İSTANBUL - AB ülkeleriyle çok ciddi anlaşmalar olduğunu hatırlatan gazeteci-yazar Mustafa Kemal Erdemol, yaptırım kararlarının Türkiye’ye kaybettireceğini söyledi. 

Türkiye'den Libya'nın Misrata Limanı'na giden Roseline-A isimli Türk bandıralı kargo gemisi, Alman savaş gemisi tarafından durdurularak arandı. Aramayla ilgili Türkiye’den usullere göre yapıldığı şeklinde açıklamalar yapılırken, uzmanlara göre ise tepkisizliğin nedeni Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi. 10 Aralık’ta toplanacak zirvede konuşulacak konulardan birisi de Türkiye’ye yaptırım uygulamaları olacak. 

AB Dış İlişkiler Yüksek Komiseri Josep Borrell, geçtiğimiz hafta AB ile Türkiye’nin önemli bir yol ayrımında olduğunu ve zirveden Türkiye’ye yaptırım kararı alınabileceğini açıklamasında bulunmuştu. Zirveye kısa bir süre kalırken, AB Konseyi Başkanı Charles Michel’in, Türkiye'nin Oruç Reis’i Antalya'da limana çekmesiyle ilgili “Bu kedi-fare oyunu sona ermeli” ile "Ekim ayında olumlu bir gündem belirledik, elimizi uzattık. Türkiye provokasyonlarına ve düşmanca retoriğine son vermeli" sözleri dikkat çekti. 

Gazeteci-yazar Mustafa Kemal Erdemol, Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeler ve Türkiye’ye yaptırım kararı beklenen AB zirvesini MA / Ferhat Çelik değerlendirdi. 

TÜRKİYE’YE MESAJ

Erdemol, Türkiye’den Libya’ya giden gemide nelerin olduğuna ilişkin tam bilgilendirmenin yapılmadığını ve aramanın da bu yüzden gerçekleştiğini ifade etti. Eksik bildirimin yapılması halinde uluslararası sularda “terörle mücadele” kapsamında bu tür müdahalelerin yapıldığına dikkat çeken Erdemol, “Ama bu yapılan Avrupa’nın, özellikle de Almanya’nın Türkiye’ye yönelik bir mesajıydı. ‘Doğu Akdeniz’de olandan bitenden biz sorumluyuz’ şeklinde bir mesajdı. Almanya, bugüne kadar yapılmamış bir yöntemle yaptı. Kim olursa olsun, nasıl olursa olsun, öyle bir müdahale yapılmazdı doğrusu. Türkiye sert tepki vermedi ve veremezdi. Çünkü Doğu Akdeniz’de yalnız bırakılmış. Sadece AB ülkeleri değil, AB ülkesi olmayan Mısır’da, İsrail’de Türkiye’nin karşısında. Dolayısıyla Almanya gibi Avrupa’nın lokomotifi sayılan bir ülkenin yaptığına çok sert tepki verecek değil. Bu nedenle de mesel biraz soğutuldu ve yumuşatılmaya çalışıldı” diye belirtti.

KEDİ-FARE OYUNU

AB Konseyi Başkanı Charles Michel’in Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hareketlerini “kedi-fare oyunu” benzetmesine değinen Erdemol, Türkiye’nin gerçekten de öyle hareket ettiğini ifade etti. Türkiye’nin Oruç Reis’i kendi karasularında sınırlı tutarak denize açtığının altını çizen Erdemol, “Zaman zaman bu sınırların dışına çıktığında uyarılar geldi. Ama o uyarılar Türkiye’ye sert yöneltilmediği için, Türkiye’de bunda pek sorun yokmuş gibi davrandı. Bu nedenle daha da ileriye gitti. Türkiye ileri gittiğini anladığı anda geri çekiliyor. Biraz ortam yumuşadığında aynı uygulamayı tekrar devreye sokuyor. Bu bir politika değil. İşte bunu kedi fare oyunu olarak tanımlıyor. Türkiye’ye ne kazandırdığını açıkçası bilmiyorum ama kamuoyu gerçekliği bilmiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin bir politika yürüttüğünü düşünüyor. Ama bu sonuçsuzdur. Başka şeyler yapabilecekken, Oruç Reis üzerinden bir şeyler yaparak kamuoyu üzerinden bir algı yaratmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

AB ÜLKELERİ İLE PAZARLIK 

Türkiye’nin bu şekilde Akdeniz’de bir boşluk bulmaya çalıştığını dile getiren Erdemol, “Bütün bunlar yapılırken, AB ülkelerinin önde gelenleriyle pazarlıklar sürüyor. Bu pazarlıklar sürdüğü sürece Türkiye zaman zaman bunu yapar. Birden bire Oruç Reis durduğunda bunun nedenini iç kamuoyuna açıklayamaz. İlk durduğunda da ‘Bakım ve onarım için durdurduk’ denilmişti. Tabi buna kimse inanmadı” dedi.

