MERSİN - Cumhur ve Millet ittifaklarının ortaya attığı programların, birer sermaye programı olduğunu belirten EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, “Ezilen halkların talepleri doğrultusunda yeni bir rejimin inşası için tartışma yürütüyoruz” dedi. 

MA'nın haberine göre; Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, partisinin Mersin İl Örgütü’nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaşı, Rusya’nın işgali olarak tanımlayan Gürkan, Ukrayna’daki işgalin bölgedeki emperyalist politikalardan bağımsız düşünmediklerini söyledi. 

YAĞMA TALAN SÜRECİ 

Türkiye’nin 20 yıldır AKP iktidarı ile yönetildiğini belirten Gürkan, özellikle son 10 yıllık süreçte muhalif kesimlerin susturulmasına tanıklık ettiklerini kaydetti. Gürkan, “Cumhur İttifakı programı, ekonomide ihale yasalarıyla, yer altı ve üstü kaynaklarının yağma ve talanıyla ekonomide bir yağma-talan politikasının uygulandığı bir süreç oldu. Ülke yönetiminde baskı, yasak, kutuplaşma siyaseti, çatışmacı siyaseti tercih etti. 20 yıllık dönemin özellikle 10 yılında baskı ve yasaklar, hak ve özgürlüklerin engellenmesine, muhalif kesimin susturtulmasına tanıklık ettik. Bu hükümet, toplumsal düzeni de tek adam yönetiminin ihtiyaçlarına uygun olarak yeniden düzenliyor ve özellikle ideolojik politikalarda dini esaslara göre toplumsal düzeni inşa etmeye çalışıyor” diye konuştu. 

‘YOĞUN MÜCADELE ÖRGÜTLENİYOR’

Tek adam yönetiminin sonuçlarını emekçiler ile ezilen toplumsal muhalefetin derinden yaşadığını aktaran Gürkan, ancak mevcut politikalara karşı da yoğun tepki ve mücadelenin örgütlendiğini söyledi. Gürkan, “Özellikle işçi direnişleri, halkın mücadelesi, son dönemde gelen zamlara karşı protestolar, bütün bunlar halkın mücadelesini oluşturuyor” dedi. 

MİLLET İTTFAKI’NIN YOL HARİTASI 

Gürkan, Millet İttifakı tarafından dün paylaşılan yol haritasının özetinin gerçek sorunlara çözüm sağlamadığına dikkat çekerek, “Bu programın özetine baktığımızda; ne ekonomide ne işçi ve emekçilerin yaşadığı sorunlara gerçek çözümünü sağlayacak önerilerdi, ne çalışma yaşamında sömürüyü geriletecek çözüm önerileriydi. Ne kadınların hak eşitliğini sağlayacak ne de ülkenin temel sorunlarından olan Kürt sorunun demokratik çözümünün içeren, ne de gerçek anlamda inanma ve inanmama hakkını güvence altına alan gerçek bir inanç özgürlüğünü ortaya koyan bir programdı” şeklinde konuştu. 

‘NE MİLLET NE CUMHUR İTTİFAKI…’

Gürkan, Millet İttifakı’nın ortaya koyduğu çözüm önerilerinin de geçici çözümler olduğuna dikkat çekerek, “Biz biliyoruz ki, sömürü geriletilmediği sürece yağma ve talan düzenine son verilmediği sürece; ortaya konan çözümler geçici çözümlerdi. Bu geçici çözümler de halkın yaşadığı ekonomik ve siyasal sorunlara köklü çözümler getirmeyeceği açıktır. Bu nedenle  EMEP olarak, iki ittifak kapmasında yürütülen tartışmaların dar bir tartışma olduğunu, iki ittifakın programının da aslında bir sermaye programı olduğunu, işçi ve emekçi sınıflar ile ezilen bütün toplumsal kesimlerin ihtiyaçlarını, çıkarlarını gözeten başka bir seçecek üzerinde tartışmanın yürütülmesi ve gerek bir halk seçeneğinin ortaya konulması yönünde bir tartışma yürütüyoruz. Bu kapsamda siyasi partilerle görüşmelerimiz oldu. Biz bu iki kutupta sürdürülen rejim tartışmasına sıkışmadan, alternatif bir rejim tartışmasının bu ülke için gerekli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü ne tek adam yönetimi bugün işçi emekçi ve ezilenlerin beklentilerine cevap verecek çözümler üretebilir ki zaten bugün yaşanan sorunların kaynağı bu iktidarın uygulamaları, ne de Millet İttifakı’nın içerisinde kimi demokratik söylemlerin ve vaatlerin olduğu programının bugün yaşanan sorunların kökten çözebileceğine dair bir çözüm önerisi içermediğini belirtiyoruz” dedi. 

‘HALKIN REJİMİ OLMALIDIR’

Kendilerinin halkın iradesinin egemen olduğu, seçilmişlerin esas alındığı, atanmışların halk ve seçilmişlerin üzerindeki vesayetinin kaldırıldığı bir sistemi tartıştıklarını söyleyen Gürkan, “Bürokrasisinin seçimle iş başına geldiği, görevini yerine getiremeyenlerin eğri çağrılma yetkisini de halkta olduğu bir rejimi tartışıyoruz. Şu an tek adam rejiminin iki dudağı arasında kayyum rejimi yürütülmekte, bu rejiminin karşısında halkın iradesi olmalıdır. Yukardan siyaset yaparak, masa başı siyaset yaparak demokrasi kazanılmaz. Eğer ekonomide yağma ve talan düzeni sona erecekse, çalışma hayatında, üretimde kölece çalıştırılma  sömürü sistemi değişecekse, kadınların hak eşitliği kazanılacaksa, Kürt sorunun demokratik çözümü sağlanacaksa, gerçek bir inanç özgürlüğünü içeren laiklik sağlanacaksa, bölgede barış, ülkede demokrasiyi içere, halkaların kardeşliğini ve dayanışmasını temel alan bir politika sağlanacaksa, bütün bunların mücadele ile olacağını ve bir siyasi program etrafında emek ve halk güçlerinin ve siyasi güçlerin mücadele ortaklığıyla birleşerek sağlanacağını belirtiyoruz” şeklinde konuştu.  

YENİ BİR REJİMİN İNŞASI  

Gürkan, tartışmalarının, bugün bir sandık ve seçim tartışması olmadığını belirterek, “Yine partiler bir araya geldik, ittifak oluşturduk tartışması değil, ülkenin kaderinin işçi ve ekmekçiler lehine, ezilen halk ve inançların talepleri doğrultusunda, yeni bir düzenin, rejimin inşası yönünde bir tartışma yürütüyoruz. Buradaki kazanımın yolunun da ortak mücadeleden geçtiğini biliyoruz. EMEP olarak ‘Bağımsız, demokratik bir ülke ve insanca bir yaşam’ bildirgesini ortaya çıkardık. Bu bildirgenin rotaya koyduğu ihtiyaçlar temelinde diğer siyasi partilerle, emek ve demokrasi güçleriyle ortaklaşabileceğimiz bir siyasi platformla bu ortak mücadele şeklinde yürüttüğümüz, birlikteliğimizin bir siyasi program etrafında ittifak gücüne dönüşmesi ve bu ittifak gücünü de, bu ülkenin kaderini değiştirmesi yönünde bir umudu koruyoruz, çalışmalarımızı bu yönde sürütüyoruz” dedi. 

Editör: Haber Merkezi