaşamında yaşatsam da çocuklar yüzeysel olarak Alevi olduklarını söylüyorlar. Lütfen analarımıza, çocuklarımıza öncelik verelim” şeklinde eleştirilerde bulundu.

Çalıştay diğer Alevi pir ve analarının konuşmaları ile devam etti. ( MA )

Editör: Haber Merkezi