AB’DEN YAPTIRIM ÇIKAR MI?

10 Aralık’ta toplanacak AB Liderler zirvesine de değinen Erdemol, birçok ülkenin bu toplantıda Türkiye’ye yaptırım uygulama çağrısı yaptığını söyledi. Türkiye’ye bir yaptırımın uygulanmasının sürpriz olacağını belirten Erdemol, şöyle devam etti: “Zaman zaman bu toplantılarda Türkiye’ye yaptırım konusu gündeme gelir. Fakat son yıllarda böyle bir karar çıkmadı. Hatta birkaç hafta önce Fransa ve Yunanistan yaptırım çağrısı yaptı fakat bu çağrı taraftar bulmadı. Sert söylemler gündeme gelebilir fakat yaptırımlar o kadar kolay değil. Neden yaptırım yapamazlar? Şimdi Türkiye Akdeniz, Suriye ve Kafkasya’da Rusya ile birliktedir. Bir yaptırım kararı Türkiye’nin tamamen kaybedilmesi anlamına gelir AB ve ABD açısından. Dolayısıyla bu kararı vereyim derken, Rusya’yı güçlendirmiş olur. Böyle kaygılar var. Evet, Fransa, Güney Kıbrıs ve Yunanistan bunu istiyor ama Almanya bu konuda çok temkinli. Merkel bu konuyu konuşacağız diyor ama yaptırıma pek yanaşmıyor. Çünkü bu Rusya’nın elini güçlendirir diye korkuyorlar. O nedenle 10 Aralık’ta bir yaptırım kararı çıkarsa, benim için de sürpriz olur. Ya da yaptırım kararı çıkarsa bile, çok etkisiz olacak kalemlere yönelik olabilir.”

REFORM SÖYLEMLERİ ZİRVEYLE BAĞLANTILI 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son süreçte “reform” söylemlerinin AB zirvesiyle doğrudan doğruya bağlantılı olduğuna dikkat çeken Erdemol, 18 yıldır iktidarda olan bir partinin bu reformları yapmayıp zirve öncesi dile getirmesine dikkat çekti. Erdoğan’ın “yönümüzü Avrupa’ya çevirdik” sözlerini hatırlatan Erdemol, “İyi de bundan birkaç ay önce İslam ülkeleri birliği gibi laflar ediyordu. Dolayısıyla bunlar inandırıcı değil. Avrupa ile beraber oluruz sözlerinin bir demagoji olduğu anlaşılıyor. Ama bu şu yönüyle önemli; Avrupa Birliği ortak aklı da Erdoğan’ı güvenilmez buluyor ama bu söylediğini de ciddiye almak zorundadır. Bu da Erdoğan’a zaman kazandırtıyor. Ciddi anlamda bir oyalama süreci yaşanır oluyor. Eğer 10 Aralık’ta Türkiye’nin aleyhine herhangi bir şey çıkarsa, o zaman Erdoğan’ın söylemleri daha da bir sertleşir ve gerçek düşüncelerini o zaman söyleyebilir” diye konuştu.

TÜRKİYE ÇOK ŞEY KAYBEDER

Türkiye’nin AB ülkeleri ile çok ciddi anlaşmaları olduğunun altını çizen Erdemol, şunları söyledi: “En önemli iş birliği de Almanya ile. O yüzden Almanya böyle bir yaptırım uygulanmasını istemiyor. Eğer bir yaptırım kararı çıkarsa, Türkiye çok şey kaybeder. Mesela AB ve ABD’nin Rusya’ya yaptırımları oldu. Ama hangi konuda yaptırım uygulandıysa, Rusya o konuda kendisini güçlendirdi ve üretim yaptı. Aynı şey İran içinde geçerlidir. Türkiye’ye uygulanan yaptırımlarda kendi kalemlerini oluşturabilecek mi? Asıl mesele budur. Eğer oluşturamazsa o zaman etkisi çok büyük olur.”

Editör: Haber Merkezi